-PERDE DAVASI-

48 6 17
                                    

Sabah duvara yastık fırlatarak aniden sinirle kalktım. Neden hiçbir fikrim yok. Hemen telefonumdan saate baktım. Lan saat daha 05.00. Olum kargalar bile bokunu yemedi lan daha diye hayıflanarak banyoya girdim. Girmez olaydım. Gördüğüm manzara beni benden aldı  ' beni benden alırsan seni sana bırakmam'  diyen 2. Keko olan iç sesim hayriyeyi ağzına abajur sokarak susturdum. Sabahları mesaiye hayriye çıkıyordu. Banyoda gördüğüm rönesans tablosunu seyretmeye başladım. Abim dün Güneşle ne konustuğumu dinlemek için banyoma saklanıp orada uyuyakalmıştı yüksek olasılıkla. Ben diyorum da kimse inanmıyor ya bu abim kesin Güneşe aşık. Kendimi gülmemek için zor tutarken elimi yüzümü yıkadım. Elimi de abimin üzerine kuruladım, çünkü amaç ibnelik olsun ehehe. Neyse madem erken kalktım az spora çıkam dedim. Ben de bilmiyorum bu çılgınlık nerden geliyor ama hemen giyinip sahile indim. Yaklaşık yarım saat koşup bir banka oturdum. Gözlerimi kapatmış soluklanırken yanımda bir hareketlilik hissettim. Gözlerimi açtığım da bir baktım ki Yiğit abi. Tabi ben şok. Benim ona baktığımı görünce gülümsedi ardından " oo Dolunay bakıyorum da erkenciyiz" dedi. Ben de " normalde kömüş gibi uyurdum ama bugün bir hışımla kalkıverdim valla" dedim gülerek. Ardından saate bakıp ayaklandım ve " eve gitsem iyi olacak geç kalmak istemem" dedim. 'Tabi istemezsin buldun yakışıklı hocayı' diyen iç sesim pakize anlaşılan mesaiye başlamıştı. Ben tam arkamı dönüp giderken arkamdan " Dolunay bugün de çok güzelsin" dediğini duydum ama dönüp bakmadım çünkü ben ghcklhckhc. Sonunda eve vardığımda yavaşça yukarı çıkıp ortak banyo da kısa bir duş aldım çünkü benimkinde abim uyuyor. Ben tam bornozuma sarılıp banyodan çıkmıştım ki evi yine o iğrenç ses doldurdu. LANET OLASI ALARM. Hemen sesi takip ettim ve vardığım yere bakarak zafer sırıtışı yaptım. Abimin yatağının altında çalmakta olan alarmı alarak kendi odama girdim ve giyindim.

Ardından hemen elimde alarmla aşağıya indim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ardından hemen elimde alarmla aşağıya indim. Hemen anamı öptüm ve sofraya geçtim. Abim ve babam da sofraya teşrif ettiklerinde sinsi gülüşümü yüzüme misafir ederek konuşmaya başladım ve" bu elimde görmüş olduğunuz alarm hazretleri her gün çalan ve kimin olduğu belli olmayan o alarm ve tahmin edin kimin" dedim. Bunun üzerine tüm bakışlar abime döndü. Abim afallamışcasına bana bakmayı sürdürürken " sevgili abimin yatağının altından çıktı" dedim. Ben galetayı krem peynirine batırıp yerken abim ise bana hırsla bakıyordu. Ardından sinsice gülmeye başlayan abimle afalladım. Yüzüne şimdi bittin sen bakışı yerleştirmişti. 'Aha sıçtık' diyen iç sesim şuan cidden haklıydı " anne hani çatı katında ki tavanda koca bir delik açılmıştı ya yerde de karpuz parçalanmıştı hani o gün onu sen misafir çocukları yaptı sanmıştın ama onu Dolunay yapmıştı dc oynarken  söylemişti" demesiyle üstüne atladım. Babam " nasıl becerdin Dolunay" dedi. Abim tabi beni gömmeye dünden razı " bu çocuklara oyun yapıcam diye karpuzu tavana fırlatmış sonra karpuz tavanı delmiş ve parçalanmış" diye olayın özetini geçti. Ben de tabi mal olduğum için hemen " yok ya o şeydi anam bana perde astırcaktı normalde bende tabi şey yaptım çatı katına çıktım sonra baktım çocuklar karpuzla oynuyo dedim annemin ilgisini başka yöne çekmem lazım amacım sadece karpuzu parçalanmaktı mamafin çatı da arada kaynadı sonra zaten ordan kaçtım." Diye olayın doğrusunu anlattım. Herkes tip tip bana bakarken "çatının masrafını harçlığından kesicem Dolunay" dedi babam. Bunun üzerine hırsla abime baktım. Eğlenmiş bir ifadeyle bana bakıyordu. Sinirle masadan kalktım ve otobüs kartımı ve çantamı alarak evden çıktım. Şansıma ilk defa beklediğim otobüs hemen geldi. Yaklaşık 15 dakika sonra okulun önünde indim. Okula girdiğim de derse geç kaldığımı gördüm. Koşarak sınıfa çıktım. Hemen kapıyı tıklayarak içeri girdim ve " geç kaldığım için özür dilerim hocam " dedim. Ders Ediz hocayaydı. Gülerek " geç bakalım yerine" dedi. Sırama doğru ilerledigimde tanımadığım bir sima ile karşılaştım. Olum her gün  her gün yeni birileri sıkıntıyla yerime oturdum. Çocuk tip tip bana baktığında rahatsız bir ifadeyle ona döndüm ve " sıkıntı nedir kardeş" dedim. Gülerek " sıkıntı sensin " dedi. Daha ilk günden ne bu cesaret yürek mi yedin yiğidim. " Yaa öyle mi neymiş benim oluşturduğum o sıkıntı" dedim bende. O da " ilk görüşte aşık olmam" dedi. Dediği gibi " HÖSTTT AY HOŞT BE" diye bağırdım hemen. Herkes şok içinde bana bakarken bende onlara baktım. Ehehe galiba SIÇTIM gençler. "Noluyor orada Dolunay" diyen Ediz hocaya döndüm bu sefer ve " Hocam arkadaş yürek yemiş de gelmiş herhâl" dedim. Bunu demem üzerine Ediz hoca tek kaşını kaldırarak bakmaya başladı. Yanımdaki çocuğa döndüm ama hala sırıttığını görünce ya sabır çekerek tekrar Ediz hocaya döndüm ve " sıkıntı yok hocam biz aramızda hallederiz" dedim. Bu sefer sabır çekerek arkasını dönen Ediz hoca oldu. Bende sıraya yatıp uyudum.
 

      - 3 saat sonra-

Israrla çalan telefonumu ciddi bir baş ağrısıyla kim olduğuna bakmadan açtım zaten sanırım öğle arasındaydık kimse yoktu." ALÜÜÜ EMMIOGLI SEN MISEN" diyerek telefonu açtım. Bunun üzerine gür bir kahkaha duydum ve ardından " yok yafrım ben sevgilin" dedi Ardaşkım. Bu dediğine güldüm sonra " taam ne diycen sevgili" dedim. " Ya bugün seni ben alcam Dolunay okulunda kim var bilelim değil mi" demesi üzerine göremeyeceğini bile bile kafa salladım ardından da "olur sevgili sen şaap bende abime haber verem öptüm" diyerek telefonu suratına kapattım. Ardından hemen abime mesaj çektim 'abee bugün beni Arda alcak gelme'  diye yazdım ve gönderdim. Çok kibarımdır tşk .s
Ve çok geçmeden yanıt sesi geldi ' ay ay etsinler sizin aşkınızı iyi taam'  yazıyordu. Güldüm.

        - bir 3 saat sonra daha-

Sonunda kazasız belasız bir günü daha atlattık çok şükür, hemen hazırlanıp okuldaki asansöre bindim. Benim ardımdan biri daha binmesiyle kapıya doğru döndüm ve lacivert birer gözle karşılaştım. Ediz hocayla. O da binince asansör kapandı. Biz sessizliğimizi korurken asansör 3. katta idi. Aniden garip bir sesle durdu. Aha asansörde kaldık la. Hemen Ediz hocaya baktım. O da aynı ifadeyle bana bakıyordu. Ardından birden gülmeye başladı ve " illa bana bişey anlatman için bir yerde kapalı mı kalmamız gerekiyor " dedi. Bense susmaya devam ettim. O ise sessizliğimi bozmakta ısrarcı bir şekilde " o çocuk bugün sana ne dedi" dedi. Ona cevap vermek istemediğim için " Hocam farkında mısınız bilmem ama ASANSORDE KALDIK ve acilen biseyler yapmamız gerek" dedim. O hâlâ rahat bir tavır takınırken " birazdan kurtarılırız merak etme" dedi. Bunun üzerine " nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz" diyerek üstledim. O ise sadece göz devirerek ' bekle ve gör' dercesine bana bakıyordu. Bu bakışın üzerinden çok geçmemiştiki Hülya hocanın çığlığı binayı inletti "ayy asansörde birileri kalmış". Bunun üzerine ikimizde güldük. Zaten çok geçmeden kurtarıldık. Dışarı çıktığımda Arda merakla beni bekliyordu. Beni görünce koşarak bana sarıldı." Ya nerdesin ya meraktan ölüyordum" dedi. Bunun üzerine ona daha sıkı sarıldım. Arkadan ayak sesleri gelince Ediz hocanın geldiğini anladım. Ama Ediz hoca selam bile vermeden hızla arabasına bindi ve uzaklaştı. Biz de Ardayla bugünü de sonlandırmış olduk...



Multi: Ardaşkım

Bunuda dinleyiverin çok hoj dgdggddldddkdl

SEN HAYIRDIR LOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin