3.6

6.9K 587 500
                                    

Yazım yanlışı görürseniz uyarın.

Ben koşarken Jungkook da arkamdan geliyordu. Sadece bir bardak içmeme rağmen başım ağrıyor ve midem bulanıyordu. Gördüğüm denizle durdum. Işıkların verdiği yansıma çok güzeldi. Gülümseyerek elimi uzattım ve uzaktaki evlerin parıltılarına dokunmak istedim.

"Lisa, ahh cidden.."

Kolumdan tutmuş bir şekilde bekliyordu ve beni durdurmak isterken nefes nefese kalmıştı.

"Bir daha içki dersen var ya!..."

Neden bu kadar abartıyordu? Sadece koşmak istemiştim. Dudaklarımı büzerek başımı eğdim. Hep ona sorun oluyordum. Neden bu kadar baş belasıydım?

Tekrar denize dönerek önümüzde sırayla dizili olan direklere ilerledim. Aşağıya bakmak istiyordum. Direklere yaslanarak öne doğru eğildim.

"Ya!!"

Kolumdan tutarak geriye çekti. Düşmemden korkmuş olmalıydı. Denize öncekinden daha çok yakındık. Jungkook'un az önce bana bakan gözleri korkar bir tavırla denize dönmüştü. Daha önce gözlerinde hiç böyle bir bakış görmemiştim. Bu yüzden garip hissettirmişti.

"Neden beni buraya getirdin?"

Sorduğu soruyla bir süre durakladım. Buraya nasıl geldiğimi bilmiyordum. Buranın neresi olduğunu ya da adını, hiçbir şeyini bilmiyordum. Sadece bir an kanatlanıp uçacağımı düşünmüştüm ve koşmaya başlamıştım. Sonra kendimi burda bulmuştum.

"Bilerek getirmedim. Burayı ilk defa gördüm hatta. Neden ki?"

Gözlerini denizden ayırmıyordu ve sürekli yutkunuyordu. Yanlış bir şey yapıp yapmadığımı bilmiyordum. Ama fazlasıyla garipleşmişti. Belki de konu değiştirsem daha iyi olacaktı. Direkleri göstererek Jungkook'un dikkatini çekmeye çalıştım.

"Buraya yaslanarak aşağıya bakmak çok güzel! Denemek ister misin?"

Gözleri sonunda beni bulduğunda dolmuş olduğunu fark ettim. Ne olmuştu birden bire bilmiyordum.

"Yıllardır buraya gelmiyordum. Tekrar gelmek mide bulandırıcı."

"Neden?"

"Nefret ediyorum çünkü."

"Nefret etmen ilginç.."

Yorulduğumu hissederek arkalardaki banka oturdum. Daha sonra ayaklarımı uzattım ama bu uzun sürmemişti. Yanıma yaklaşarak ayağıma vurdu.

"Neden oturdun? Ayağa kalk hadi! Gitmemiz lazım."

Sinirlenmiştim ama belli etmesem daha iyi olacak gibiydi. Ne diye ayağıma vuruyordu ki?

"Jungkook, biraz daha kalsak? Hem şu ışıltılara bak! Biraz daha izlemek istiyorum."

En sonunda pes ederek yanıma oturdu ve benim gibi ayağını uzatarak baktığım yöne doğru baktı. Ama onun yüzünde benim gibi gülümseme oluşmuyordu.

"Neden böyle bakıyorsun? Gerçekten sevmedin mi?"

"Evet sevmedim. Kırmızıdan başka bir şey göremiyorum çünkü. Sadece acı veriyor."

Söylediği şey ile yüzümdeki gülümseme anında silinmişti. İçim endişeyle dolarken ayağa kalktım. Ellerimle Jungkook'un göz kapaklarını daha çok açmaya çalıştım ve gözlerine baktım.

"Nasıl? Bu kırmızı şeyi sana da mı oluyor yoksa!?"

Ellerimi yüzünden uzaklaştırdı ve kolumdan tutarak tekrar oturmamı sağladı.

RED × LisKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin