5.0

5.8K 510 581
                                    

Yazım yanlışlarımı söyleyin ki düzelteyim. 😘❤️

"Jungkook, nereye gidiyoruz?"

Cevap vermeyerek sadece yürüyordu. Bazen beni görmezden gelmesine alınıyordum ama uzun zaman ayrı kalmıştık. Bu yüzden üzgün olamıyorum ve korktuğum başıma gelmişti. Ben onu affetmiştim. Aklım 'affetme, yaptıklarını unutma' dese de kalbim beni dinlemiyordu ve kuşların kanat çırpma hızında atmaya devam ediyordu.

Elimden tutması bile beni deli gibi mutlu ederken nasıl elimi ondan çekerek umursamaz davranabilirdim ki?

Yüzünde taktığı maske ilginç gelse de bir şey dememiştim. Neden yüzünü sakladığını bilmiyordum. Birden bana bakmasıyla ben de ona baktım. Uzun uzun bakması neden karnımda ağrı yapıyordu ve ölüyormuşum gibi hissettiriyordu bilmiyordum. Sadece çok heyecanlanarak deli gibi gülme isteği geliyordu içimden. Mutlu hissediyordum.

"Ateşin mi var?"

"Ne? Neden ki?"

Eliyle alnıma dokunmasıyla yutkundum. Neden durduk yere yakınlaşıyordu ki?

"Hayır! Ben iyiyim."

Elini alnımdan çektim ve ondan bir kaç adım uzaklaşarak arkamı döndüm. Kendine gelmesi için yumruk yaptığım elimi kalbime vurdum. Durduk yere terliyordum ve gülümsüyordum. Delirmiş olmalıydım. Birinin arkamdan sarılmasıyla sıçradım.

"Korkma benim. Sorun ne? Neden kalbine vuruyorsun? Bir sorun mu var?"

Her şeyi görmüştü. Arkamı dönmüştüm oysa ki.. Ona dönerek omuzundan ittim ve kaşlarımı çattım. Hemen yumuşamamam lazımdı ama bu yüzü görünce normal bir insan nasıl yumuşamazdı ki? Yüzünde maske olsa da gözlerinin parlaklığı bile yetiyordu.

"Jungkook, beni neden bıraktın..?"

Bir süre durakladı ve boş bakışlarla yere baktı.

"Zorunda kaldım. Zorluklarla tek başıma savaşarak seni zorda bırakmak istemedim. Sensiz kaldığım zamanlar benim için de kolay geçmedi Lisa."

Gülümsedi ve elini başıma uzatarak saçlarımı okşadı. Saçıma bir şey taktığını fark ettiğimde ne olduğunu anlamaya çalıştım. Elimi saçlarıma uzatarak Jungkook'a baktım.

"Bu ne?"

"Sen yokken güçlü kalmamı sağladı o. Şimdi de sahibinin saçları arasında."

Gülümseyerek saçlarıma bakıyordu. Taktığı şeyi çıkararak elime aldım. Sanırım artık kalbim gibi aklımı da ona kaptırmıştım. Pembe kurdeleli tokaydı. Ona itiraf ettiğim günden hemen sonra takmıştım. Hatta o gün bana güzel durmuyor demişti ve saçımdan çıkararak cebine koymuştu.

Gözlerim dolarken bedenime sarılan kolları hissettim. Bana böyle sarılmasını özlemiştim.

"Şimdi tokayı yerine takalım."

Elimden aldı ve gülümseyerek saçlarıma taktı. Bana iyi gelecek olan tek şeyin o olması ilginçti. Nasıl bir insan bu kadar iyileştirici özelliği kendinde barındırabilirdi ki?

"Ben özür dilerim Lisa. Beni affetmesen de sorun değil. Çünkü affettirene kadar peşini bırakmayacağım."

"Söz ver."

"Söz veriyorum. Hatta sana her gün şarkı söyleyeceğim."

"Gerçekten mi?"

"Evet."

Elimden tutarak yürümeye devam etti. Ben de yanında ilerliyordum.

"Ses eğitimi aldım sen yokken. Ve artık fanlarım var sanırım."

"Ne ... Nasıl?"

Sorduğum soruyla durdu ve ceketinin içinde kalan kolyeyi boynundan çıkardı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken elimi kaldırarak avucuma bıraktı. Kolyenin önünde Army arkasında da Lalisa yazıyordu.

"Army ne?"

"Sen yokken bana destek olan ve elimi hiç bırakmayan sevdiklerim."

Kolyeye hayran kalmış bir şekilde bakarken gülümsedim.

"Beni de tanıştırır mısın?"

"Olur ama sayamayacağın kadar fazlalar. Bir araya geldiklerinde yıldız gibi oluyorlar. Tek eksik olan şey güneşimdi. Onu da buldum."

Durduk yere neden bu kadar romantik davranıyordu ki? Utanarak başımı eğdiğimde maskesini indirdi ve yanağımdan öptü.

"N.. ne yapıyorsun?"

"Sadece.. çok özlemişim."

Utansam da gülümseyerek elimdeki kolyeyle beraber ona döndüm. Kolyeyi tekrar boynuna takarak kırmızının en güzel tonu olan dudaklarına uzandım. Küçük bir öpücük bırakarak tekrar maskesini takmak istemiştim ama bunu yaptıktan sonra kendimi ayıramamıştım. Belimi sımsıkı kavramasını bile özlemiştim.

Gözlerimden uzun süre hissetmek zorunda kaldığım özlemin birikintileri akarken, kalbime birer birer sonsuz mutluluk kapıları açılıyordu.

Keşke zaman dursaydı ve onunla uzun süre böyle kalsaydım. Kollarımı boynunun arkasında kalan kapişona uzatarak kavradım ve kafamızı kapatacak şekilde örttüm. Bu hareketimle gülümsediğini hissetmiştim.

Bu gece şimdiye kadar Jungkook'un beni en sıkı sardığı geceydi. Onun kollarıysa hayatım boyunca ayrılmak istemediğim kanatlarımdı.

Üzülerek söylüyorum ama.. diğer bölüm final.

Sizi seviyorum 🌸

RED × LisKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin