ARAF-2

170 8 17
                                    

Okulun formaları ve dış cephesi gibi içi de bordoydu. Hatta bordo rengi, krem renkle harmanlamışlardı ve ne yalan söyleyeyim okul eski okulumun yarısı kadardı. Kalabalık bir okul olmasına rağmen herkes herkesle arkadaş olmuyordu.

Yüzümdeki itici ifadeyi Yok etmek istesemde yapamıyordum galiba herkesin beni süzmesinden kaynaklanıyordu. Merdivenleri çıkıp müdürün odasına ulaşınca kapıyı tıklatıp içeriye girdim, gel emrini bekleyemeyecektim zira kapının önünde kuduz köpekler gibi beni seyreden öğrenciler vardı.

"Keşke bir gel dememizi bekleseydin kızım!" Elimi hafifçe kaldırıp "Pardon" diye mırıldandım ardındanda müdürün karşısına geçtim. "Yeni öğrenci sen misin?" Başımı sallamakla yetindim zira bugün olabildiğince az konuşacaktım.

"Adın ne?"
"Duru Kılıç."
Müdür adımı duyar duymaz kafasını kaldırıp gülümsedi, anlaşılan dönem ortası kayıt yaptırmam babama pahalıya patlamıştı. Neden tüm okul müdürleri bu kadar paragöz oluyor?

"Hoş geldin. Sınıfın 11-C. Bol şans." Normalde zihin açıklığı dilenmez mi? Bol şans neden? Takılmamaya çalışarak odadan çıktım ve devasa okulda 11-C yi aramaya başladım. Kafamı bir sağa bir sola döndürüyordum galiba bu yüzdende midem bulanmıştı.

Karşıma kızlar tuvaleti çıkınca tereddüt ederek içeriye girdim, fakat biri beni itince bir kaç adım geriledim. "Ne oluyor be!" Bu ani çıkışım benden bir kaç santim kızın ağzını yayarak "Kapalı." Demesiyle son buldu. Tuvalet neden kapalı olsun? Üstelik günün ilk saatinde.

Kapının aralık kısmından gözümü içeride dolaştırdım ve sarışın bir kız gördüm. Ece değil mi o? Önümdeki siyah saçlı kızı omuzundan itip lavabonun kapısını açtım ve herkesin bakışları bir anda bana döndü. Kendimi gerilim filminde gibi hissediyordum.

Ece yerde ağlayan bir kızı dövüyordu üstelik tek başına da değildi.
"Senin ne işin var burda?"
"Bu soruyu benim sormam gerekmiyor mu?" Ece bir anda omuzlarını geriye atarak bana dönünce önümde ki kızlarda tip tip bakmaya başladılar.

Ne bu böyle? Çakma Kore dizisi mi? "Çık dışarı." Ece kaşıyla kapıyı işaret edince gözüm yerdeki kıza kaydı. Ağlıyordu ve perişan haldeydi. Ece'ye cevap vermek yerine hızla koşup kızı yerden kaldırdım tabii bu sırada Hanımablamızın yaverleri kollarıma yapışmışlardı bile.

"Bu yaptığını babaannem öğrense ne yapar acaba?" Ece bu lafım üzerine arkadaşlarını üstümden çekti. "Sen beni tehdit mi ediyorsun?" Her ne kadar bu okuldan biriyle muhattap olmak istemesemde bu kıza üzülmüştüm.

"İkaz diyelim." Soğukkanlılıkla verdiğim cevaba Ece, elini tuttuğum kızı kolundan çekerek cevap vermişti. "Bu kız bizim! Eğer sende onun gibi olmak istemiyorsan çık dışarı." Ece'nin tehditi beni güldürmüştü. Hiç birşey demeden elini tuttuğum kızı kendime çekip birlikte tuvaletin çıkışına doğru ilerledik.

Yolumuz iki kız tarafından kesilince oflayarak arkama döndüm ve sinirle sesimi yükselttim. "Of! Şaka mı bu? Okul mafyası mısın sen kızım?" Ece'nin gözleri elini tuttuğum kızla aramda dolaşırken dişlerinin arasından tısladı. "Bunun bedelini ödeyeceksin Duru! Bırakın gitsinler!" İçimden Ece'ye yav hehe dedikten sonra kızların arasından geçip lavabodan çıktım.

"İyi misin?"
"Ne yaptın sen! Yaktın kendini!"
Anlaşılan bunu da korkutmuşlar. Ne tuhaf bir okul? Biri mafyacılık oynar ötekisi paranın peşine gider. Bakalım daha nelerle karşılaşacağım. "Boşver sen şimdi. Anlat bakalım, Ece neden dövüyordu seni?" Kız burnunu çekip göz yaşlarını sildikten sonra dağılan saçlarını topladı ve formasını düzeltti.

"Kurtların yere düşen kalemini aldım diye." Anlamamıştım. Ve sanırım kızcağız da anlamadığımı görmüş olacak ki beni kolumdan tutup kenara çekti. "Öncelikle beni kurtardığın için teşekkür ederim. Ben Defne." Uzattığı eli samimi bir gülüşle sıkıp kısaca "Duru." Dedim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 29, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin