2/Seçmen Şapka

2.2K 122 6
                                    

Mary, Lily ve Severus trenden birlikte indiler.

"Birinci sınıflar, gelin buraya!" Hagrid'in sesi kalabalıkta bile rahatça duyuluyordu.Üstelik boyunun uzunluğundan dolayı büyük yüzü de rahatça görünüyordu. Üçü birlikte Hagrid'in yanına gittiler. "Hadi peşimden gelin."Hagrid arkasına doluşan öğrencilere bağırdı. "Hey, adımlarınıza dikkat edin!"

Birinci sınıflar düşmemeye özen göstererek dik ve dar  patikada Hagrid'i izlediler. Mary heyecandan midesinin kasıldığını hissetti. Birkaç dakika sonra hayatını değiştirecek okulu görecekti! Bu düşüncesini Hagrid de dile getirdi ve Mary'nin heyecanı iyice arttı. Acaba babasının anlattığı kadar büyüleyici bir görüntüsü mü vardı? Mary düşüncelerle başı önde ilerlerken Lily'nin hemen yanında nefesini tuttuğunu fark etti. Başını kaldırdığında dar patikanın büyük bir göle açıldığını gördü. Karşıdaki dağın yüksek tepesinde ise ışıklı pencereleri ve bir sürü kulesiyle dev bir şato vardı. Mary şatoya bakmak için kafasını iyice yukarı kaldırdı. Gökyüzündeki parlak yıldızlar arka fondaydı ve tahmin ettiğinden bile daha harikaydı.

"Kayıklara dört kişiden daha fazla binmeyin!" Hagrid'in sesiyle hareket etmesi gerektiğini anladı Mary. Kayıklarda kimse konuşmuyordu. Mary , şatonun altına kadar uzanan karanlık tünele girmeden yanında kimlerin olduğuna bile bakmamıştı. Hemen sağ yanında Lily Evans duruyordu. Kafasını, tünele çarpmamak için eğmişti, onun yanında ,daha önce trende de tanıştığı, Severus Snape vardı. Nedense herkes gibi etrafına bakmıyor, gözlerini Lily'ye dikmişti. Herhalde konuşuyorlardı, diye düşündü Mary. Yoksa neden onu izlesin ki? Kendi solunda ise sarı saçları yüzünü örten bir kız vardı. Saçları fazlasıyla kıvırcıktı.

Kayık durduğunda Mary inmesi gerektiğini anladı ve karaya ayak bastı. Şato , zaten uzakta bile olabildiğince devasa görünüyordu. Ona yaklaştığında ise Mary kendisini küçücük hissetti. Hagrid öne geçip büyük kapıya üç kere vurdu. Kapı hemen açıldı. Zümrüt yeşili bir cübbe giymiş, uzun boylu, siyah saçlarını arkasında topuz yapmış bir cadı duruyordu karşısında. Mary bu bayanı daha önce de gördüğünü düşündü. Adı neydi? Mcgonel?

"Birinci sınıflar, Profesör McGonagall." Dedi Hagrid. Evet, diye düşündü Mary sert yüzlü cadıya bakarken. Adı McGonagall'dı.

"Teşekkürler, Hagrid. Gerisiyle ben ilgilenirim." Dedi McGonagall.

Giriş Salonu o kadar büyüktü ki Mary içinin de en az dışı kadar etkili olacağını düşünmeden edemedi. Dört bir yanda olan meşaleler etrafı aydınlatıyordu. Tavan ise o kadar yüksekti ki Mary, sonunu görüp görmediğinden şüphe etti.

McGonagall'ı takip ettikler ve klasik 'Hoş geldin!' konuşmasını dinlediler. Ardından tekrar onu takip ederek Mary'nin Büyük Salon olduğunu tahmin ettikleri bir odaya girdiler. Mary orayı deliler gibi merak edip hayalini kurmuştu ve hayal kırıklığına uğramaktan çok korkuyordu.

Korktuğu başına gelmedi.

Tıpkı gelmeden okuduğu 'Hogwarts Bir Tarih' deki gibi salonda dört upuzun masa vardı. Her birinin üstünde pırıl pırıl tabak ve kupalar vardı, havada ise onlarca mum etrafı aydınlatıyordu. Etrafta uçuşan hayaletler birkaç öğrencinin çığlık atmasına neden oldu ama utanarak hemen sustular. Mary daha önce okuduklarını hatırlayarak kafasını kaldırdı ve tavana baktı. Tam da beklediği gibi tavanda gökyüzü vardı. Yıldızlar o kadar parlak ve gerçekçiydi ki Mary'nin gördüğü hiçbir gökyüzünde bu kadar parlak yıldızlar yoktu.

"Baksana tavana." Yanındaki Lily'nin hevesli sesini duydu. Mary hafifçe gülümsedi. "Hogwarts Bir Tarih'te okumuştum. Tavan büyüyle gökyüzü gibi gözüküyor." Dedi. Sonra ukalalık yapmış olmaktan çekinerek ekledi. "Zaten senin de bildiğin gibi."

"Hayır, bilmiyordum." Dedi Lily gözlerini tavandan ayırıp, Mary'ye çevirerek. "Ben burayı daha yeni duydum. Severus, bu yaz bahsetti hemen sonra da mektubum geldi."

"Peki ya annen veya baban? Onlar neden söylemedi ki?"

"Daha yeni öğrendikleri için." Lily huzursuzca cevapladı. Mary onun bir muggle doğumlu olduğunu anladı. Yani ailesinde büyücü veya cadı yoktu. "Merak etme, bildiklerimi sana anlatırım."

Lily sevinçle gülümsedi, bir dost bulduğu için sevinmişti. Mary de ona gülümseyip gözlerini ileriye dikti ve ahh, işte orada, diye düşündü. Seçmen Şapka! Mary'nin kalbi öyle hızlı atıyordu ki etraftakiler duyabilirdi diye düşündü ama sonra onlarında o kadar heyecanlı olduğu aklına geldi.James Potter önden,Mary'ye baktı ve cesaret vermek istercesine gülümsedi.

  Seçmen Şapka şarkısını söyledi ve isimler okunmaya başladı 'Black Sirius' Lily Mary'ye çocuğu işaret etti ve "Biri buydu hani trendeki çocuklardan" dedi.Mary şaşırdı az çok ailesi sayesinde bir şeyler biliyordu.Black...Slytherin diye düşündü içinden. Seçmen Şapka çocuğun başına değdikten sonra uzun uzun bekledi ve sonunda "GRYFFİNDOR!" diye bağırdı.

Salondaki çoğu kişi şaşırmıştı.Çocuk ise gülerek masasına doğru gitti.Listeye devam edildi "Evans Lily" Mary ,Lily'nin elini sıktı ve Lily titreyen bacaklarla öne çıkıp sallanan tabureye oturdu. McGonagall Seçmen Şapka'yı onun başına geçirdi ve Şapka koyu kızıl saça değdikten bir saniye sonra "GRYFFİNDOR!"diye bağırdı.

Liste devam etti "Alegria Mary" Mary derin bir nefes aldı ve kendinden oldukça emin bir şekilde tabureye oturdu.Kendine çok güveniyordu.Ayakları titremiyordu ve sakindi.Seçmen Şapka başına oturdu "Kendinden çok eminsin.Neşeli bir karakterliğin var.Cesursun ve oldukça da zeki.Slytherin-" Mary bir anda sallandı taburesinden düşecekken son anda dengesini sağladı. Şapka güldü ve sözüne devam etti "Olmaz. Açıkçası babana tahmin ettiğin kadar çok benzemiyorsun. Rawenclaw veyaaa ... GRYFFİNDOR!!" diye bağırdı.Mary sessizce 'teşekkürler' dedi.

  Babana tahmin ettiğin kadar çok benzemiyorsun,  derken ne demek istediğini anlamamıştı. Sonuçta babası da Gryffindor'luydu. Herhalde ondan daha zeki olduğumu söylemek istedi, diye düşündü ve kıkırdadı. Hemen , Gryffindor'a seçilmenin sevinciyle Lily'nin yanına koştu.Çok mutluydu.Diğer isimleri dinlemedi bile o kadar heyecanlıydı ki Lily'ye bunları anlatıp duruyordu. Lily de onu heyecanla dinliyordu ta ki son kişi okunana kadar "Snape Severus"

 Lily tüm dikkatini ona verdi.Mary de istemeden de olsa Seçmen Şapka ya baktı "SLYTHERİN!" Lily Severus'a hüzünle bakarken Mary James'i gördü ve Quidditch hakkında konuşmaya başladılar.Lily de bir anda "Quidditch mi o da ne ?" dedi.James gülmeye başladı ama küçük düşürücü bir gülme değildi bu,daha çok sevimli bir gülmeydi.Açıklamaya başladı.  

  Umarım sevmişsinizdir.Lütfen yorum yapmayı unutmayın :D 

Mary Alegria ve ÇapulcularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin