Multimedya ; Demir SAYER
"Neden savcı suçlu bulmamış bu tecavüzcü sapığı ben olsam mühebbet verip hadım ettirirdim"
Yarım saattir karşımda kendi kendine cevap verip kendi kendine cevaplayan çiğdem'i dinliyordum. O kadar uyarmama rağmen hala devam ediyordu. En son birinden laf işitecekti.
"Pardon, burası kütüphane buraya ders çalışmaya geliyoruz seni dinlemeye değil"
İşte bunu bekliyordum.
Çiğdeme neyi yapma desem yapar, yap desem yapmazdı o kadar ters bir kızdı. Şöyle saçma sapan hareketleri olmasaydı gerçekten çok iyi biriydi.
"Bana laf söylemeye ayırdığınız zamanı başka bir yere oturarak harcayabilirdiniz"
Önümdeki kitabı kapatıp tahtaları eskimiş sandalyede arkama yaslandım ve çiğdemi pür dikkat izledim.
"Anlamadınız galiba yada yalnış yere geldiniz burası kütüphane acil olmadığı sürece konuşmak yasak burda"
Gayet haklı bir şekilde kendini savunan kıza dönüp baktım. Önündeki kitaplara bakılırsa psikoloji bölümü okuyordu. Gayette çalışkan ve zeki bir kıza benziyordu.
"Ah! Beni aydınlattığınız için size minettarım"
Çiğdeme baktığımda sanki haklı taraf kendiymiş gibi kızın üstüne atlama pozisyonuna geçmişti. Tam ağzımı açıp çiğdeme laf söyleyecekken...
"Lütfen kavganızı dışarıda edebilir misiniz?"
Lafımı kesen pes ses tonu buydu. Sesin geldiği yere baktığımda tam arkamda oturan o adamı gördüm. Gözlüklerinin üstünden çiğdemle diğer kıza bakıp duruyordu.
"Tamam, bizde bitirmiştik konuşmamızı zaten" dedikten sonra çiğdeme keskin bakışlar atıp yerine oturdu.
"Kalk çiğdem gidelim hadi" diyip kitaplarımı elime alıp yürümeye başladım.
"Çok sinirlerimi bozdu, manyak galiba bide psikoloji okuyor önce kendi psikolojisine sahip çıksın"
Cevap vermeden yürüyerek kütüphaneden çıktım yurda gidip sadece uyumak istiyordum yaklaşık 29 saattir uykusuz bir şekilde ortalıkta geziyordum.
"Haklı değil miyim ama ışıl"
Diyerek yüzüme baktı cevap vermemi istiyormuş gibi."Hukuk anayasasının 42. Maddesine dayanarak hiç kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Sen orda yüksek sesle konuştuğun için kızı bir nevi eğitim hakkından yoksun bırakmış oldun"
Gözlerini faltaşı gibi açmış yüzüme bakıyordu ve birden yürümeyi kesti.
"Fazla abartmıyor musun ışıl sadece yüksek sesle düşüncemi ortaya döktüm"
Yürümeyi bırakıp geriye döndüm arkamda kalan çiğdeme baktım sinirli ve mahçup bir şekilde duruyordu. Dışarıya çok sinirliyim görünüşü yaratan ama içeriden mahçup olan. O da biliyordu yaptığının yalnış bir şey olduğunu.
"Bunu kütüphanede yapamazsın çiğdem" dedim gözlerinin içine bakarak.
"Çok mu aşırıya kaçtım" diyerek içindeki mahçup kişiliğini dışarıya çıkardı.
Kafamı doğru anlamında salladım. Olduğu yerden koşarak gelip koluma girdi.
"Hatasız kul olmaz değil mi?" Dedi gülümseyerek. Bu cümle benide gülümsetmişti.
Yurdun kapısına gelmiş girmeden önce bir sigara yakmıştık.
"Yarın ne yapıyoruz" diye sordu çiğdem mutlu bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUKUK FAKÜLTESİ
ChickLitRitim tutuyordu adeta , sessizliğin mahkemesinde çığlıklarını duyurmaya çalışan genç adam ve genç kız. Her nota bir acıyı yansıtırken, birbirlerinin çığlıklarını duyacaklar mıydı? Yoksa acının ritmine hapis mi olacaklardı...? *** Hayatını ders çalış...