Multimedyada Yağız bey var...
"Yaklaşma, lütfen"
"Yapacak bir şey yok sen benimsin"
"Ben kimsenin değilim" dedim ağlayarak.
Karşımda gülerek bana bakıyordu. Yavaş yavaş üzerime gelmeye başladığında yere çöküp ayaklarımı kendime çektim. Hiçbir şey yapamıyordum. Kalkıp kendimi savunamıyordum, halim yoktu. Elleriyle saçlarımı kavradığında beni ayağı kaldırdı. Başımı saçlarımdan çekerek geriye yatırırken dudaklarını boynumda hissetmemle irkildim. Gözümden akan yaşlar o şerefsizin öptüğü yerleri yaşartıp gidiyordu.
"Lütfen" dedim kısık çıkan sesimle.
"Sen benimsin" dedi boynuma dahada çok gömülürken.
Onu elimle itmeye çalışsam bile bir işe yaramıyordu.
Saçımdaki elini çekip çeneme yerleştirdiğinde, çenemden kurtulmak istemiştim. Onun dokunduğu heryerden kurtulmak istiyordum.
Diğer eli belimden yukarı çıkarken elbisemin arkasındaki fermuarı birden indirip elbisemi çıkartdı.
Ağlamam dahada çok güçlenirken dudakları yavaş yavaş aşağıya iniyordu.
Yolun sonuna geldiğimi anlamıştım artık yapacak bir şeyim yoktu. Gücümü kullanamadığımı anlamış gibi bana dahada çok sahip çıkmak istiyordu. Kendimi yere bıraktığımda ellerini belime koyup beni kaldırdı."Burda olmaz bebeğim. Benim odama geçelim" diyerek beni kucağına aldı.
Benim ise tek yaptığım şey ağlamaktı. Tanımadığım bir adam beni kucağına almış odasına götürüyordu ve ben bir bok yapamıyordum.Çıplak sırtımın yumuşak yere temas etmesi ile yatağa yatırıldığımı anladım. Üstüme doğru gelmeye başladığında tüm gücümü toplamaya çalıştım. Ona ayağımla vurduğumda arkasındaki cam sehpaya düşmüştü. Yataktan kalktığımda onu yerde kanlar içinde yatarken gördüm. Ama bu adam o değildi, yerde yatan, o şerefsiz değildi. Bu Arkındı.
***
"Işıl, kendine gel"
Kolumdaki acıyı hissetmemle gözlerimi açtım. Yaşadığım şeyin rüya olduğunu anladığımda derin bir nefes aldım.
"Işıl, rüyamı gördün?"
Başımı kaldırıp ömeri gördüğümde şok olmuştum. Onun burda ne işi vardı? Olduğum odaya baktığımda hastane odasıydı. Neden burdaydım. Kolumdaki acıyı hissetmemle koluma baktım. İki kolumdada sargı bezleri vardı.
"Ömer neden burdayım" dedim.
"Hatırlamadığını söyleme bana ışıl" dedi yüzünü buruşturarak.
"Bekle burda doktoru çağıracağım" diyerek ayağı kalktı.
"Çiğdem nerde o niye gelmedi?" dedim.
Bana dönüp üzgün gözlerle baktığında bir şeyler olduğunu anlamıştım."Cevap ver ömer. Çiğdem nerde" diye bağırdım.
"Ben doktoru çağırayım" dedi odadan çıkarken.
Kolumdaki serumu acıtmaması için yavaş bir şekilde çıkarttım. Ayaklarımı yere indirdiğimde başımın dönmesi ile gözlerimi kapattım.
"Işıl Ertaş"
Sesin geldiği yere baktığımda beyaz gömlekli bir adam karşımda duruyordu.
"Geri yatmalısınız. Çok büyük bir kaza atlattınız. Dinlenmeniz gerekiyor" dedi.
Kaza mı? Ne kazası? Şuan tek düşündüğüm şey çiğdemdi nerdeydi?"Çiğdem nerede? Onu görmek istiyorum" dedim yataktan kalkarak.
"Şuan göremezsiniz. Lütfen yerinize yatın" dedi doktor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HUKUK FAKÜLTESİ
ChickLitRitim tutuyordu adeta , sessizliğin mahkemesinde çığlıklarını duyurmaya çalışan genç adam ve genç kız. Her nota bir acıyı yansıtırken, birbirlerinin çığlıklarını duyacaklar mıydı? Yoksa acının ritmine hapis mi olacaklardı...? *** Hayatını ders çalış...