his sight

389 54 4
                                    


Jimin yine oturmuş, Taehyung'u izliyordu. Özellikle ellerini. Her zaman sevmişti onun ellerini. Ne kadar da yakışırdı kendi minik ellerine. Ne kadar da güvende hissettirirdi kim bilir. Hiçbir zaman tutamayacak olması kalbini derinden yaralıyordu.

Taehyung'a göre bir bela bile olabilirdi. Zorla onu izleyebilmek için izin almıştı Jimin. Güzel Sanatlar Bölümünün yetenekli öğrencisi Kim Taehyung'u, her gün öğle arasında resim çizerken izlerdi.

"Taehyung, söylesene. O boş duvara geçerek nasıl manzaranı kapatmış oluyorum?"

Yanıt vermedi ağzında fırçasını tutup tuvale inceleyici gözlerle bakan adam.

Jimin ısrarcıydı, belki de Taehyung'a göre en nefret ettiği özelliği buydu.

"Kabasın." Jimin hüzünle mırıldandı.

Taehyung'un cevap vermemesine alışmış olması gerekirdi halbuki.

"Görmüyorsun çocuk, bakmakla görmenin arasındaki farkı bilmez misin sen?"

Jimin o kalın sesi duyduğunda titredi. Onu bu kadar heyecanlandırması işten bile değildi!

Bir dede gibi konuşuyor, diye geçirdi içinden Jimin. Ama aklımı başımdan da alıyor.

"Sen orada ne görüyorsun Taehyung?" Meraklı bakışlarını dikti ressam olana.

"Ben ne bir yazar, ne de bir şairim. O yüzden resmimi bitirdiğimde gördüğüm şeyi sen de görürsün belki."

İlk defa bu kadar uzun konuşmuştu Taehyung. Şaşırdı kendince, iyi gelişme, dedi.

v i e wHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin