Jimin'in şu an yaşadıkları hakkında hiçbir fikri yoktu. Nasıl olmuştu bunlar? Taehyung'un büyük kanepesinde pizza yerken tam da bunu düşünüyordu. O sırada televizyonda bir belgesel oynuyordu, Jimin vejetaryen pizzasından ısırık alacağı sırada gördüğü şeyle oturduğu yerden sıçramıştı. Yılan görmeye dayanamazdı o."Aman tanrım Taehyung ne olur kanalı değiştir!" Taehyung şaşkınlıkla olanları izliyordu. Neyse ki çok geçmeden yılan yüzünden olduğunu anlayıp hemen kanalı değiştirdi. "Tamam, gitti rahat olabilirsin."
Jimin tereddütle kanepedeki eski yerini aldı. Taehyung yemeğini yemeye devam ediyordu, aslında aklındaki şey bu konu üzerinde durup Jimin'i daha da sıkmak istememesiydi. Ne zamandan beri böyle düşünceli bir adam olmuştu anlayamıyordu.
Yemekleri bitmiş, masa toplanmıştı. İkisi de hiçbir şey yapmadan sessizlikte oturuyorlardı. Jimin her zamanki gibi çenesini tutamadı.
"Birbirimiz hakkında hiçbir şey bilmiyoruz."
Taehyung ona bakmadan dediği şeye kafa salladı. Uzun süre sonra bir cevap vermesi gerektiğini fark etmişti. "Haklısın. Bilmem gereken şeyleri anlatırsan dinlerim." Jimin biraz durdu. Bilmesi gereken ne vardı sahi?"20 yaşındayım. Biyoloji bölümünde okuyorum. Ailem başka bir şehirde, uzak olduğu için pek ziyaret edemiyorum. Bir de seni sanat yaparken izlemeye bayılırım. Şimdilik aklıma bunlar geliyor." Heyecanla anlattığı şeyi bitirdi.
Jimin, istekle Taehyung'un suratına bakıyordu. Taehyung anlamamıştı, o yüzden küçük oğlana 'ne var' dermişçesine baktı. "Şey..Şimdi senin anlatman gerekiyordu?" Taehyung uzunca konuşmayı sevmezdi ki! Ama içten içe bu çocuk için sınırlarını zorlamayı istiyordu.
"21 yaşındayım. Tahmin etmişsindir, Güzel sanatlar fakültesindeyim. Ailem yok." İşaret parmağını alt dudağına koydu ve önemli bir şey düşünüyormuş gibi yaptı. Ardından konuşmasına devam etti. "Bir de beni resim çizerken izlemenden keyif alırım."
Jimin duyduklarıyla yutkundu. Hangisini düşünecekti? Ailesinin olmayışını mı? Yoksa az önce ona söylediği güzel cümleyi mi? Hiçbirine takılmamış gibi yaptı. "Ailen için üzüldüm."
Taehyung da ne yapacağını kestiremiyordu. "Geç oldu, seni yatırayım." Ayağa kalktı ve odasına yöneldi. Jimin kabalık etmek istemiyordu. "Ben kanepede uyurum, lütfen sen yatağında yat."
Taehyung ona bakmadı bile. "Gel dedim."
Ardından Jimin'in tek yaptığı başını eğip odaya gitmek oldu. Taehyung kendi pijamalarından ona vermişti, Jimin'e oldukça büyük gelişi yüzünü güldürmüştü açıkçası.
"Şirin gözüküyorsun."
Jimin gözlerini açabildiği kadar açtı. Şaşkınlıktan ölmeden uyusa iyi olurdu. "Efendim?"
Taehyung kafasını hızlıca kaldırıp cevap verdi. "Hm?"
Duymamış olmasına neredeyse sevinecekti.
Jimin duymamış gibi davranmaya devam ediyordu. "Bir şey dedin sanırım?" Gülmemek için kendini zor tuttu.
"Yo, hayır. Uykusuzluktan hayali sesler duymaya başladın çocuk. Uyusan iyi olur. İyi geceler."Taehyung cümlelerini sıralayıp aceleyle odadan çıktı. Kapının arkasına yaslandığında gözlerini kapattı.
Arkasında gülmekten gözleri kaybolan bir Jimin bıraktığını bilmeden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
v i e w
FanfictionPark Jimin, öğle aralarında Kim Taehyung'un sanatına tanık olmaya bayılırdı. • Manzaranı kapattığım için üzgünüm, |VMİN|