Gay ve Lezbiyen Okulu 2

7

Barçın'dan

Tafranın belime dolanmış ve karnımın üzerinde serbest bir şekilde duran ellerinin üzerine ellerimi koydum ve usulca okşadım. Burnunu boyun girintime bastırıp kokumu içine çektikten sonra minik bir öpücük bıraktığında gülümsedim.

"Seninle böyle burda sonsuza kadar yatmayı çok isterim meleğim ama artık okula gitmek için hazırlanmamız gerek biliyorsun değil mi?" dediğinde gülümsememde solmuştu. Dün yaşadığım şeyden sonra okula gitmek istemiyordum. O her kimse beni korkutuyordu.

"Bugün okula gitmesek olmaz mı?" diye sorduğumda alnını alnıma yasladı ve eliyle yanağımı okşadı.

"Ağladığın gün neler olduğunu anlatmak ister misin?"

"Bir şey olmadı. Sadece kendimi çok huzursuz hissettim ve ağlamaya başladım. Hepsi bu."

" Emin misin Barçın? Biri sana bir şey yapmadı veya söylemedi değil mi?"

"Neden böyle bir şey yapsınlar ki? Kör biriyle dalga geçmek bile kimseye zevk vermez. Beni uğraşmaya değer bile görmüyorlar. Baksana okulda doğru düzgün arkadaşımız bile yok. Benim yüzümden seninle de konuşmuyorlar zaten. Çünkü sen hep beni yanında tutuyorsun ve onlar.." derken dudaklarıma kapanan dudaklarla cümlem yarıda kesilmişti.

Beni öyle nazik, öyle sevgi dolu öpüyordu ki sanki incitmekten korkuyormuş gibi. Sanki sevgisinin büyüklüğünü kanıtlamak istiyormuş gibi... Ve ben kendimi sadece bu dudaklarda bu kadar huzurlu ve güvende hissediyordum. Bir gün onu kaybedersem ne yaparım hiç bilmiyordum ve bunu düşünmek bile istemiyordum.

Dudaklarını dudaklarımdan çektikten hemen sonra elimi tutup bedenine yasladı. Elimin altında atan kalbini hissettiğimde "Sensiz bu kalbin atmasının hiçbir anlamı yok. Sensiz bu gözlerin görmesinin, bu kulakların duymasının, bu tenin hissetmesinin hiçbir anlamı yok." dedi. Ardından elimi kalbinden yukarıya doğru kaydırıp başına getirdi ve devam etti. "Burası hep seni düşünmeyecekse, yanımdayken bile seninle ilgili hayaller kurdurmayacaksa, tüm rüyalarımı seninle süslemeyecekse bir anlamı var mı sanıyorsun?" dedikten sonra elimi başından çekti ve avucumun içine bir öpücük kondurdu. Ardından aldığı derin nefesi elimde hissetmiştim.

"Kalbim, ruhum, bedenim hepsi sensin. Yetmez mi meleğim? Yine de başkalarımı gerek mutlu olman için? Ben tüm varlığımla ölene dek seninim yetmez mi?" diye sorduğunda gözlerimden süzülen iki damla yaşa engel olamamıştım.

"Yeter. Sen ol yeter bana. Hep yanımda ol yeter. Seni hakedecek ne yaptım bilmiyorum ki? Seni çok seviyorum ama bunu çok iyi biliyorum. Tüm hayatımda, aldığım her nefeste ol istiyorum. Ben seni çok ssviyorum Tafra." dedikten sonra ona sıkı sıkı sarıldım. Onun varlığını hissetmek benim için tüm dünyaya bedeldi.

"Şimdi.." dedikten sonra benden ayrıldı ve yanağıma bir öpücük kondurduktan sonra devam etti. "Senin iyi bir geleceğin olabilmesi için okula gitmemiz gerek. Ne olduğunu bilmiyorum. Benden ne sakladığını da. Ama zamanı geldiğinde bana söyleyeceğinden eminim. O yüzden üzerine gelmeyeceğim."

"Teşekkür ederim."

"Etme. Sen bana en büyük teşekkürü yanımda olarak ediyorsun zaten." dediğinde yatakta hissettiğim hareketlilikle kalktığını anlamıştım.

Dolabın kapağı gıcırdayarak açıldıktan hemen sonra "Sende iyice beni duygusal bir adam yaptın farketmiyorum sanma." dediğinde kıkırdadım.

"Bana karşı böylesin ama sadece diğer insanlara karşı hâlâ öküzsün. O yüzden sıkıntı yok bence."

"Bak seeen.. Az önce seni seviyorum diyordun şimdi öküz mü olduk. Ne çabuk modunuz değişti küçük bey."

" Sevgilim sağolsun kendine benzetti beni iyice."