"Bir şey söylemeyecek misin?"
Eğri dokunmuş bir halı gibi çizgilerle dolu yüzüne baktı babasının. Çocuk parkında, kırık bir bankta dünya bugün hiçbir şey yapmamaya karar vermiş de onları bekliyormuşçasına oturmalarına bir anlam veremedi. Çimenlere oturmuş gri parkalı, çelimsiz bir adam ve çocuktan başka kimse yoktu. Oflamamak için kendini zor tutuyordu çünkü haksız olduğunu biliyordu.
"Niye getirdin beni buraya? Konuşsana."
Banka bir tekme atıp gitmek istiyordu. Küçük kırmızı haplardan istiyordu. Küçük kırmızı hapları daha çok istiyordu.
"Sen kimsin? O duru kız mı yoksa az önce karakoldan topladığım kız mı?"
"Az önce karakoldan topladığın kız."
"O duru kız hiç olmadı değil mi?"
"Annesiyle beraber gömdün onu."
"Sen kimsin peki?"
"Karakoldan topladığın kız."
"Ben kimim?"
"Babasın."
"Kimin?"
"Gömdüğün kızın."
"Ben hiç toprak atmadım."
"Ölmeden attın."
"Bu yüzden mi içiyorsun o hapları."
"Hayır."
"Neden içiyorsun o zaman?"
"Bağımlı olduğum için."
"Ne zaman başladın?"
"Duru kızın cenazesinden sonra."
"Parayı nereden buluyorsun?"
"Satıyorum, kendimi."
-
*kostenlos
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yanlış roman
Short Storyyanlış olduğu için yapıyorum bazı şeyleri bazı duvarları örüyorum ve bazı köprüleri yıkıyorum, bu yanlış roman, olmaman gereken yer. ...