Karanlık koridorda yürürken buldum kendimi.Kulağıma küçük bir kızın hıçkırık sesleri geliyordu.Sese doğru adım atarken onu nerede bulacağımı merak ediyordum.Ona yardım etmeliydim.Karanlıktan korktuğu için ağlıyor olmalıydı.Yalnız mıydı ki?
Yalnız olsa ağlamazdı, diye düşündüm bi an.Epey yürüdüm ama sese yaklaşamıyordum.Ben yürüdükçe sanki uzaklaşıyordu.Seslendim.
"Küçük kız ?"
Bir ses bekledim.
"Küçük kız? Korkma,ben burdayım."
Ağlama sesi kesilmişti.Beni dinliyor olmalıydı.
"Sana geldim,seni burdan almaya geldim. Bana doğru gelir misin? Seninle konuşmak istiyorum."
Bu kez onu bulmalıydım.Ona yoldaş olmalı,benimle konusmasını sağlamalıydım.
Bütün odaları tek tek dolaştım.Her kapının arkasına baktım.Yavaş yavaş merdivenlerden inerken sesi yükseldi.Yakınlarda nerdeydi ki?
Merdivenlerden inince merdiven boşluğuna da baktım.Bulunmak istemiyor ama sesini herkeslere duyurmak istiyordu.Burada da yoktu.Onu bulamayınca çaresizce ağlamaya başladım.Yatağıma dönüp uyumalı ve sesi duymamalıydım.Çift katlı ranzanın üst katında uyurdum.Sessizce ağlayarak yatağıma çıktım ve kulaklarıma yorganımı bastırdım.Onu bağrıma basmak isterken şimdi sesini duymak istemiyordum.
Uyumalıydım...
Gözyaşlarım yatağıma her damlayışında bir çığlık yükselirdi gökyüzüne, herkesler duyar sanırdım da kendime bile duyuramamışım, geç anladım...
Çaresizliğime bir yol, korkularıma sıcacık bir gülümseme olsun diye uyumalıydım.
Fakat ona yardım etmem gerek. Neden hiç konuşmuyor, ağlıyor? Annesinden ayrı neden dolaşıyor buralarda? Aklımda bir sürü soru ve ben uyumaya çalışıyorum. Onu orada yalnız bırakmak hiç de doğru gelmiyordu ama anlamıyordum neden kimseler onu duymuyor ? Halbuki öyle yüksek geliyordu ki hıçkırıkları, insan nasıl olurda uykuya devam eder? Yatağımdan indim. Onu bulmalı ve yardım etmeliydim en azından annesine kavuşturmalıydım onu, belki diner diye gözyaşları.
O ağlıyor gökyüzü de sanki ona ağlıyordu. Fırtına ile birlikte ürkütücü bir hava vardı dışarıda.Kendim ne kadar korksam da aklımda küçük kızın daha çok korkmuş olduğu vardı. Bir an önce bulmalıydım.Bu düşünceler içerisinde karanlıkta dolaşırken birden her şey kayboldu.
Gözlerimi açtığımda kolumda bir serum revirde yatıyordum. Hemşire "iyi misin?" diye sordu iyiydim "Ne oldu ki?" diye sordum.
"Sabah arkadaşların koridorda bulmuşlar seni, baygınmışsın. Biraz ateşin vardı, düşürdük. Boğazın acıyor mu?" "Evet." "Kaç saat orada kaldın bilemiyorum haliyle biraz üşütmüşsün. Bana neler olduğunu anlatmak ister misin?" Hatırlamıyordum düşündüm düşündüm yok hiçbir şey gelmiyor aklıma. Hemşire "Sen dinlen. Anlatmak istediğinde dinleyebilirim seni. arkadaşların birazdan okuldan dönerler"
Hala çok uyumak istiyordum, gözlerimi kapattım. Neler oldu da buradayım. Birden bir gökgürültüsü ve yağmur sesleri çoğaldı. Gözlerimi açıp o küçük pencereden dışarıya baktım yağmur pencereyi yıkıyordu. Evet, gecede yağmur yağıyordu. Korkmuştum ve sesi duyamayacağım bir yer arıyordum.
* * * *
O gün hatırlamak istediklerimi hatırladım belki ama bir gün hatırlamadıklarımla da yüzleşecektim. Kendimden sakladıklarım, içime akıttığım gözyaşlarım vardı. Gözyaşlarımın her damlasında bir çığlık yükselirdi gökyüzüne, herkesler duyar sanırdım da kendime bile duyuramamışım aslında...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir var Bir yok
General FictionAcısıyla tatlısıyla geçiyor ya günler ömürden;hiç bitmez dediklerini bulamazsın geleceğinde,geçecek dediklerine de gömülmüşsündür zorla...İnsan kaç yaşında farkeder yaşadıklarının acısını? Yarınına umutla bakmak isterken,dününde kaybolmuş bir kızın...