Mesajı okuduktan sonra ellerimi açtım ve “Allah’ım sen bu okula iki itfaiye bir de ambulans gönder lütfen, âmin. Bu arada intihar edersem, lütfen bana kızma. Tekrar âmin.” Diye şey dua etmeye başladım. Bunu gören Justin bana anlamsız gözlerle bakıyordu.
Kime: Sevgilim
Olmaz :/
Niye? :(
Utanırım ki ben :(
Senin konuşmana izin vermem :(
Yalan söylüyorsun -_- Elbet beni konuşturacaksın.
Muhtemelen :/ Annem isterse bir şey diyemem :D Hem utanmak olmaz, daha geçerli bir neden istiyorum. –Nokta-
Hastayım ki ben? Bak hapşu :’(
Mesajı gönderdikten sonra hapşırıyormuş numarasına devam ettim.
Peki, sevgilim. O zaman ben annemi karşıladıktan sonra giyin doktora gidelim, iğne falan yapsın. Antibiyotik de alırız. Olur mu?
Ben giderim tek başına eczaneye, şimdi sende devamsızlık olmasın.
Geliyorsun.
Hayır.
Evet.
Hayır.
Evet.
Justiin, Justiin! Etme eğleme lütfeen. Utanırım been kekeleriiim! Mahvederim kendimii! Nolur valla kulun kölen olam –olmayacağımı bil please -,- - Götürme beniii
Geleceksin.
Çok gıcıksın.
Biliyorum :3
Üf peki. Ama kabul etmemin nedeni bu olayın “Evet-Hayır-Evet-Hayır” diye gideceği ve zil çalana kadar kabul etmezsem önümüzdeki bir haftayı küs olarak geçireceğimiz değil.
Beni iyi tanıyorsun, ne peki? O_o
Zilin çalmasına son…
Mesajı attıktan sonra kolumu havaya kaldırdım. Saatime bakarak parmaklarımla “4-3-2” işaretlerini yaparak ona gösterdim. Son sayının işaretini yaparken zil çaldı ve aniden ayağa kalktım. Telefonum kucağımda olduğundan yere düşecekken son anda yakaladım. O da sırasından kalkınca tek kolla ona sarıldım, o da bana.