Bölüm şarkısı; Sıla Aslan Gibi
Austin'in ağzından;
Selena... Çok değişik bir yüzü vardı. Çok güzel... Sıkamaya doyamayacağım kocaman yanakları.. Gözleri şişmiş ve morarmış olmalarına rağmen çok güzel bir kahvelikleri vardı. Tanıdığım hiç bir kıza benzemiyordu. Onun yerinde başka biri olsa faça atmaya başlamıştı bile ama o asfalt yola yatmış Aslan Gibi şarkısını bağıra bağıra söylüyordu. Bende ayağımın acısını umursamadan onu gülerek izliyordum. Hışımla doğruldu.
"Sen?"
"Ben?"
"Adın ne yani? Herkesin bir derdi vardır senin ki ne?"
"Adım Austin. Austin Carter. Benim hikayem? Hmm.. Benim derdim evden atılmak olmalı kira ödemediğim için şuan evsiz bir şekilde-" gülümsedim ve motoruma bir tekme attım.
"olmayan motorumla buradayım!"
"Bizde kalabilirsin." dedi gayet sakince.
"Annem kesin izin verir. Benim odamda uyuyabilirsin. Ya da David'in odasında uyu daha iyi." dedi gülümseyerek.
"Sorman gerekmez mi?"
"Amaaan bugün bana kimse dokunamaz. Bir şey olmaz yani." dedi ayağa kalkarken. Tamamen doğrulduğunda gerindi ve üstünü silkeledi. Arabanın kapısını açıp "Ne bekliyorsun? Davetiye atayım mı?" diye dalga geçti ve yerine oturdu. Tek hamlede ayağa kalkıp motorumu düzelttim. Ön tarafı ezilmiş lastiği patlamıştı. Selena camdan kafasını uzatıp "Onu arka koltuğa koymaya çalış!" diye seslendi. Motoru kaldırıp arka kapıdan sokarak arabaya yerleştirdim. Arabaya bindiğimde Selena kafasını direksiyona dayamış saçlarıyla yüzüne bakmamı engelliyordu.
"Bu arada" dedi kafasını kaldırmadan. "abimin kumbarasıyla motorun hasarını ben karşılarım."
"Yo-yok olmaz. Sorun değil. Sen bana iyilik yapıyorsun zaten. Barda falan iş bulursam seni rahatsız da etmem." dedim gülümseyerek.
"Sus." dedi arabayı çalıştırırken. "Doğru düşünemiyorum."
Arabayı çalıştırdı. Sarhoş gibi araba kullanıyordu.
"A-Agustus Waters gibi araba kullanıyorsun!" dedim gülerek. Araba birden durdu.
"O kitabı okudun mu?" dedi burukca.
"Hem de 6 kez. 11 kez de filmini izledim!"
Gözleri dolmuştu. Ama yine gülümsüyordu.
"Hehe beni geçmedin. 12 kez kitabını okudum. 14 kez filmini izledim." dedi egoistce. Yanağıdan bir makas aldım.
"Her şeyde gözlerinin dolmasına izin verme artık. Unutma acı-"
"hissedilmeyi talep eder." diye tamamladı cümlemi.
Bir kaç dakika gözlerine anlamsızca baktım. Ama içlerinde kayboluyordum.
Utançla gözlerini kaçırdı ve yola koyulmak için vitesi taktı.
***
Şirin bir evleri vardı. Müstakil bir evdi. Selena hızla anahtarı kapıya taktı ve kapıyı açtı.
"Anneeeaağ!"
"Ne var inek gibi bağ-" Annesinin sözleri beni görmesiyle son bulmuştu. Üstümü iyice bir süzdü ve Selena'ya geri döndü.
"Annem bi'tanem sana şimdilik kısaca özet geçiyorum. Justin beni aldattı. *Annesi eliyle ağzını kapatmıştı* Abimin arabasıyla yanlışlıkla *beni göstererek* Austine çarptım. Cocukcağzın para yok. Bu nedenle evi de yok. Bir kaç gün bizde kalabilir mi? Sağol. Abimin odasında uyur o. Abimi de salona atarız tamam?" Kadın sıkıntıyla kafasını salladı. Elini bana uzattı ve "Bana Mandy de." dedi içten bir tebessüm ederek.
"Austin." dedim elini sıkarak. Selena evde sözü geçen biriydi galiba.
"Annem..." dedi Selena annesinin yanağına bir öpücük kondururken. "Yarın okula gitmesem?" dedi masum bir şekilde. Mandy gözlerini devirdi ve "Hadi gidin ve korku filmi izleyin." dedi kızının aklını okur gibi. Selena sevinçle ellerini çırptı Mandy'e sarıldı. Elimden tutarak beni yukarı sürüklemeye başladı. Dokunduğu yerler yanıyordu, kazadan olsa gerek değil mi?
Selena'nın ağzından;
Ben niye elini tuttum ki bu çocuğun? Kasıldı, baksana. Ay kesin sevgilisi var! Yani başka açıklama bulamıyorum?
"Nerde film izleyeceğiz?"
"Ah- Ne? He evet benim odamda." dedim odanın kapısını açarken. Elimle buyur anlamında işaret yaptım. Içeri girince kapıyı kapattım ve bilgisayarı aramaya başladım.
"Sen koltuğa otur ben filmi açıyorum. Ne izleyelim?"
"Şeytanın Tohumu. Ona gidemedim, fırsat bugüneymiş." dedi gülerek.
"Bende izlememiştim iyi oldu."
Bilgisayarda filmi bulup televizyona bağladım.
***
"Aaaa!" Kollarımı korkuyla Austine sarıp başımı korkuyla koluna gömdüm. Bu halime gülünce yaptığım şeyi anladım ve kollarımı çektim.
"Korkmadım ki ben ehehehe şaka olsun diye şey ettiydim."
"Hm... Filmi kapatalım mı sıkıcı oldu?"
"E-evet bencede. Bana kendinden bahset."
"Ben buraya babamı bulmaya geldim. Annemin vasiyeti. Annem bana hamile olunca onu terk etmiş. Iki ay önce onun buraya geldiğini öğrendim. O zaman önemli değildi ama annem vefat etmeden önce onu bulmamı istedi." dedi burukça gülümseyerek.
Gülümsemesine aynı şekilde karşılık verip kollarımı beline sardım. Yaptığım ile önce afallasada sarılmama karşılık verdi.
"Ben salonda falan uyumam! Misafirin kimse- Ah, ben sizi yanlız bırakayım."
"Defol David." dedim kollarımı ayırmadan.
Bir kaç dakika öylece durduk. Kokusu oksijenden bile daha sarhoş edici mükemmellikteydi. Bazen maviye çalan yeşil gözleri dünyayı unutturuyordu insana. Sesinin tonu ipek misali insanı sevindiriyordu. Her seyiyle mükemmeldi. Ya da ben sevgilimden yeni ayrıldığım için böyle düşünüyordum, değil mi?
Austin'in ağzından;
Kollarını belimden ayırınca içimi burukluk doldurdu. Saçlarının kokusunu tam olarak içime çekememiştim bile.
Dikleşip konuşmak için ağzını açtı. Doğru kelimeyi ararmış gibi gözleri ile etrafı süzdü.
"Hadi bana sevgilinden bahset?" Tek kelimeyle kaskatı kesildim.
"Ne-ne sevgilisi?
"Sevgilin gerçekten yok mu?" dedi şaşkınlıkla ağzını açarak.
"Evet." Bir yandan da gülümsüyordum.
"Ama sen bana Justinden bahsedebilirsin?"
Eliyle bağdaş olmuş tek bacağımı yere indirip kafasını bacağıma koydu.
"Her şey bir kaç sene önce başladı..."
Sa evribadi! 1K olduk bombomlarım. Kuzenim bana Melibombom diyor ama isimlerinizi bilmediğim için isminizle bombomu birleştirin jsjsjsjskskksk
Neyseeee eğe yb sözü verdiğiniz için adı abidik gubidik olan bir AVM'de bir yandan gezerken diğer yandan da kitap yazarsanız ortaya böyle bir yb çıkar. Bi kaç saate ikinci yb gelir