29.Bölüm:Flashbacks 1

658 44 3
                                    

NOT:FLASHBACK BÖLÜMLER ASIL OLAYLA BAĞLANTILIDIR.

Kazanın olduğu gece (16.Mart.2016)
Yüzünde maskelerle arabaya yaklaşan iki genç önce arabanın camını kırdılar. Arabanın içindeki karı-koca'yı bir korku salmıştı.

3 çocukları olan karı-koca ölmekten korkuyorlardı.

İki gençten biri kafalarına sertçe vurdukta sonra ikisine de bayıltıp kendi arabalarına bindirdiler.

İki gençten diğeri çiftin arabasını alıp sürmeye başladı.

Çok hızlı sürüyordu ki bir anda önüne çıkan arabayla direksiyonu sağa kırdı. Araba taklalar atarak yoldan çıktı ve bir anda alev aldı. Alev hızlı yayıldı. Hırsızlardan biri o arabada cayır cayır yanarak öldü.

Diğer arabadaki genç adamı ise korku ve panik kaplamıştı. Daha çocuk denebilicek yaştaydı. Korkarak ağabeyini aradı.

"Alo Jungkook? Noldu?"

Jungkook bütün olayı ağabeyine anlattı.

Ağabeyi ona ordan hemen kaçıp eve gelmesini söyledi. O da öyle yaptı. Hayatı boyunca unutamayacağı gece o geceydi.

.
.
.
.
.
.
.

10.Haziran.2015(Jungkook'tan)

Okula dönem ortası gelen kız merak konusu olmaya başlamıştı bile.

Güzel bir kız olduğu tartışılmaz bir gerçekti.

Daha geldiği hafta okulda popüler olmuştu.

Hakkında bildiğim tek şeyse adıydı.

Adı Jennie'ydi.

Herkes Jennie ile muhattap olmaya çalışıyordu. O da herkese sıcak kalple yaklaşıyordu. Galiba bu sıcak kalbi beni ona çekiyordu.

Bahçeye indiğimde yine bizimkiler banklarda oturuyorlardı. Ama aralarında fazladan Jennie vardı. Yanlarına geldiğim anda elim ayağım dolaşmaya başlamıştı.

"Selam Jennie."

Diye konuşmaya başladığımda sıcak gülümsemesiyle bana döndü.

"Selam Jungkook."

Jimin ortalarda yoktu. Bu çocuk zaten hep ortalardan kaybolurdu.

Jisoo ve Yoongi kendi aralarında bir şeyler konuşuyorlardı.

Jennie ise Tae ve Rosé ile dalga geçiyordu.

Tae ve Rosé daha yeni sevgili olmuşlardı. Oysaki çocukluk arkadaşıydılar.

Orda olan herkes çocukluk arkadaşıydı. Tabi Jennie hariç.

"Eee Jungkook senin takıldığın biri var mı?"

Diye sordu Rosé şakayla karışık.

"Tabi vardır benim kardeşimin."

Tae de benim adıma cevap vermeyi eksik etmedi.

"Of saçmalamayın kim olucak takıldığım biri?"

"O zaman siz de Jennie ile sevgili olun."

Bir anlık dona kalsak da Tae ve Rosé gülmeye başlayınca biz de güldük.

Aslında kötü fikir değildi ama daha ilk günden herkesin gözdesi olan kız benimle mi sevgili olucaktı?

.
.
.
.
.
.

27.Ekim.2016 (Jungkook'tan)

Rosé ve Tae'nin ayrılmasının üstünden bir hafta geçmişti.

Rosé'nin ne kadar üzüldüğünü görsem de Tae'yi çok fazla üzgün görmüyordum. Bu Rosé'ye yapılmış bir ihanet gibiydi.

"Ağlama artık Rosé."

Diye onu teselli etmeye çalışıyordum.

"Nasıl ağlama dersin? Zaten üzüntüm yetmezmiş gibi. Bir de onun üzülmemesini görüyorum. Gerçi ben de onun yerinde olsam üzülmezdim."

"Neden üzülmesin ki?"

"Hiç üzgün gözükmüyor."

"Tae öyle duygularını çok belli etmez."

"Keşke Tae ile sevgili olmasaydım ya da Jennie ile seni yakınlaştırmasaydım."

"Neden?"

"Çünkü Tae'yi sevmesem seni severdim sen de Jennie'yi sevmesen beni severdin."

"Nasıl bu kadar eminsin seni sevebileceğimden?"

"Seni çok iyi tanıyorum. Senden bile daha iyi tanıyorum seni."

Yavaşça kafasını bana yaklaştırıyordu.

Hayır beni öpücek miydi?

Duyduğumuz sesle Rosé kendini geriye itti.

"Napıyorsunuz siz burda?"

Ses Jennie'ye aitti. Kafamı o tarafa döndürdüğümde Jennie ve Tae'yi görmem bir oldu.

Jennie'nin gözleri dolmaya başlamıştı. Çok yanlış bir zamanda gelmişlerdi. Üstelik çok yanlış anlamışlardı.

"Yanlış anladınız."

Dedi Rosé.

"Her şey açık ve net. Başka bir şey söyliyip kendinizi yormayın."

Dedi Tae ve arkasına dönüp gitmeye başladı.

Ayağa kalkıp kolundan tuttum. Tae benim dostumdu. Beni yanlış anlamasını istemiyordum.

"Sandığınız gibi değil."

Dedim.

"Neye inanmamızı istersin? Gördüğümüze mi? Sizin söyleyeceklerinize mi?"

"Yanılıyorsun Tae."

"Yanılmıyorum."

Tae son lafından sonra bana bir yumruk atmıştı. Ben de ona karşılık olarak yumruk atmaya başlamıştım. Rosé bizi ayırmaya çalışırken Jennie sadece nefretle bize bakıyordu.

İkimiz de çok kötü hâle gelmiştik. Ama Tae benden daha kötüydü.

Onu hastaneye götürdüğümüzde hâlâ ne yaptığıma inanamıyordum. Bu derece nasıl gözüm dönmüş olabilirdi. Hastanenin kapısından diğerleri girdiğinde bu sefer Jimin bana bir yumruk atıcakken Yoongi onun kolunu tutup geriye götürdü onu.

"Nasıl yaparsın bunu Tae'ye? Seni Rosé ile bastığı yetmezmiş gibi bir de çocuğu hastanelik etmişsin bu mu lan kardeşlik?"

Jimin'in söyledikleri karşısından sabırlı kalmaya çalışıyordum. Yoongi biraz daha Jimin'i sakinleştirmişti.

Tae yavaşça uyanmaya başladığında Yoongi bana gitmemi söylemişti. Onu dinleyip gitmiştim ben de.

Hayatım yaklaşık 7 aydır kötü gidiyordu. O kazadan beri hiç bir şey yolunda gitmiyordu.

Her ne kadar ağabeyim ve Jin hyung benden bile kazanın detaylarını saklasalarda olanları düşünmek zor değildi.

Bildiğim bir kaç şey o kazada ölen çiftin Joe hyung ve Mari noonanın ailesi olduğuydu. Aynı zamanda benim yaşımda bir kızlarınında olduğunu biliyordum. Onun ne kadar üzüldüğünü,ailesini ne kadar özlediğini biliyordum. 7 ay o kız hakkında bilgi sahibi olmak için yeterdi. Adı Lisa'ydı.

Lalisa Manoban...

Sweet Girl •BlackBangtan✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin