"Edemiyorum. Ama inan bana etmek istiyorum. Çok garip bir durumdayım. Ne nefret edebiliyorum ne de affedebiliyorum."
"Eğer affedersen okulda kalmam için bir sebebim olucak affetmezsen sana daha fazla bu kötülüğü yaşatamam."
"Okuldan ayrılıcak mısın?"
"Kalırsam herkes benden daha fazla nefret edicek."
"Üzgünüm Jimin. Affetmicem."
"O zaman git ve Yoongi'ye bir şans ver ki benim okuldan ayrılmama değsin."
.
.
.
.
.
.
Lisa'dan
Jimin okuldan ayrılalı 1.5 hafta olmuştu.
Jennie hâlâ Jimin gittiği için kendini suçluyordu.
Yoongi de Tae gibiydi. Zorla Jennie'nin onu seçmesini istemiyordu.
Jungkook ile hiç konuşmamıştık.
Konuşmak da istemiyordum.
Jisoo ağabeyine belli etmeden Jin ile hep buluşuyordu.
Okuldan sonra eve gittiğimde telefonuma bilinmeyen numaradan bir mesaj gelmişti.
Bilinmeyen numara
Mesaj:Seni özledim.
Ben
Mesaj:Kimsiniz?
Bilinmeyen numara
Mesaj:Jungkook
Ben
Mesaj:Numaranı mı değiştirdin?
Bilinmeyen numara
Mesaj:Beni engellemiştin.
Engellemiş miydim?
Yoo hayır engellemedim.
Ben
Mesaj:Engellemedim.
Bilinmeyen numara
Mesaj:O zaman birisi telefonundan beni engellemiş.
Kim olabilirdi ki?
Kim engelleyebilir?
Ben telefonumu kime verdim?
Ben
Mesaj:Neyse benim işim var.
Bilinmeyen numara
Mesaj:Özür dilerim. Kötü bir intikamdı.
Ben
Mesaj:Eşitlendik. Ben hata yaptım sen intikam aldın artık aramızda bir şey yok.
Bilinmeyen numara
Mesaj:Yok? Gerçekten yok mu?
Ben
Mesaj:YOK
Telefonumu koltuğa fırlattıktan sonra biraz ders çalışmaya başladım.
.
.
.
.
.
.
Jisoo'dan
Eve geldikten sonra yemek yiyip ders çalışmaya başladım.
Namjoon oppa saat 22.00 gibi eve gelmişti.
"Neden bu kadar geç geldin?"
"Sen benle konuşuyor musun artık?"
"Merak ettim sadece."
"İşim vardı. Geç geldim. Gel biraz konuşalım."
"Hep aynı şeyleri konuşuyoruz oppa."
"Ve sen hâlâ Jin'den uzaklaşmıyorsun."
"Uzaklaşmicam."
"Bak Jisoo. Jin benim arkadaşım sen de kardeşimsin. Kendini düşünmüyorsun onu düşün daha lisedesin hayatına bir sürü insan giricek ve sen Jin'den vazgeçiceksin. Şimdi mutlusun ama o zaman çok üzülüceksiniz. Şimdiden vazgeçin şu aranızdakinden."
Neden anlamak istemiyordu? Ben Jin'den vazgeçmicem.
"Ben Jin'den vazgeçmicem. Yeter artık bize böyle davranmaktan vazgeç."
"Jisoo. Bir kere beni dinle."
"Ben hep seni dinliyorum zaten."
"Jimin'in yaptığını kimseye söyleme dedim. Gittin Lisa'ya anlattın. Şimdi de Jin'i sevdiğini zannediyorsun ama yok öyle bir şey."
Gözümden yaşlar akmaya başlamıştı. Telefonumu elime alıp kapıya yöneldim.
"Jin'e gittiğinde nolucak? Artistliğin annemler gelene kadar sürücek. Onlar geldiğinde bu yaptığın her şeyi anlatıcam o laf dinlememelerini. O zaman gidersin nereye gidersen."
Bir kere gözüm dönmüştü. Dönücek değildim.
Dışarı çıktığımda ağlamam şiddetlenmişti. Hem yürüyordum hem de hüngür hüngür ağlıyordum.
Hep böyle olurdu. Ben bir şey yapardım. Ağabeyim annemlere söylerdi. Ve Kore'ye geldikleri sadece 2 hafta sevinmem gerekirken zehir olurdu.
Birine çarptığımda durdum.
Kafamı kaldırdığımda çarptığım kişinin Tae olduğunu anladım.
"Jisoo? Napıyorsun burda?"
"Evden kaçıyorum."
"Ne? Saçmalama sen ağlıyor musun?"
"Evet."
"Ağlayan kızlardan nefret ederim."
Ben ona aldırış etmeden ağlamaya devam ettim.
"Of gel buraya."
Diyip sarıldığında hiçbir şey demeden ağlamaya devam ettim.
O an bana destek olucak birine ihtiyacım vardı.
Sonuçta Tae benim çocukluk arkadaşımdı. Yanlış anlamama gerek yoktu.
Yavaş yavaş ağlamam azalıyordu.
"Şimdi biraz daha iyi misin?"
"İyiyim teşekkür ederim."
"Seni eve götürebilirim."
"Yok. Ben bir arkadaşıma gidicem."
"Lisa'ya veya Jennie'ye mi?"
"Hayır. Jin'e."
"Jin? Revirdeki mi? Sen ve Jin? Aranızda bir şey mi var?"
"Yarın konuşsak şimdi pek iyi değilim."
"Seni götürebilirim gerçekten."
"Ben gidebilirim."
Dediğimde başını onaylar gibi sallayıp son bir kez sarıldı.
Küçükkende böyleydi. Ben düştüğümde diğerlerinden önce o gelirdi yanıma. Ağladığımda o yanımda olurdu.
Jin'in kapısını ilk çalışımda açmadı. Ama ikinci çalışımda açtı.
"Neden geldin? Hatta hangi yüzle geldin?"
"Ağabeyimle kavga ettiğim için geldim ama beni neden tersliyorsun?"
"Namjoon haklıymış. Tekrardan soruyorum hangi yüzle gelebiliyorsun buraya?"
"Jin. Neden bahsediyorsun?"
"Gördüm Jisoo. Tae ile gördüm."
