Muhalefetin hedefi muhalefetten düşmemek

11 3 0
                                    

16 Nisan 2017'deki referandumda, 24 Haziran'daki seçimle birlikte hayata geçecek olan yeni sistemi oylamıştık.
Yeni sisteme onay verenlerin oranı %50 zor geçmiş, muhalefetin "hayır bloku" olarak adlandırdığı oylar ise neredeyse %49'u bularak, Erdoğan muhaliflerine umut aşılamıştı..

Böylesine büyük bir değişimi öngören ve seçmenin geneline karmaşık gelen bir konunun oylandığı, bu yüzden de arada kalanların mevcut düzene devam edilsin dediği bir referandum ile yönetimin seçileceği bir seçimi bir tutan muhalefet, 24 Haziran seçimlerinde de aynı başarıyı gösterebiliriz umuduyla bir blok olarak hareket etmeyi, bunu sağlamak adına da seçime, bloku oluşturan tüm kesimlerin kabul edeceği bir çatı adayla girmeyi denedi.
Ama muhalif kesimde şu veya bu şekilde en güçlü birleştirici dinamik olan Erdopan karşıtlığı dahi; yönetimlerde her türlü abidik gubidik işlere yol açabilse de tabanda aynı etkiyi göstermedi.

Bir çatı adayla 2. tura dahi geçilemeyeceğini anladıkları gün, yeni plana geçildi.
Bu plana göre; tüm muhalif partiler, kendi adaylarıyla girecek, tayyip Erdoğan karşıtlığını diğer herşeyin önüne koyacak ve böylece öncelikle mevcut muhalif oyları koruyacaklar.
Buna ilaveten; Akşener; MHP'den oy çalmak üzere ülkücülere, HDP; Kürtlere, Saadet; dindar kesime ve CHP de şu veya bu sebeple küskün olan kesime; "MHP ya da Akparti'ye değil bize oy verin" diyecek.

Eğer bu planda başarılı olurlarsa; ayrı ayrı aldıkları oylarla, Erdoğan'ın ilk tur için yeterli oy almasını engelleyecek ve seçimi ikinci tura taşıyacaklar.
2. Tura kalınsa dahi; İlk tur için düşünülen ama başarılı olunamayacağı kanaati getirilen birleşme durumu mecburiyete binecek. Dolayısıyla yine kendi tabanlarından oy kaybedecek ve ayrı ayrı aldıkları oylar seçimi 2. tura taşımayı başarsa dahi, 2. tur için toplamda Erdoğan'ı geçecek orana erişemeyecek.
Buraya kadar herşey gayet normal. Ama asıl plan bundan sonrasına dair.

Her zaman söylediğim, yazdığım ve ısrarla savunduğum bir şey var; Muhalefetin derdi ülkeyi yönetmek değil, ülkenin onlar ve sahipleri aleyhine yönetilmesini engellemek.

Eğer seçim 2. tura taşınır ve Erdoğan 16 Nisan referandumundaki gibi az farkla kazanırsa;
Muhalefet, varlığını, hem de güçlenmiş bir şekilde sürdürecek.
Yeni yönetimin ve dahası yeni sistemin meşruluğu üzerine oynayacak ve yeni yönetimin yeni sistemden beklenen performansı göstermesini engellemeye çalışacak.

Bütün dikkatlerin Cumhurbaşkanı seçimi üzerinde toplanması ve Tayyip Erdoğan'a karşı var olan teveccühün Akparti'ye karşı aynı oranda var olmayışını fırsat bilip; Cumhur ittifakının mecliste çoğunluğu sağlamasını engellemeye çalışacak.
Bu olmasa dahi; seçimi 2. tura taşıyabilen, 2. turda da az bir farkla kaybeden bir blok olarak; aldıkları oy ve elde ettikleri sandalye sayısından çok daha fazla hak iddia edecek.

Yine aynı seçim sonuçlarını gerekçe gösterip; Erdoğan'ın başkanlığının meşru olmadığını, halkın yarısından fazlasının onu karşı olduğunu öne sürüp muhalif kesimi diri tutacak ve yeni dönemde yeni yönetime karşı sahaya daha güçlü bir şekilde sürecek.

Demem o ki; muhalefetin seçim planı; iktidar olmak değil, muhalefette kalmak, daha güçlü muhalefet yapma imkanına sahip olmak üzerine.
Onlar ülkeyi yönetemememiz için çalışacak, biz onlara bu fırsatı vermemek için..

Bize, seçim kazanmak yetmez; elde edeceğimiz oy oranıyla muhalefeti ezmemiz, seslerini kesmemiz, bir daha ayağa bile kalkamayacakları şekilde alt etmemiz gerek.

  -Ercan Faras-

Kana kan Dişe dişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin