Az biraz cinsellik var.
"Biraz daha." diye fısıldadı Baekhyun. Aralık olan bacaklarının üzerinde duruyordu. Dizleri yatağa bağlanmış gibiydi ve bacaklarının arasında Chanyeol'un uzun bacakları vardı ve sırtı Baekhyun'un yatağının başlığına yaşlanmış durumdaydı. "Azıcık..." yineledi Baekhyun. Chanyeol'un büyük elleri, Baekhyun'un etine bata bata, kalçalarından bel kavisine ve oradan sırtına doğru çıkmaya başlamıştı. Bol tişörtünün altında Chanyeol'un parmaklarını hissetmek, teninin teniyle dans edişini hissetmek cennete dokunmak gibiydi. Onu tatmak ve onu görmek gibiydi.
"Böyle mi?" dedi Chanyeol boğuk bir sesle. Parmakları yaramaz çocuklar gibi Baekhyun'un göğüs ucunu okşuyor arada sıkıyordu. Baekhyun odasında ki bütün oksijeni tüketir gibi derin bir nefes alarak soluklandı. İnilder gibi nefesini bıraktığında ise tüm uzuvları titredi, kasıldı. "Böyle." Yüzü kıpkırmızıydı. Utandığı için değil, Chanyeol'un dokunuşları yüzünden bayılacak raddeyi sıyırdığı için böyleydi. Chanyeol durmadı ki Baekhyun hiç durmasını dilemiyordu. Başını Baekhyun'un bol tişörtünün içine soktu. Dilinin ucu kasıklarından karnına kadar düz bir çizgi çizmiş sıcacık nefesini bıraktığı ıslaklıklara vermişti. Parmakları kalçasının kaba etlerini sıkıyordu. Baekhyun dudaklarını araladı. İnlemek istiyordu, haykırmak istiyordu en çokta ama yapamıyordu. Boğazı Afrika'nın herhangi bir çölü kadar kurak gibiydi. Kesik, zevk dolu nefesler alıyordu bunun yerine. "Hayır." diye mırıldandı Chanyeol'un yaptığı şey yüzünden.
"Orası olmaz Yeol. Orası değil." Artık çok geçti ama. Chanyeol'un parmakları kumaşın üzerinden de olsa Baekhyun'un sertliğini kavramış sıkarak oynamaya başlamıştı. Baekhyun sanki uzun zamandır bunu bekliyor gibi, bedeninde ki binlerce zevk patlamasının etkisiyle eğildi öne doğru. Haykırarak. Chanyeol'un adını zevkle haykırarak eğildi öne doğru. Tişörtünün üzerinden Chanyeol'un saçlarına tutundu ve sertliğini itti parmaklarına. Böyle hissettirebileceğini bile bilir miydi ki? Bu çok değişikti. Cümleleri ya da kelimeleri anlatamazdı. Sonu noktasız bir cümlenin var oluşu kadar güzeldi.
Derin bir nefes aldı, gözlerini araladı. Sızlayan sertliği alttan alta onu rahatsız ediyordu. Bu sıcak havada daha çok sarıldı yorganına. Chanyeol'u dört gündür görmüyordu, mesajlarına, skype aramalarına, normal aramalarına kesinlikle dönmüyordu. Belki de özlediği için onu zorlayacak bir rüyanın ortasında bulmuştu kendisini. Chanyeol yoktu, sevişmiyorlardı ve belki de bu asla olmayacaktı. İç çekti sıkıntıyla. Altında ki can sıkan sertliği bir şekilde halletmesi gerekiyordu ama şu an onunla bile uğraşacak bir ruh hali içinde değildi. Geçen günler içinde Chanyeol defalarca kapılarına gelmiş ancak Baekhyun onunla görüşmeyi kesin bir dille reddetmişti. Annesine, teyzesine ve babasına basitçe onu içeri almayın demişti.
Dargındı doğrusu. Dargın olmaması gerektiğini bildiği halde ona dargındı. Kırılmıştı. Camdan yapılmış gibi, porselenden yapılmış gibi bin parçaya ayrılmıştı sanki. O gün okul sanki bitmemişti, Baekhyun hala orada o zamandaydı. Chanyeol tıpkı ona güldüğü gibi bir yabancıya gülümsemiş, ellerini tutmasına izin vermiş ve ona dokunmuştu. Bir gün sevgilisi olacağının bilincindeydi. Baekhyun'un bunu engelleyecek ya da önünü kesecek gücü yoktu ama acıtmıştı bir miktar. Hazır olduğunu düşünse bile çok acımıştı ve bu acının içinde Chanyeol'u görmeye hevesli değildi. Çok özlese bile şimdilik ondan ayrı kalmak zorundaydı. Yine de rüyaları rahat bırakmıyordu. Ne zaman gözünü kapatsa gözünün önüne o geliyor sanki hayalet gibi rüyalarında peşinden koşuyordu. Zordu, birini rüyalarına girecek kadar çok sevmek zordu. Çünkü bu gibi bir durumda kaçtığın uyku bile seni kollarının arasına almıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Balloon • ChanBaek [Tamamlandı]
ФанфикByun Baekhyun'un küçük dünyasında onu zorlamayacak bir kaç sorunu vardı; 1- Çocukluk arkadaşı Park Chanyeol 2- Liseyi iyi bir ortalama ile bitirmek 3- Park Chanyeol ve onun bekareti 4- Kırmızı balonlar 5- İyi bir yazar olmak için Londra'da ki...