Medya --> Lana Del Rey - Love
Bu bölüm de 16 sayfa tuttu yazarken feci kayboluyorum Red Balloon evreninde. TT Peki, siz gidişattan memnun musunuz? Bir sıkıntınız yoktur umarım. *-*
Kyungsoo önden yürüyen adama bakıyordu sessizce. Onun varlığına alışmış değildi ama Jongin kendi varlığına alıştırmak konusunda oldukça yetenekliydi. Yine hiç susmadan bir şey anlatıyor olsa bile Kyungsoo onu dinlemiyordu. Anlattıklarını önemsemediğinden dolayı değil, aklı tamamen başka diyarlarda gezmek istediği içindi bu isteksizlik.
"Hiç sormadın." Jongin durmuş yüzünü Kyungsoo'ya doğru dönmüştü.
Kyungsoo kaşlarını çatmıştı bu cümleye. Başından beri hiçbir şey sormuyordu ki zaten. "Neyi sormamı bekliyorsun?" dedi merakla.
Jongin gülümsedi omuz silkerken. "Öğrenci miyim yoksa çalışıyor muyum hiç sormadın bana. Bende anlatmadım sana. Sormanı bekleyerek..."
Kyungsoo etrafına baktı. O an için anlamıştı ki Jongin hemen hemen her şeyin farkındaydı. Kyungsoo'nun ilgisizliğinin farkındaydı. Kyungsoo'nun korktuğunu biliyordu. Bir insan bir insanı konuşmadan bile nasıl anlayabilirdi ki? Bunun mümkün olmadığını düşünürken mümkün olmayanı imkanlı hale getiren bir adamla yüz yüzeydi. Bir kaç adım attı aralarında ki boşluğu kapatmak için. Daha fazla kaçacak yerinin olmadığını biliyordu. Yalan söyleyemezdi. İlk gördüğü andan itibaren Jongin'e açık bir şekilde vurulmuştu ve sırf korkaklığı yüzünden belki de yeryüzünde sevebileceği tek insanın avuçlarından kayıp gitmesini de istemiyordu.
Hyde Park'nın o sessiz atmosferi içinde ne Jongin ne de Kyungsoo konuşmadan birbirilerine bakıyorlardı sadece. Küçük bir cesaret lazımdı. Kyungsoo'nun en az Jongin kadar cesaret yüklü olması lazımdı. Uzandı. Rüzgar aralarından gelip geçerken spor ayakkabılarının ucuna bastı Kyungsoo. Beyaz hassasiyeti vardı ve spor ayakkabıları beyazdı. Bu ayakkabıları giydiğinde özellikle ayaklarının ucuna basmayan Kyungsoo sırf Jongin için bu kuralını da kaldırıp atmıştı. Dudakları titrerken aynı titreklikle dudaklarını birleştirmişti nihayet.
Jongin sorgulamadı bu hareketi. Kollarını Kyungsoo'nun bedenine sarıp usulca öptü onu. Tanıştıklarından ve öpüştüklerinden beridir ilk kez bu kadar derin ve tutku dolu dans etmişti dudakları. Nihayet birbirlerine bakabildiklerinde Jongin gülümsedi hevesle. "Scotland Yard." dedi nefesini tutarak. (YN; Scotland Yard İngiliz Polis Teşkilatı'nın cinayet masasıdır. Cinayet, tecavüz gibi olaylar olduğunda Scotland Yard ekibi bakar dosyaya.) Kyungsoo hala ayaklarının ucuna basıyorken dudaklarını yaladı sanki Jongin'in ne dediğini duymuyor gibi.
"Jongin?" derin bir nefes aldı. "Benimle evlensene." cesareti ya fazla gelmişti ya da aptal olmalıydı Kyungsoo ama bunu dediği için bir saniyeliğine olsun pişmanlık duymamıştı. Çünkü hayata dair kurallarını bozan her ne varsa Kyungsoo onu kurcalamaya bayılırdı.
"Olur." kıkırdadı Jongin hala birbirlerine yaslanmış şekilde duruyorlarken. "Benimle alay etmiyorsun değil mi?" Bir anda ciddileştiğinde Kyungsoo kahkaha atmıştı ve Jongin ilk defa onun kahkaha atışına şahitlik etmişti.
"Alay falan ettiğim yok gayet ciddiyim. Benimle evlen."
Kyungsoo heyecanla hızlı hızlı konuşurken Jongin cevap vermek yerine dudaklarının arasında ki mesafeyi hepten kapatmış ve kendinden küçük bedeni daha sıkı sarmıştı. Sadece dört gündür düzgünce tanımaya başladığı bir adama evlenme teklifi etmek nasıl akıl mantığa sığıyorsa Kyungsoo'da Jongin'in kollarına o şekilde sığıyordu durmuş zamanda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red Balloon • ChanBaek [Tamamlandı]
FanfictionByun Baekhyun'un küçük dünyasında onu zorlamayacak bir kaç sorunu vardı; 1- Çocukluk arkadaşı Park Chanyeol 2- Liseyi iyi bir ortalama ile bitirmek 3- Park Chanyeol ve onun bekareti 4- Kırmızı balonlar 5- İyi bir yazar olmak için Londra'da ki...