Bir hafta sonra
Uçağıma bir saat kalmıştı ve ben çok heyecanlıydım. Sonunda hayalim gerçek oluyordu. Check-in işlemlerimi yaptırdım ve pasaportumu memura uzatarak kontrol ettirdim.Memur: Gidiş amacınız nedir?
D: Öğretmen olarak çalışma.
M: Vizenizi gösterebilir mısınız?
D: Buyrun.
3 yıllık çalışma vizesi.
M: Geçebilirsiniz.
D: Teşekkürler.Pasaportumu ve vizeni alıp kaybolmasın diye çantamın gizli gözüne koydum. Daha yarım saatim vardı. Ben de duty free ye gidip kendime Victorias Secret' tan bir set aldım.
Bir müddet sonra benim uçağım anons edildi ve uçağa bindim. Çok heyecanlıydım.
14 saat sonra
Kore'de akşam saat 6 idi kendime hemen bir otel ayarlayıp oraya yerleştim bir günlüğüne.
Sabah olunca elimi yüzümü yıkayıp, üstümü giyip, kahvaltıya indim.
Üstümde bunlar vardı. Bir de deri ceket ve saçlarım su dalgasıydı yani doğal hali.
Güzelce kahvaltımı yaptıktan sonra kontratı imzalamak için emlakçıya gittim.
D: Bay Park merhaba. Ben konuştuğunuz Türk kızı tanıştığımıza tekrardan çok memnun oldum.
Adam bana ilk defa kız görmüş gibi bakıyordu.
Bay Park: M...mer...merhaba. A...Aşkın hanım değil mi?
D: Evet. Acaba evi görmeye gidebilir miyiz tabi sakıncası yoksa.
BP: T...tabii. Hemen geliyorum. İsterseniz araba ile gidelim.
D: Yok. Gerek yok ben motorunla geldim.Derken motoruma biniyordum ve kaskımı taktım.
D: Ama siz önden gidin ben sizi takip edeyim.
Adam bir bana bir motora bakarak.
BP: T...T...tamamAdam acaba kekeme miydi? Ama konuşmamız sırasında böyle bir şey hiç olamamıştı. Neyse.
20 dakik sonda
Eve varırız. Ev resimde gördüğüm gibi iki katlıdır ve oldukça güzeldir. SM Entertainment'a da oldukça yakındır motorla 15 dk mesafede.
Evin içine gireriz yarı eşyalı. Yani buz dolabı, yatak, masa, dolap, ocak, televizyon gibi malzemeler var, sorun yok. Oldukça iyi de görünüyor, yeni gibiler. Bu demek oluyor ki çok fazla bir beyaz eşya ya gerek yok.Evde kontratı imzaladım ve taksiyle otele gidip valizimi alıp çıkışımı yaptım ve taksiyle geri dönerken markete uğradım. Neyse ki market bir sokak aşağıda kalıyordu. Yiyecek bir kaç parça alım ve evin yolunu tuttum. Oldukça yorgundum. Eşyalarımı valizden çıkarıp dolaba astım. Annemin Türkiye'den koyduğu yemeklik malzemeleri de buz dolabına yerleştirdim ve işim bitmişti. Kendime ramen yapıp televizyonun karşısına geçtim. Müzik kanalını açtım ve karşıma Exo çıktı. Sevdiğim bir müziği çakıyordu hem onu söylüyordum hem yemek yiyordum.
Yemeğim bitince yatağıma çarşaf serip üstünü değiştirip yattım. Çok yorulmuştum ve Kore'deki ikinci günümü böyle tamamlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Exo'da Bir Öğretmen
FanfictionDefne adına Bir Türk kızının Exo'ya İngilizce öğretmesi ve yaşanan bazı olaylar. (ama sadece bu dille sınırlı kalmıyor Japonca ve Türkçe de öğretiyor.) Kitap kapağı #secrettkeyy33 tarafından yapıldı @secrettkeyy33