Bir hafta sonra
İlk bir hafta çok hızlı geçmişti. Eksik olan beyaz eşyaları tamamladım ve hayatımı düzene soktum. Ama çok fazla kitabım olduğu için onları zaman buldukça yerleştirmeye karar verdim.
Yarın tam anlamıyla yeni bir hayata başlıyordum. Bu beni hem heyecanlandırıyordum hem de korkutuyordu. Üç yılım bu meslekte geçecekti, tabi eğer bir sorun çıkmazsa. Belki bu süre içerisinde bir ile evlenecektim. Bu beni gelecek hakkında daha çok heyecanlandırdı.
Bu düşünceler içinde uykuya daldım.
Sabah 8:30'ta kalktım elimi yüzümü yıkayıp kendime kahvaltı hazırladım. Kavlayı da domates, salatalık, yumurta; birde Türkiye'den getirdiğim zeytin, zeytinyağı, salça ile mükemmel bir kahvaltı yaptım bir de olmazsa olmazım çay. Kurban olurum ülkemin çayına çok seviyorum. İşe götürmek için biraz fazla yaptım ve termosa koydum.
Üstümü giymek işin odama çıktım. Seçtiğim elbise biraz iddialı gözüküyordu ama ilk iş günü olduğu için insanları etkilemek önemliydi.
Elbise esnek olduğu için motora binebilirdim.
Önce kendime bir makyaj yaptım çok abartı değildi ama olmaz da olmazım, kırmızı rujumu unutmadım. Üstümü giydim ve siyah deri ceketimi de üstüme geçirdim. Saçımı doğal haline bıraktım. Motor kullanırken topuklu ayakkabı giyemeyeceğim için onları motorun oturak kısmını açıp içine yerleştirdim çantam ile birlikte.
On beş dakika sonra SM Entertainment'a varmıştım. Prensesimi altta ki otoparka park ettikten sonra ayakkabılarımı çıkarıp otoparkta değiştirdim. Muhteşem, krem dengi ince topuklu ayakkabılarımı giydim.
Asansörle önce lobide durdum ve büyük geniş masaya gelerek,
D: Ben İngilizce öğretmenliği için gelmiştim.Ana sekreter bir telefon açarak beni onayladı ve en yukarı çıkmamı söyledi. Bu adama da bana ilk defa kız görmüş gibi bakıyordu lobide olan herkes gibi. Kendi kendime Türkçe bir şekilde, " Acaba üstüme bir şemi döküldü ya da yüzümde mi bir şey var?"dedim.
Asansöre yine bindim ve 30. kata bastım. Aynada kendime baktım ama bir sorunun yoktu hatta ve hatta çok güzeldim.
Asansörden inerek karşımda bulunan sekreterin yanına gittim.
Sekreter: Bir azdan çağıracak, oturun lütfen.
D: Tamam teşekkürler.Bir az bekledim. Bir kaç dakika sonra sekretere bir telefon geldi " Peki efendim" diyerek telefonu kapattı ve bana döndü.
S: Bay Kim sizi odasında bekliyor
D: Peki teşekkürler tekrardan.Kalktım ve üstümü biraz çekiştirerek düzelttim. Saçımın sağ kısmını geriye doğru attım ve çantamı alıp Bay Kim' in odasına doğru yürüdüm.
Kapyı çaldığımda içerden " Gelin." sesi geldi ve girdim. Bay Kim arkası dönük bir biçimde camdan dışarı seyrediyoru. Odasın iki tarafı komple camdı. Kapıyı kapatınca arkasını döndü ve "Merhaba" dedi
D: Merhaba
Bay Kim: Aşkın Defne hanım değil mi?
D: Evet benim.
Beni süzerek.
BK: Bu kadar güzel olduğunuzu bilseydim sizi daha önce işe alırdım.Utanarak.
D: Teşekkür ederim Bay Kim. Şimdi öncelikli olarak size şunu söylem lazım, siz bana hangi gurup ile çalışmaya başlayacağımı söylemeden önce. Öğretmenlik yapacağım guruba asla ama asla Korece bildiğimi söylemeyin.
BK: Neden peki Aşkın hanım?
D: Derslerim sırasında onları İngilizce konuşmaya itmek için. Bu çok önemli. Zaten ilk bir ile iki ay sadece konuşma dersi yapacağım, asıl konulara ilerki zamanlarda başlayacağım.
BK: Ders yönteminizi sevdim Bayan Aşkın. Eğer bu sizin için önemliyse onlara söylerim.
D: Teşekkürler Bay Kim. Şimdi acaba hangi gurupla çalışacağım?
BK: EXO ile çalışacaksınız Bayan Aşkın.Gözlerimi kocaman açtım ve Bay Kim'e baktım.
En sevdiğim guruptu Exo ve şimdi onalara öğretmenlik yapacaktım işte bu hayatın ilginç bir oyunuydu.BK: İsterseniz sizi ders alanına götüreyim.
D: Çok sevinirim.Birlikte asansöre bindik. Bay Kim 20. Kata bastı. Kapı açıldı. Bir kaç oda geçtikten sonra 5.Toplantı salonu yazan yere geldik.
BK: Burası derslerin yapılacağı yer. Artık bana da ara sıra ders verirsiniz Aşkın hanım.
D: Tabiki Bay Kim siz isteyin yeter.En geniş gülümsememi göstererek. Odaya girdim, çantamı yanda bulunan küçük masaya bıraktım. İçerde büyük bir masa ve on tane sandalye vardı klasik toplantı salonu gibi, arkamda da bir beyaz büyük tahta. Çantamın içinden kalemimi çıkarıp saçımı dağınık topuz yaparak kalemle tutturdum. Ben hala olayın şokundaydım Exo' ya öğretmenlik yapacaktım.
O sırada kapı çaldı ve içeri girdiler...
————————————
Oylayıp yorum yaparsanız çok sevinirim. Görüşleriniz benim için çok özenmeliiii. 😊😊😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Exo'da Bir Öğretmen
FanfictionDefne adına Bir Türk kızının Exo'ya İngilizce öğretmesi ve yaşanan bazı olaylar. (ama sadece bu dille sınırlı kalmıyor Japonca ve Türkçe de öğretiyor.) Kitap kapağı #secrettkeyy33 tarafından yapıldı @secrettkeyy33