Xiumin'in ağızından
Defne'ye guruptan kimseye söylemicem demiştim ama onu korumak için guruptan birine söylem gerekiyordu. En çok güvendiğim kişi olan Chen'i odama çağırdım. Ona olanları anlattım bu sırada Lay kapıdan geçiyordu ve o da olanları duyu. İçeri büyük bir hızla girerek,
Lay: NEEE?!?!
Chen: NASIL?!?!?
Xiumin: Duydunuz işte artık Defne benim sevgilim. Bu arada Yixing sen ne zaman geldin?
Lay:Iııııımm... şey ben kapıdan geçiyordum. O sırada ııımmm...nasıl desem?
Chen: Olanları duydun ve merak ettin mesela. Böyle mi?
Lay: Evet...tam olarak öğle.
Xiumin: Tamam analdım. Yalnız çocuklar sizden tek isteğim var bu konu, bu oda dışında bir yere gitmeyecek anlaşıldı mı?
Lay, Chen: Anlaşıldı patron.
Xiumin: Bir de çocuklar... Neyse boşverin.
Chen: Başka ne oldu Min?
Xiumin: Biz... Şey işte bilirsiniz.
Lay: Ne Min?
Xiumin: Şey işite ya şey. Yuh artık hala anlamadınız.
Chen: OHAAA ONUDA MI?!?!?
Lay: Bir ben fransız kaldım.
Chen: Sen tam bir maldın Yixing.Chen Lay'in kulağına eğilerek.
Chen: Sevişmişler mal.
Lay: OHAAAAA?!?!?Çocuklara her şeyi anlattıktan sonra biraz dinlenmek için yatağa uzandım ve bu gün olanları tekrardan düşünüp sırıttım. Onun benim olması, ve benim de onun olmam çok güzeldi. Ama Korece biliyor olması beni baya şaşırtmıştı. Galiba bir bildiği vardır da bizimle Korece konuşmuyordur dedim. Aklım yine onun güzelliğine geçince gözlerimi yumdum ve bu düşünceler içinde uykuya daldım.
Yazar anlatımı
O hafta çocuklar gezicekleri yerler için plan yaptılar. Her hafta, hafta sonu bir-iki günlüğüne bir yerlere gitmeye karar verdiler. Cumartesi günü gidecekleri ilk yer Busan' da bulunan Türk şehitliği idi. Sonra pazar günü İtaewon'u gezeceklerdi. İtaewon sokak tezgahlarının ve yemeğin çok güzel ve bol olduğu bir yerdi. Sonraki hafta ise cuma günü Gangnam'a gitmeyi planlıyorlardı. Gangnam ise bar ve restoranlarıyla ünlüydü. O hafta cumartesi- pazar ise Cennet adası olarak bilinen Jeju adasına gideceklerdi.
Cumartesi günü
Defne'nin ağızımdan
Sabah çok erken kalkmıştım. Üstümü giyip geziceğimiz yer için atıştırmadık bir takım şeyler hazırlamaya karar verdim. En pratik ve güzel olan şey ise poğaça idi. Güzelce hazırlayıp fırına verdim. Kızlar yükselen kokularla uyanmaya başladı ve hepsi ağızına birer tane poğaça aldı.
Fahriye: Lan Defne sen olmasan aç kalıcaz haaaa.
D: O kadar çok mu özledin benim poğaçalarımı?
Gözde: Aynen yaaaaaa.
D: Tamam abartmadan yiyin. Çocuklara da kalsın.
Deniz: Tamam bea sen merak etme.
D: İyi hadi bakalım görücez. Şimdi hepinize yallah. Üstünüzü giyin birazdan gelicekler. Hadi bakıyım.Ben de odama çıktım ve üstüme giyecek şeyler seçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Exo'da Bir Öğretmen
FanfictionDefne adına Bir Türk kızının Exo'ya İngilizce öğretmesi ve yaşanan bazı olaylar. (ama sadece bu dille sınırlı kalmıyor Japonca ve Türkçe de öğretiyor.) Kitap kapağı #secrettkeyy33 tarafından yapıldı @secrettkeyy33