uzun zaman oldu, bölümü namjoon karakteriyle en çok bütünleştiğim bu gecede yayınlamanın en iyisi olduğunu düşündüm. iyi okumalar.
***
bir gece namjoon duvara sırtını yaslayıp uzattığı bacağında miniğini sallayarak uyutmaya çalışıyordu. seokjin de yatağının içinde uyuyordu. bebeğin uyuduğuna kanaat getirince uyandırmamaya çalışarak dikkatle kucağına aldı miniği. ona özel hazırladığı etrafı koruyucu minderlerle çevrili yatağına koyup üstünü iyice örttü. alnına da bir öpücük konduracaktı ki vazgeçti. uyurken gürültüden rahatsız olmayan bebeğin en ufak bir temasa karşı hassas olduğunu önceki gecelerden deneyimlemişti.
doğrulup gerinirken aynı anda kocaman esnedi. yer yatağına ilerleyip yatakta uyuyan beden uyanmasın diye örtüyü hafifçe kaldırdı. tek kişilik yatakta az bir payları olduğu için uzandığında dirseği Seokjin'in kendisine dönük sırtına temas etti. örtüyü çenesine kadar çekip yatakta iyice küçülürken hissettiği hareketlilik gözlerini aralamasına sebep oldu.
Seokjin sırtını duvara yaslamış uykulu gözlerle kendisini izliyordu. aynı minik gibi küçük bir temas uykusundan uyandırıyordu Seokjin'i. bebek bu konuda babasına çekmiş olmalıydı.
saçlarını karıştırırken "uyumadın mı?" diye sordu Seokjin.
"bebek yeni uyudu, yoksa şimdiye kaçıncı rüyamı görüyordum. "
bunun uzerine Seokjin biraz tebessüm etti. sessizce karşısındaki duvarı izledi. Seokjin de bazen kendisi gibi bomboş duvarı düşünceleriyle boyayacak kadar derinlere dalıyordu.
Namjoon gözlerini açık tutma savaşını kaybedip uykunun kollarına sığınırken Seokjin'in sorusuyla o kollardan düşüp yere çakılır gibi oldu.
"arkadaşların kaç yıldır birlikteler?"
biraz durup neyden bahsettiğini anlamaya çalıştı Namjoon. uykuluyken bu süre biraz daha uzun sürdü.
"bilmem çocukluklarından beri herhalde."
"yok o manada değil. romantik ilişkilerinden bahsediyorum. hiç rahatsız olmuyor musun iki adamın birbirine farklı duygular hissetmesinden? "
olmuyordu. olmuyordu elbette ama bunu söylerse bir açıklama yapması da gerekecekti. ve de geçmişi deşmesi...
yine de yattığı yerden doğrulup Seokjin gibi sırtını duvara yasladı. omuzları birbiriyle temas ederken üşümemek için yorganı iyice üzerlerine çekti.
"onlarınkinden duymuyorum..." biraz duraksayıp devam etti.
"büyüdüğümüz yetimhanede bir müdür vardı. o biz uyumak için yatakhaneye geçtiğimiz vakitler gelir ve içimizden birini seçip odasına götürürdü. onlar o zamanlarda birbirlerinin koruyucusu oldular. müdür onları götürmesin diye birbirlerinin yanından ayrılmadılar. bende ağabeyleri olarak onları korudum daima.
lakin onlar beni koruyamayacak kadar küçüktüler o vakit. onları korumak için geceleri müdürle odasına gidip- "
aklına doluşan çirkin görüntülerle anlatmayı kesti birden. başını önüne eğip yumruk yaptığı ellerini izledi bir süre.
'sadece uyuyacağız, haydi, gel buraya.'
gitmiyordu. o müdürün azap gibi sesi ve görüntüsü zihninden bir türlü silinmiyordu.
elinin üzerine konan ellerle bakışlarını solundaki adama çevirdi.
"o anları düşünme. fakat artık şimdi seni koruyacak güçte biri var yanında. ayrıca senin de koruduğun iki kişi daha oldu. sen, ben ve bebek. üçümüz. bir aile gibi. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
flicker 孤 | namjin
أدب الهواة⎾tamamlandı⏌ bir yangın sonrası kimsesiz kalan bir bebek, hafızasını kaybeden bir adam ve, her gece bu kalabalık dünyada ne denli yalnız oluşuna ağlayan Kim Namjoon