28.09.2018
Eğer seninle karşılıklı oturup konuşma şansımız olursa, lütfen konuşmayalım.
Sen bana hevesli bir şekilde birşeyler anlat, gülümse. Ben seni izliyim saatlerce.
Tek hayalim bu benim. Senin bana gülümsemen. Diğerlerine güldüğün gibina da birşeyler anlatman. Diğerlerine anlattığın gibi.
Tek ve imkansız hayalim...
Hayalinin peşinden koşmak gerekir.
Ama ben senin peşinden ne kadar koşarsam sen o kadar kaçıyorsun.
Benden kaçmanı istemiyorum. Ben sana sarılmak istiyorum.
Güven verici kollarının arasında olmak istiyorum.
Şuan tam önümde bir kızın gözlerinin içine bakarak okul bahçesinin ortasında ona ne kadar aşık olduğunu bahsettin.
Şuan gözlerimin içine bakarak onun dudaklarına eğiliyorsun.
Göz temasımız sen onun dudaklarına kapandığın an gözlerini kapamanla kesildi.
Gözlerimin yandığı hissettiğim an hangi ara geldiğimi anlamadığım bir şekilde kendimi lavobo kabininde buldum.
Tanrıya şükür ki boştu çünkü hıçkırıklarımı engelleyemiyordum.
Boğuluyordum.
Senin o kızı öperken oluşan atmosfer beni boğmuştu.
Nefes alamıyorum.
Bana ona baktığın gibi bakmanı hayal etmiştim hep.
Çok uzun zamandır bunun hayalini kuruyorum.
O kız bunun için hiçbir emek sarf etmeden benim hayalime sahip oldu.
Sana sahip oldu.
Seni görmeye dayanamayacağım için derse girmedim. Başım dönene kadar, nefesim kesilene kadar tüm ders boyunca ağladım.
Teneffüs zili çalmaya yakın kabinden çıkıp kendime çeki düzen vermeye başladım.
Aynadaki görüntüme nefretle baktım.
Tanrı doğduğum an beni lanetlemişti.
Senin için ettiğim duaları kabul edecek değildi ya.
Seni bana verecek değildi ya.
Gülüşünü bana verecek değildi ya.
Bakışını
Gülüşünü
Dokunuşunu
Kokunu.
Bana verecek değildi ya.
Sen hayalden ibaretsin yine.
Vazgeçemeyeceğim bir hayal.
