Saat olmuş 21:00 az kafa dinlemek için bizim yakınlardaki ülkücü nargile bar'a gittim. Arabayı park ettikten sonra içeri girdim herzaman ki gibi oturduğum masaya oturdum. Çalışan geldi: "ne alırsınız?" dedi. "rakı ve nargile alayım tütün 66 love olsun" 2dkk sonra bakiyorum asena yazmış "nerdesin sen??" cevaplamadım ama nerde olduğumu çok iyi biliyordu. Bi ses geldi "buyrun siparişleriniz" dedi ve masaya bıraktı artik aklim nerelerdeyse garsonun geldiğini bile farketmedim. Rakı içiyordum neşet ertaş eşliğinde.
1 kadeh 2 kadeh diye diye kafayi güzelleştiriyorduk.
Sonra bi baktim karşımda asena dedim allah allah ben o kadar çok mu içtim.
karşıma oturdu kaşlarını çatıp bana yaklasip gözlerimin icine bakarak bardağı elimden aldi "YETER!" dedi "senin derdin ne ya YETER"
ona bakarak gülümsüyordum buna daha çok sinirleniyordu "kalk gidiyoruz" dedi.
"rakının hatırı kalır ver elindekini içeyim öyle" dedim.
Asena elini kaldirip Garsonu çağırdı bardağımı ona verdi götür dedi.
Onun bu atarina bayiliyordum kalktim zor ayakta duruyorum ceketimi orda yavas yavas giydim hesabı ödedim çıkıyorum.
Peşime Asena takıldı cok sinirliydi "sen bana sırtını dönüp gidemezsin!" dedi.
"döndüğüm an zaten devrime gideceksin" dedim
bu onu daha cok sinirlendiriyordu gecenin bi vakti hava yağmurlu sokağın ortasında tartışıyorduk.
asena: "kıskançlığınla abartmiyormusun?"
ben: "ne kıskançlığı hangi kıskançlıktan bahsediyorsun ben görmüyormuyum saniyorsun " sesim gittikce yükesliyordu.
asena: " bana bağırma ortada birşey yok bunun nesini anlamiyorsun"
ben :" devrimin sana karşı boş olmadığını sende biliyorsun ama bunu bile bile onunla takılıyorsun yok ayni masada oturmalar yok resim cekmeler ya bi git allahni seversen"
asena: "sende bile bile ülküyle konuşuyorsun?"
konuyu saptirdigi icin sinirlendim biraz da rakının etkisinden : "tamam ozaman sen devrime ben ülküye zaten en başta belliydi sen düsük sevmezsin gözün yükseklerde. O gözlerin kör olaydida başkasını görmiyeydi daha iyidi"
bu son sözüm ağır olmustu kırıldığım icin kırmıştım icince hep böyle oluyorum.
Bana öyle bir bakışı vardı ki onu artık nasıl kırdıysam bakışıyla parçaladı beni, nerdeyse ağlayacaktı kırıldığı yüzünden belliydi.
gitti birsey diyemedim
gitti öylece izledimsaatlerce deniz kenarında oturduktan sonra eve gittim anahtarla kapiyi açtım anahtari koltuğa attım ceketide öyle. Kendimide yatağa attim çekmecemde asenanin fotoğrafi var çıkardım bir türkü açtım saatlerce fotoğrafina baktım.
yarin babamin doğum günüydü sabah erkenden mezarlığın başına gittim ve bilin bakalim orda kimler vardı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bozkurtça bir sevda
RandomMerhaba arkadaşlar konu ülkücülerin bayrak gibi sevip vatan gibi koruyan aşkları. Anlattığım hikayenin çoğu yaşanmış bir olaydır. Düşüncelerinizi yorumlamanızı bekliyorum fikirleriniz varsa eğer buyrun. Inşallah hoşunuza gider emeğe saygı lütfen sev...