Pandora'dan "Sessiz Ses"e

66 1 0
                                    

Yeni keşfettiği teknolojiyi geliştirmeye çalışan ABD Ordusu ve Donanması elektromanyetik, mikrodalgalar ve radyo frekansları üzerine yoğun araştırma programları başlattı.
Bu programları 1970'lerin sonunda gizli hale getirildi.

Yürütülen projelerle ilgili kamu soruşturmalarını önleyecek kanunlar çıkarıldı ve projelerde çalışan akademisyenlerin üniversite yetkilileri tarafından sorgulanması önlendi.
Savunma Haber alma Servisi, CIA ve ordu, Sovyetler Birliği'nin bu konuda yaptığı çalışmaları izleyerek elde ettiği sonuçlara rağmen aynı deneyleri tekrarladı.
Elektromanyetik frekansların ve mikrodalgaların zararlı etkileri üzerine istihbarat raporlarına rağmen, onlar gerçekleri kendileri tespit etmek istediler.

Deneyler, müteahhit firmaların sağladığı ortamlarda, kendi laboratuarlarında, donanmada, hava kuvvetlerinde ve CIA' da gerçekleştirildi. Müteahhit firmalar, ABD ordusuna gönülsüz insan deney alanını tedarik ettiler. Seneler sonra habersiz kurbanlar tarafından getirilen davalarla gizli yürütülen deneyler kısmen de olsa ortaya çıkmaya başladı. Buna rağmen gizli deneyler hâlâ tamamıyla bilinmiyor.

ABD Ordusu'nun elektromanyetiğe olan ilgisi Üç Servisli Elektromanyetik Danışma Paneli (TERP)'in kurulmasıyla daha da pekişti.

TERP'in amacı ve görevi 1990'da hazırlanan bir belgede şu notlarla anlatılıyor:
"Bu Üç Servisli Panel, İyonlaştırıcı olmayan Elektromanyetik Radyasyon (EMF)'nin insan üzerindeki biyolojik etkileri üzerine yürütülen araştırma ve geliştirme çalışmalarını yapan ve her birinin genel ve kendisine özel gereksinmeleri olan askerî bölümlerin çalışmaları arasında görünür ve etkili bir koordinasyon sağlamak için yeniden yapılandı ve imtiyaz verildi. Üç askerî bölüm için ortak olan iyonlaştırmayan elektromanyetik radyasyonun biyolojik etkilerini ilgilendiren tıbbî araştırma ve geliştirme çalışmalarını ve her ayrı bölümün göreve özel ihtiyaçlarını teşhis etmek ve periyodik olarak gözden geçirmek."

Kısa zamanda elektromanyetik teknolojiler konusunda ilerleme sağlaması başta NSA olmak üzere birçok haber alma teşkilatını uzaktan beyin okuma ve yönlendirme konusunda çalışmaya yöneltti.

Beyinde görme, duyma, işitme gibi yollarla uyandırılan potansiyelleri uzaktan izlemek için geliştirilen teknolojiyle yapılan bir deneyle NSA, ilk sonuçları aldı. Deneyler sonucu konuşma güçlerini kaybetmiş olan, 40 kişiye yardım etmek amacıyla
Missuri Üniversitesi'nden bir nöropsikolog olan Dr. Donald York ve bir konuşma patolojisti olan
Dr. Thomas Jensen, özgün beyin dalga örneklerindeki 27 kelime ve heceyi teşhis etmeyi ve kodlamayı başardılar.

Onlar, 40 insanda, bu EEG örnekleriyle hem konuşulan kelimeler, hem de sessiz düşünce kelimeleri arasındaki karşılıklı ilişkiyi kurabildiler ve beyin dalga lügatıyla bir bilgisayar programı yaptılar. Uzaktan görüntüleme programlarının tepesinde bulunan CIA, ordu ve DIA gibi birkaç haber alma teşkilatı da uzaktan izlenen kişilerin EEG'leri üzerine yoğun çalışma başlattı. Amaç, gözleyen kişiler tarafından bilginin nasıl elde edileceğini ve işlemin tersine çevrilmesiyle, gözleyene verilen bilgilerin hedefi etkilemek için ona (hedefe) geçirilip geçirilemeyeceğini denemekti. Los Alamos Ulusal Laboratuarı (LANL) bu alanda geniş araştırma programları yürüttü. LANL'nin yürüttüğü çalışmalardan biri de 1994'te Amerikan Ordusu Araştırma Geliştirme ve Mühendislik Merkezi'nin desteğiyle mikro dalga silahların tasarımı ve yapılması konusunda oldu.

ZİHİN KONTROLÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin