2. Tanışma

638 41 11
                                    


Jimin'in kanayan kafası, hâlâ kötü duruyordu. Hastaneye götürmek en iyi çözüm olacaktı. Bu yüzden eve gitmeden önce diğerlerine mesaj atmış, geç kalacağını söylemişti. Fakat Jimin hastaneye gitmek istemiyordu.

Hastane fobisi vardı. Küçükken, annesi hastayken, hep hastanede kalmak zorunda kalmışlardı ve nihayetinde annesinin ameliyatı için gereken parayı toplayamayınca annesi göz göre göre ölmüştü. Bunun üzerine ağabeyi evden kaçmıştı. Jimin henüz 12 yaşındayken evde babasıyla yalnız kalmıştı. Ki maalesef bu da uzun sürmemişti. Karısının ölümünü kabul edemeyen babası kendini alkole vermişti. Bundan önce de hayatları yeterince batmamış gibi bir de borç batağına girip tefecilerden borç alıp durumu daha kötü hale getirmişti.

Jimin'in on beşinci yaş gününde ise borç aldığı tefecilerce öldürülmüş, düzgün organı kaldıysa satılmıştı. Ama bununla da yetinmeyen tefeciler Jimin'e el koymuş ona ayak işlerini yaptırmışlardı. Fakat son bir yıldır Jimin'i pazarlamaya başlamışlar, onun kimsesiz bedenine el sürmüşlerdi.

Hatırladıkça kasılan midesi ile kusma isteği güçlenmişti. Taehyung'a durması için işaret yapmıştı. Taehyung hemen kenara çekip kapıyı açmasına yardım etmişti. Jimin arabadan çıkar çıkmaz midesindeki çıkarmaya başlamıştı. Hiçbir şey kalmayana kadar kusmuştu. İçinde bir şey kalmasa da öğürmesi geçmemişti. Gözlerinden sicim gibi dökülen sessiz yaşlar bu meleğimsi varlığı koruma içgüdüsü uyandırıyordu insanda.

Ağabeyi gittikten sonra ara sıra Jimin'e parasal destekte bulunmuştu. Bu yüzden uzun bir süre tefeciler ona el sürmemişti. Ama kısa süre önce ağabeyi ölmüştü ve para gelmeyince onlar da Jimin'in temiz vücudunu kirli insanlara satmışlar, güzel meleğin kalbine leke sürmüşlerdi. Onu kendilerine benzetmeye çalışmışlardı. Ama Jimin o sırada sadece ağabeyinin öldüğüne üzülmekle meşguldü.

Jimin bunları düşünmemeye çalıştı. Tek gayesi ailesinin hatırası için hayatta kalmaktı artık, onların olamadığı gibi mutlu bir aile kurmaktı istediği. Ama bir yandan da o tefecilerden nasıl kurtulacağını düşünüyordu. Ağabeyinden öğrendiği kadarıyla Taehyung ve arkadaşları sağlam kişilerdi. Ama o adamlar çok tehlikeliydi. Şimdi güveneceği bir ağabeyi de yoktu. Sonunda diye düşündü, sonunda kimse kalmadı, artık yapayalnızsın.

Öğürmeleri yavaşça bir son bulmuştu. Üşüyordu. Kollarını elleri ile ısıtmaya çalıştı. Tam titremesi şiddetlenecekti ki sırtına konan ceket ile dondu. Taehyung, ona gülümsüyordu. Yıllardır artık gülümsemek o kadar zordu ki gülümseyen insanlara hep gıpta ederek bakardı. Maalesef Taehyung'a gülümsemeye çalışsa da yapamamıştı. Yüzü artık böyle fonksiyonları yerine getiremiyordu.

Saat gece yarısını anca geçmişti. Henüz olanları anlayamıyordu. Her şey çok hızlı gelişmişti. En son Jimin'i pazarladıkları müşteri ile yatmayıp adam ona dokunmaya kalkınca adamın kasıklarına tekme attığı için dayak yiyordu. Sonra birden eve giren Taehyung onun pazarlanmasıyla ilgilenen o iki pisliği öldürmüştü. İşte bu yüzden kalbi kirlenmiş gibi hissediyordu. Jimin gerçekten onların ölmesini istemişti. Ama bu ona göre kötü bir şeydi. Ona göre birinin ölümünden mutlu olmak kötüydü ve o an Jimin sadece mutlu olmuştu sonunda onlardan kurtulduğu için.

Sakin adımlarla arabaya yürüdü. Arabaya vardığında Taehyung telefonla konuşuyordu. ''Hayır. Ben... Hayır bir kez olsun dinler misin beni?.. Hyung, evet uzun zaman oldu ama acil olmasa... Kesinlikle hayır... Hyung gidip bunu ona söyleyip ne yapacaksın?!.. Hyung hadi lütfen sadece bir bakacaksın iyi mi, değil mi diye... Evet, hyung sen olmasan zor hayatta kalırdım... Evet, hyung sen olmasan onunla hiç karşılaşmazdım... Sen haklısın hyung... Şimdi gelebilir miyiz?.. Tamam. Geldiğimde devam edersin hyung.'' diye bıkkın bir halde kapattı telefonu. Taehyung ona döndü. ''Arabaya bin hadi. Hava soğuk.''

Affair / TaeKook / YoonMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin