13. Mumun Söndüğü Vakit

180 10 16
                                    

Dehşet üzerinde ölüm meleği gibi dolaşırken Jungkook'un yüzündeki gülümseme yerçekimine karşı koyamamaya başlamıştı. Seungwol'ün eli elleri arasında iken arkasında bıraktığı adamın ölümü söz veren gözlerini teninde hissediyordu. Seungwol en sonunda elini bırakıp iş arkadaşlarından birinin yanına ilerlerken Jungkook yanında biten Seokjin'in nefes nefese kalmış haline bakacak durumda değildi.

"Hyung ne yapacağım ben? Aklımı kaçırmak üzereyim. Taehyung'un burada ne işi var?" diye korku dolu cümleleri ağzından fısıltı gibi çıkarken gülümsemesi yüzünden tamamen silinmişti. Seungwol'ün uzaktan ona el salladığını görünce yüzüne oturtmaya çalıştığı yamuk gülümsemenin yeterli olup olmadığını bile tartacak mecali kalmamıştı. Şu an ondan olabildiğince uzak kalmak istiyordu. Az önce Taehyung'un önünde yaptıkları aklına geldikçe Seungwol'e de kendine de nefreti artıyordu.

Kafasının içindeki sorular cevap bulmak için birbiri ile yarışırken Seokjin'in düzene giren nefesleri konuşmasına izin vermişti. "Hiçbir fikrim yok. Bay Kim sana bununla ilgili bir şey söyledi mi?" derken Jungkook'un kafasında şimşekler çakmaya başlamıştı. Taehyung'un bunu yapacağına dair hiçbir fikirleri yoktu. Taehyungların ekibi, Hyewon, Kim Jihan'a haber vermeden bir işe girişmişlerdi.

Kanı vücudunda donarken Bay Kim'in böyle bir hareketi öğrendiği anda onları hain olarak görüp infaz edeceğini biliyordu. Buz gibi olan elleri tüm hafta daha da kötüye giden karnında beklerken Taehyung'un az önceki bakışları bir kez daha gözlerinin önüne geldi. Nişanlısı olarak tanıttığında gözlerinde gördüğü saniyelik yıkım, öpüştüklerini gördüğündeki soğuk fırtınalar Jungkook'un suçluluk duygusunu kat kat arttırırken midesindeki acı suyun boğazına geldiğini hissediyordu.

Karnının acısı ona içinde olduğu dehşet verici durumu hatırlatmıştı. Hala ne yapacağına karar verememişti. İçindeki sesi dinlemek istiyordu ama çözümsüz bir bulmacada daha önce söylenmemiş sözcükleri söylemeye çalışıyor gibiydi. Kenara sıkışmış plan dışı bu halleri ciğerlerini söndürürken böyle bir dünyada kendini savunmasız bırakacak bir karardan kurtarması gerektiğini bir kere daha hatırlamıştı.

Seungwol'ün kontrol edebileceği bir zayıflığı eline veremezdi. Jungkook yıllarını verdiği bu plana sadık kalacak ve bir kere daha gülümseyip acısını derisinin altına gömecekti. Çevresindeki sesler uğultuya dönüşürken baş dönmesinin onu uzaklaştırdığı gerçekliğe geri dönüp içki masasına ilerledi. Seokjin'in bakışlarından uzaklaşıp titreyen ellerini kadehe sardığında arkasından içeri giren Taehyung'un yakıcı bakışlarını hissetmeye başlamıştı.

Eli birden yanına gelen kişi tarafından durdurulunca yüzünde çatlamış olan sahte gülümsemesi ile kafasını kaldırdı. Seungwol'ün söylediği sözler kulağından beynine kurşun kadar hızlı ve acımasızca girerken tüm vücudu titredi.

"Alkol alman yasak, aşkım. Sana meyve suyu getirdim."

Seungwol'ün yüzündeki gülümseme Jungkook'a kaçındığı bir gerçeği söylüyordu. Seungwol takıntılı bir adamdı ve Jungkook'un ondan herhangi bir sırrı saklaması çok zordu. Biliyordu.

Jungkook'u ellerinden tutup müzisyenlerin olduğu tarafa götürürken dehşet Jungkook'u bir kere daha ziyarete gelmişti. Seungwol mikrofonu deneme amaçlı tıklatıp çıkan cızırtılı sesle herkesin dikkatini üzerine çekerken cızırtılar Jungkook'un kulaklarını yırtıyor gibi hissettirmişti. Sevimli ve uslu eş rolünü bir kere daha benimsemeye kendini zorlarken Seungwol'ün sesi salonda yankılandı.

"Herkese geldiği için teşekkür ederim." diyerek konuşmasına başlarken alkışlar erkenden başlamıştı.

"Biricik sevgilim ile olan beş yıllık maceramızı mutlu bir son ve yeni bir başlangıç vereceğimiz evliliğimizden önceki son kutlamamıza hoş geldiniz!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Affair / TaeKook / YoonMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin