- 1. Bölüm -

217 11 2
                                    

 - 1. Bölüm - 

~ Sırma ~ 

"Dur gitme!" dedi kız. Aralıksız koşmaya başladı onun ardından. Ayakları ağrıyor, kalbi göğüs kafesini dövüyordu adeta. Vazgeçmedi kız, ne olursa olsun bırakmayacaktı onu. Ama bilmiyordu ki adamın kendisinden vazgeçtiğini...

İnsanları anlamıyorum. Birbirlerini seviyorlar ama türlü türlü salaklıklar yapıyorlardı. Ayrılıyorlar, aldatıyorlardı. Seviyorlarsa gitsinler birbirlerini sevsinler canım. Niye böyle yapıyorlardı ki? Zilin çalmasıyla saçma diziyi kapatıp kapıyı açtım. Karşımda başımın belası, hayatımın hatası duruyordu. Evet o son zamanlarımın vazgeçilmez kuyruğu. Evet o sakin hayatımın curcunası. Evet o benim dünyama izinsizce giren biri. Onunla 6 gün önce tanıştım. Lanet olsun yine hatırladım. O günü hatırlamak istemezdim, hatta yaşamak istemezdim ama...

 - 6 Gün Önce -

Bugün üniversite de ikinci senemdi. Okul geçen yıl ki gibiydi. Etrafta 'Ay seni çok özledim.' diyenler, vıcık vıcık sarılanlar, kahkahayla gülen gruplar ve son olarak tek takılan ben. Bundan şikayetçi miydim? Asla! Sadece içimde bi' burukluk vardı. O burukluğu da dün soğuk su içmiştim ona bağlıyordum. Telefonumda ki saate baktığımda artık amfime gitme zamanının geldiğini anladım. Dersim için hazırlık yapmalıydım. Dün soğuk suyumu içmeden önce okula gelmiş ders programımı almıştım. Böylelikle de her zaman olduğu gibi bu sabah da diğer öğrencilerle muhatap olmamayı başaracaktım.

Dersliğime tam iki koridor kalmıştı. Planım kusursuz ilerliyordu ta ki boyu tahminen 1.55 olan fazla zayıf olmayan tıfılımsı kız bana çarpana kadar. Çarpmasıyla sendeledim. Bu minik kızın beni sendeletmesi bile şanstı ki ayağıma bir şeyin takılmasıyla arka üstü düşüşe geçtim. O refleksle tutunacak bir yer aramış karşımda ki kızı tutmamla da olan olmuştu. Kız üstte ben altta ve ne kadar çok gerçekleşmesini istemesem de dudaklarımız... Bunu söylemeye dilim varmıyor ama dudaklarımız üst üsteydi. Hemen kızı üstümden attım ve kalkmaya çalıştım. Bu çok utanç vericiydi. Neden? Allah' ım neden ben? Sorgulamamı yarım bırakıp hemen dersliğime gitmeliydim. Hemde hemen! Yoksa bu kız herkese daha demin ki anıyı anlatarak beni rezil ederdi.

İnsanları tanırdım. Kendilerini beğenmiş, diğer herkesi kendinden küçük gören mahlukatlardı. Hızla yerimden kalktım. Hiç bişi olmamış gibi yürümeye başlayacakken arkadaki sesle durdum. İç çektim. Kız ağlıyordu. İnsanlardan ne kadar uzak dursam da bu kıza yardım edecektim. Çünkü onu yere çekip düşmesine ben sebep olmuştum. Yaralanmışsa benim yüzümden olmuştu ki ağlıyordu, bu kesin yaralandığının habercisiydi.

Arkamı döndüm. Kız duvara sırtını yaslamış, dizlerine sarılmış ağlıyordu. Ne yapacaktım? 'Ne diye ağlıyorsun, ölmedin bak hala yaşıyorsun.' mu demeliydim? Hem altta olan bendim, benim ağlamam lazım! Derin bi nefes aldım.

"İyi misin?" Bu sorumla kızın ağlaması durdu. Kafasını kaldırdı ve,

"Benim arkadaşım olmak zorundasın!" dedi. 

"Ha?" Ağzımdan şaşkınlık nidası çıkması kaçınılmaz değil mi?

"Benimle arkadaş olmalısın!" Ne saçmalıyordu bu böyle? Kızın söylediklerini takmayıp sorularımı yönelttim.

"İyi misin? Bir yerlerine bir şey oldu mu?"

"İyiyim ben, bir şeyim yok. Sadece bundan sonra benim arkadaşım olmalısın, tamam mı?" Bu kız ne diyordu? Yalnızlığım ve ben çok mutluyuz. Bu saadeti kimsenin, özellikle boyu 1.55' lik olan kızın bozmasına izin vermiyciğim. Noluyo lan? Türk filmine bağladım. Türk filmi modundan çıkıp bu kızdan kurtulmanın yolunu bulmalıydım. Aslında kızları kandırmak kolaydı. Özellikle de bu kızı. Görünüşüne göre yani. Birinci sınıfa yeni başlamış diye düşünüyordum. Hem boyunun kısalığı hemde yüzünün çocuksuluğu ile taş çatlasın on sekizdir. Bu da üniversiteyi, liseyi bitirdikten hemen sonra gittiğini gösterirdi.

"Eee şey. Ben şey yapacaktım. Şeye gittikten sonra. Şeyle şeye gidip. Orada ki şeyi alıp, şeye götürecektim. Kısacası şeye bakacaktım. Hadi gidiyorum ben." Çok güzel yalan söyledim, valla. Kendimi tebrik ediyorum. Bu kızı kandırmak kolaydı da ama burada ki tek sorun benim insanları kandıramıyor oluşumdu. Kızın cevap vermesini beklemeden kaçtım. Koştum. Depar attım. Zaten ne diyebilirdi ki? 'Dur gitme! Sana yalan söylemeyi öğreteceğim.' mi? Arkama bakmadan hızlı adımlarla dersliğime ilerledim ve kızla bir daha karşılaşmamak için dua ettim...

 - Şimdiki Zaman -

O günü hatırlamamla ofladım. Şimdi kapıyı kapatıp ertesi gün karşıma çıktığında 'Ah çok özür dilerim, boyundan dolayı seni göremedim çocuklar zile basıp kaçtılar sandım.' mı desem? Kimi kandırıyorum? Ben düşüncelerim de böyleyim. İnsanlarla asla böyle konuşmam. Onlarla gerekmedikçe iletişim kurmam. Karşımda ki kızla yeterince iletişim kurmuştum zaten. Daha fazlasına gerek yoktu. Ama onunla konuşmam, arkadaş olmam için illede ısrar ediyor her fırsatta karşıma çıkıyordu. Bu tavrı altı gündür sürüyordu. Artık bana sıkıcı gelmeye başlamıştı. Şu anda da karşımda bana sırıtıyordu. Peki şimdi, şimdi ne yapmalıydım?

Sırık ile TıfılHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin