1. Bölüm

1.1K 31 8
                                    

Bradford, İngiltere

Hava sisli ve yağmurluydu. Henüz dışarı çıkmış olmama rağmen soğuk hava iliklerime işlemişti. Yağmurluğun fermuarını boynuma kadar çekip evin yolunu tuttum. Jenna, evlerinden ayrılırken yağmurluğunu elime tutuşturmasaydı eğer daha beter halde olurdum. Oysa sabah hava günlük güneşlikti. Birçok kişi gibi bende havaya aldanıp incecik giyinmiştim.

Hava çoktan kararmıştı. Etrafı, uzun sokaktaki kaldırımlara orantılı bir şekilde yerleştirilmiş birkaç gece lambası aydınlatmaya yetiyordu. Yeni aldığım spor ayakkabının biriken sularda mahvolmasına göz yumarken iç çektim.

''Bakar mısınız?'' Ses sokakta yankılanmaya devam ederken arkama döndüm. Yirmili yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim, siyahlara bürünmüş bir genç adam mahçup şekilde bana bakıyordu.

''Evet?'' Ona doğru bir adım attım. Islak saçlarından damlayan yağmur suları yüzüne, oradan da kıyafetine düşüyordu. Uzun olan boyu yüzünden göz teması kurmak için başımı yukarı kaldırmak zorunda kaldım. Gözlerim gözleriyle buluştuğunda karanlıkta dahi belli olan yeşil gözlere sahip olduğunu gördüm.

''Bu civarda mı oturuyorsunuz acaba?''

''Neden sorduğunuzu öğrenebilirsem?''

Tebessüm etti.

''Anna, Anna Patrick. Onun evini arıyorum.'' Arkadaşımın ismini duyar duymaz kalkan kaşlarım şaşırdığımı açıkca belli ediyor olmalıydı.

''Tesadüfe bak!" diyerek kıkırdadım. "Şanslısın. Kendisi ev arkadaşım olur. Peki ya siz kimsiniz?''

''Oh be! Ben Will. O zaman sen de Abigail olmalısın. Anna senden bahsetmişti.''

Elimi uzattım.

''Evet, o benim ama iki ismim var. Arya demeni tercih ederim.''

"Arya." diye tekrarladı. "Tabii."

Abigail. Bu ismimi pek sevdiğim söylenemezdi. Uzun zamandır kullanmıyordum zaten. Bilen çok az kişi vardı. Anna, Arya demeyi reddederek bu konuda beni anlamadığı açıkca belli ediyordu. Kısacası, bir başkasına benden öyle söz etmesine şaşırmamıştım.

Elimi nazikçe sıktı. Tenlerimiz birbirine değdiği anda ürperdim. Buz gibiydi. Üşüyor olmalıydı ama bunu belli ettiği söylenemezdi. Uzun süredir dışarda olduğu aşikardı.

''Bana sizden daha önce bahsetmemişti.'' dedim. Elbette, küstahlık yaptığımı anlamam çok geç olmadı. Aklımdan geçenleri düşünmeden dillendirmek, sevmediğim fakat kendimi yapmaktan alıkoyamadığım şeyler arasındaydı. Yaptığım hatayı kabullenircesine mahçup bakışlarımı ondan gizlemeye çalışmadım.

''Sadece birkaç haftadır tanışıyoruz. Asıl Tyrees'in arkadaşıyım.'' diye açıkladı. Tyrees, Anna'nın sevgilisi, benim de arkadaşımdı. Hafifçe başımı sallarken gülümsedim. Soğuk biri gibi dursamasının yanında konuşmalarından çıkardığım bir diğer izlenim ise net biri olduğuydu.

''Pekala o zaman." dedim. Sırıksıklam olan üstünü ve ayakkabılarımı işaret ederek devam ettim. "Hadi gidelim. Yeterince ıslandık zaten.''

Oy vermeden diğer bölümlere geçmeyiniz!

KOYU KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin