"Sen de kimsin?" Casper yanımıza gelirken Will ayağa kalktı. Şaşırmaktan çok sinirlenmiş gibiydi. Casper'ın bizi dinlemesine anlam veremiyordum. Ondan gizlim olmamıştı hiç. Öte yandan amacı sadece ne konuştuğumuzu öğrenmek olsaydı araya girmezdi. Ne söylemem gerektiğini bilmiyordum.
"Kusura bakmayın." Ellerini suçsuzum dercesine havaya kaldırdı. "Böyle araya girmek istemezdim. İstemeden sizi duyunca... Herneyse, ben Casper. Arya'nın arkadaşıyım. Tyrees ve Anna'yı da fazla yakından olmasada tanırdım." Duraksadı. "Severdim..." Casper, Anna'yı Tyrees'le tanışmadan önce de tanıyordu. Ondan hoşlanıyordu ama bir türlü açılamadığından işler iyiye gitmemişti. Anna Tyrees'le flörtleşmeye başlayınca hayal kırıklığına uğrayarak aradan çekilmişti. Bunu kolayca aşabilmesinin tek nedeni farklı bir şehirde oturduğundan onu görmek zorunda olmayışıydı.
"Sadece kötü bir amacım olmadığını söylemeye çalışıyorum. Size gerçekten yardım edebilirim." Will hadi ya dercesine baktı.
"Nasıl olacakmış o?" Casper'ın bilgisayarlar, telefonlar, kısaca teknolojik aletlerin ilahı olduğunu söylesem abartmış olmazdım. Bize gerçekten yardım edebilirdi. Bunu düşünemediğim için kendime kızdım. Ancak her şeyden önce Will'in ikna olması gerekiyordu.
"Usbyi bana ver."
"O bilgisayar mühendisi, hem de güvendiğim nadir insanlardan." diye açıklayarak destekledim Casper'ı. "Lütfen denemesine izin ver." Will huzursuzca koltuğa oturdu ve saniyeler sonra tek kelime etmeden poşeti Casper'a uzattı. Rahatlamanın verdiği huzurla gülümsedim.
*
"Anna." diye mırıldandı Casper. "Sadece onun fotoğrafları var." Üçümüzde merakla ekrana bakıyorduk. Casper dosyalara erişebilmişti ama Anna'nın fotoğraflarından başka hiçbir şey yoktu. Ne aradığımızı da bilmiyordum zaten.
"Daha önce hiç görmediğim fotoğrafları." dedim. Hepsi farklı yerlerde çekilmişti, 10 tane falan vardı. Bazılarında yalnız değildi üstelik ama kim olduklarını bilmiyordum. Anna'nın çevresi çok genişti.
"Bu fotoğraflar işimize yarayabilir. Fotoğraftakileri bulabilirsek..."
"Barry'le konuşurum ben." diye ekrana bakarken mırıldanarak lafımı kesti Will. Göremeyeceğini bildiğime rağmen başımı sallayarak onayladım onu.
"Bende yapabileceklerime bakarım. Teknoloji çok gelişti." diyerek güldü Casper.
*
"Benim burada öylece bekleyeceğimi sanıyorsan beni hiç tanımamışsın demektir."
"Bu yüzden seni ikna etmeye çalışıyorum ya. O adam bir suçlu. Sana zarar gelsin istemiyorum sadece. Neden bunu anlamamak için direniyorsun?" Will'i gösterdi. "Erkek erkeğe halledebiliriz."
"Hayır Casper hayır." diyerek odama çıktım.
Will arkadaşına adamın fotoğrafını göndermişti ve yaklaşık bir saatlik bekleyişin sonunda güzel haberi almıştık. Açıkcası bu kadar kolay olacağını tahmin etmemiştim. Artık adamın adı, adresini ve hakkındaki yasal bilgiler elimizdeydi. Adam Londra'da yaşıyordu. Hırsızlık, adam kaçırma gibi suçlardan birkaç defa hapise girdiği de öğrendiğimiz bilgiler arasındaydı. Tüm bunlara rağmen onunla konuşmam gerekiyordu. Casper'ın telefonda anlatacakları beni tatmin etmezdi. Kendimi tanıyordum ya. Adamın verdiği cevapları kendi kulaklarımla duymalıydım. Ona soruları soran bizzat kendim olmalıydım.
Bavulumu hazırlamayı henüz bitirmişken kapı birkaç defa tıklandı.
"Evet?" diye mırıldandım.
"Girebilir miyim?" diye sordu Casper. Sesinden üzgün olduğu anlaşılıyordu.Kinayeli şekilde,
"Girebilirsin tabii. Bende kıyafetlerimi hazırlıyordum." dedim. Onu üzmek elbette ki hoşuma gitmiyordu ama bu konudaki tavrımı net olarak ortaya koymalıydım. Pencerenin pervazına yaslanırken,
"Tamam." dedi. "İstediğin gibi olsun. İtiraz etmiyorum. Sadece..." Camdan dışarıya bakmaya başladı. "Sen narinsindir. Seni koruyamamaktan korkuyorum." Derin bir oh çektim.
"Casper, teşekkür ederim. Zaten hep birlikte olacağız. Gözünün önünden ayrılmayacağım söz." Sıkıca sarıldım ona. Yanağımdan öptü belimi sıvazlarken. Hala huzursuz olduğunun farkında olsamda yapabileceğim bir şey yoktu.
"Hazır herhalde." dedi bavulumu aşağı indirmek üzere eline alırken. Başımı sallayarak onayladım onu.
Kapının önünde benimki haricinde iki ayrı bavul valdı. Herkes hazırdı demek ki. Heyecanla gülümsedim. Bunu gören Casper çenesini tutamayarak kinayeli şekilde bağırdı.
"Londra yolcusu kalmasın!"
Oy vermeden diğer bölümlere geçmeyiniz!