Tolga
Son bir haftadır inanılmaz yoğun set çekimlerim var ve buna birde şu katalog çekimi vardı maalesef.Çekimleri tamamladıktan sonra sete geçecektim, o kadar yoğun çalışıyorum ki zaten Aybüke'yle de hiç sahnemiz yoktu ve 1 haftadır hiç yüz yüze görüşemedik telefon konuşmalarım hariç . onu çok ihmal etmiştim ve en önemlisi onu çok özledim.
Ben katalog çekiminin yapılacağı yere varıyorum sonunda.
İlknur: hoşgeldin tolgacım
Tolga: merhaba ilknur, naber
İlknur: iyiyim canım, gel seni partnerin ile tanıştırayım
Tolga: partner lafından hoşlanmamıştım benim bir tek
partnerim var o da Aybüke diyorum içimden zaten ondan başkasını da yakıştıramıyordum yanıma
Selin: merhaba selin ben diyor elini uzatarak
Tolga: "merhaba"
Selin: Aslında çok heyecanlıyım yani seninle çekim yapmak büyük bir şans
Tolga: gülümsüyorum sadece
Hazırlanmaya gidiyoruz ben o arada bir sevgilimin sesini dinleyeyim diyorum ve aybükeyi arıyorum
Aybüke: "sevgilim" diyor Aybüke en samimi ve en çoşkulu sesiyle
Tolga:"sevgilim" diye tekrarlıyorum onu, "sesini duyayım dedim hem çekim öncesi biraz moral depolayayım"
Aybüke: başlıyorsunuz demek ki ee nasıl
Tolga: daha başlamadık Yeni başlayacağız
Aybüke: Eminim ilknur profesyonel bir kız bulmuştur hemen çeker bitirirsiniz
Tolga: orasıyla hiç ilgilenmiyorum açıkcası umrumda değil hemen bitsin ve sevgilime gideyim istiyorum
Aybüke: seni özledim
Tolga: bende bende çok özledim, seni ihmal ettiğimin farkındayım
Aybüke: bilerek yaptığın bir şey değil, ne kadar yoğun olduğunu görüyorum
Tolga: çok uysal ve anlayışlıyız bakıyorum bugün
Aybüke: "her zaman böyle olmam alışma sen yine de" diyor biraz tehtikar bir havayla
Tolga: ben ona gülüyorum ve " ne zaman delireceğim belli olmaz diyorsun yani, korkmalımıyım"
Aybüke: yani korksan iyi edersin sevgilim
Tolga: neyse Yanyana gelince sorarım bunun hesabını, kapatıyorum şimdi, çok öpüyorum
Tolga
Biz çekimlere başlamıştık, bu kız biraz fazla konuşkan zaten kimyamız da hiç tutmadı. Bitsin istiyordum artık ve sonunda bitti. Herkesle vedalaştıktan sonra ben gitmeye hazırlanıyordum, arabama doğru yürüdüm ve birden;
Selin:Tolga
Tolga:efendim
Selin:ya benide müsait bir yerde indirim misin şimdi taksi beklemeyeyim
Tolga: "peki tamam" diyorum isteksizce
Selin bir avm' nin önünde iniyor ve bende artık sete geçiyorum.Aybüke
Bugün sahnelerim oldukça azdı erken bitti ve bende eve geldim hazırlanıp çıkacağım birazdan ilayda ve Meriç ile biraz kafa dağıtmaya çıkacağız.
24.00
Biz kızlarla bir mekana gelmiş oturuyorduk.
Meriç: iyi yaptık ya çıkmakla
İlayda; eee o zaman kadehleri bize kaldırıyorum
Aybüke: "Bize" diyorum kahkaha atarak
Bize doğru iki erkeğin yaklaştığını farkediyorum
Sonra Meriç hafif çığlık atarak onlara gidip sarılıyor, sonradan meriçin çok yakın iki arkadaşı olduğunu öğreniyoruz ve onlarda bize katılıyorlar. Tabi ilayda hanım rahat durmuyor yine hikayeler selfiler çekip paylaşıyor açıkcası bu durum çok hoşuma gitmiyor yanlış anlaşılmalar olacak diye. Birşeyler içip sohbet ediyoruz öyle dalmışız ki saatin hiç farkında değildim .
Tolga
Son bir sahnem kaldı Onuda çektikten sonra bugün bitecekti biraz mola veriyoruz ben de o arada bir instagrama giriyorum ilayda'nın paylaşımı dikkatimi çeliyor ee Aybüke evde değilmiydi ya hem yanındaki erkeklerde kim diyorum, arkadaşları olsa tanırdım ama arkadaşları değil. En iyisi aramak olacak ama maalesef hanımefendi 4.aramamda da telefonu açmıyor ben oldukça sinirleniyorum, yani bir haber verme gereksinimi bile duymuyor mu.Aybüke
Saat 2'ye doğru geliyor sanırım kalksam iyi olacak ve kalkacağımı söylüyorum, ilayda da benimle kalkıyor, Meriç arkadaşlarıyla oturmaya devam edeceğini söylüyor.
Biz ilaydayla taksiye biniyoruz, önce o inecek sonra ben. Birden aklıma telefonum geliyor, ve Tolga'nın 4 defa aradığını görüyorum ama şuan ona geri dönüş yapamam. Zaten kendimi biraz tuhaf hissediyorum acaba dışarı çıkacağımı haber versemiydim.
Sonunda takside yalnız kalmıştım ve hemen Tolga'yı arıyorum uzun bir çalıştan sonra telefonu açıyor. Ama sesi oldukça soğuktu,
Tolga: Efendim
Aybüke: canımm
Tolga: "efendim Aybüke" yine soğuk bir sesle
Aybüke: ben biraz geç gördüm aradığını müsait değildim anca dönüş yapabiliyorum
Tolga: tabi müsait olmadığını anlıyorum, nerede olduğunu ne yaptığını sağolsun sosyal medyadan öğreniyorum
Aybüke: sen bana kızgınsın
Tolga: "sinirlenmem normal değil mi sencede!!" diyor bağırarak ve devam ediyor, "kim olduğunu bilmediğim adamlarla bardasın arıyorum açmıyorsun, ki zaten oraya gideceğinden hiç haberim Yok,"
Aybüke: hayrola bir yere giderken senden izin mi alacağım"diyorum üstte çıkmaya çalışarak
Tolga: Bak tamam Aybüke zaten yorgunum, ne yapmak istiyorsan yap tamam mı!!
Aybüke: "Tolga" diyorum en mutsuz sesinle, onunla kavga etmekten nefret ediyordum çünkü. "Yanına gelmek istiyorum"
Tolga: Aybüke öyle deyince kıyamadım ona ve evimin konumunu attım.
Aybüke
Taksiden indim Tolga'nın evine doğru gidiyordum ilk defa evine gideceğim,
Bana kıyamamıştı biliyorum ama bana hala kızgın olduğununda farkındaydım. Evin zilini çalıyorum biraz sonra Tolga açıyor ben hemen onun boynuna sarılıyorum ama o kollarını bile kaldırmıyor bende biraz bozuluyorum bu duruma, içeri geçiyoruz
Aybüke: "beni özlemedin galiba" diyorum dudaklarımı bükerek
Tolga: hiç sevimlilik yapma Aybüke hanım sana kızgınım
Aybüke: tamam haklısın
Tolga: haklıyım tabi, ya bir haber verme gereği bile duymuyorsun.
Aybüke
Ben ayakta Tolga'nın söylediklerini dinlerken biraz sonra gelip ellerimden tutuyor beni koltuğa oturtuluyor kendiside karşımdaki sehpaya oturuyor ve ellerimi avuçlarının içine alıyor.
Tolga: bana tabikide hesap vermek zorunda değilsin, izin almak zorunda değilsin ben hayatını bu şekilde müdahale eden bir adam olmak istemiyorum, sadece bir birimize danışalım istiyorum, nerede olduğunu bileyim istiyorum, seni merak edebilirim bu çok normal birşey. Bak madem güzel birşeyler yaşıyoruz aramıza hiç birşey girmesin, ben senin ne yaptığını onun bunun sosyal medyasında görmeyeyim
Aybüke: özür dilerim
Tolga: "özür dilemene gerek Yok, daha dikkatli davranabilirsin sevgilim" diyorum burnuna öpücükler kondurarak
Aybüke: benimle böyle herşeyi konuşarak halletmeni çok seviyorum, öfkene hiç kapılmıyorsun, ben hiç böyle değilim galiba
Tolga: ne kadar asi olduğunu biliyorum hatırlatmana gerek Yok
Aybüke: yani birazcık
Tolga
Daha fazla dayanamıyorum ve Aybüke'nin dudaklarına yapışıyorum, onu koklaya koklaya, tadını çıkara çıkara öpüyorum, ne kadar da özlediğimi farkediyorum, ne kadar bu şekilde öpüştüğümüz bilmiyorum ama dudaklarımın uyuştuğunu hissediyordum ben yavaş yavaş dudaklarımı sevdiğim kadının dudaklarından çekerken o hala gözleri kapalı kendine gelememişti.
Ben Aybüke'nin bu haline kahkaha atıyordum,onu bu şekilde etkilemek beni içten içe mutlu ediyordu.
Aybüke: niye gülüyorsun ya
Tolga: galiba başını döndürüyorum
Aybüke: fazla hem de çok fazla ukalasın
Tolga: yaniiii biraz
Aybüke: Tolga'nın o güzel yüzünü ve gözlerini inceliyorum o kadar kusursuz ki sadece o gözlerini saatlerce izleyebilirim o gözlerde bambaşka duygular var, kendini beğenmekte haklı bence,
Aybüke: gözlerin çok güzel
Tolga söylediğim şeye gülüyor.
Aybüke; gerçekten çok güzel, gözlerini ayrı seviyorum
Tolga: "bende dudaklarını ayrı seviyorum" diyorum dudaklarına tekrar öpücük kondurarak
Tolga: iyiki bu kadar cesur davrandın iyi ki benim gibi korkaklık yapıp benden kaçmadın, iyi ki biz olduk
Aybüke: iyi ki
Aybüke: ben gideyim artık
Tolga: gitme, burada kal
Aybüke: pijamam yok, diş fırçam Yok hiç bir şeyim Yok
Tolga: halleriz onları hem bence artık bu evde senden bir şeyler olmalı, banyoda senin diş fırçan olmalı, belki giysilerin, bir yerlerden çıkan tokların , parfümün seni bana hep hatırlatacak şeyler olmalı bu evde,sana dahil bir şeyler olmalı, bize dahil...