Kiss on Cheeks

251 14 0
                                    

"Neden bu kadar geç kaldın? Küçük patates çuvalı seni. Hep uyuşuk olan ben olmalıydım." dedi Anna.

Şu an onu dinleyecek halde olduğumu sanmıyordum. Ben. Ben şu ünlülere aşık olmayı hatta onu bırakın da hayranı olmayı bile gereksiz bulan kız, Claire.

Claire Walker. Kendini Paul Walker'ın akrabası gibi tanıtmayı seven kız.

Sadece senarist ve yazarları ciddiye alıp hayranı olan, oyuncu olmak istemesine rağmen oyuncuları sadece piyon olarak gören kız.

"Hey sen iyi misin?"

Bu sefer sırıtarak sormuştu. Şimdi ona ne diyebilirim?

"Evet. Ne oldu ki? Gayet iyiyim."

"Delirmiş gibi gülümseyip hayallere dalıyorsun da. Sanki... Aşık olmuş gibi."

İmalı ses tonu hoşuma gitmemişti. Dışarıdan böyle mi görünüyordum yani? Saçma sapan bir aşık gibi. Bence Annalise benimle uğraşmak için yapıyor. Yine de dikkat etmeliyim. Ansel yanlış anlayabilir.

Hem aşık olsam ilk önce ben bunu fark ederdim değil mi? Ayrıca Ansel gibi yakışıklı ve tatlı birinin bana bakacağını sanmıyorum.

"Ne saçmalıyorsun yine?"

"Farkında değil misin? Cennetten çıkmış gibi görünüyorsun."

"Oliver'ı gördüm." diyince suratı düştü.

"Emma ile aynı markette çalışıyordu. Bana sana bundan bahsetmememi söyledi. Ben de umrunda olmayacağını çünkü çok tatlı biriyle görüştüğünü söyledim."

"Harika. Bir de sahte sevgili bulmam mı gerekecek."

"Sevgilisi demedim! Görüşüyorlar dedim."

"Aynı şey!"

"Hayır değil!"

Yani Ansel ile görüşmem, onunla sevgili olduğum anlamına gelmiyorsa, bu da gelmezdi.

"Pekala. Eski okuldakilere sorarım. Bir de yakışıklı olmalı. Ve iyi bir okula gitmeli. Ve..."

"Tamam. Hadi pastamı yap."

"Hayır yapamam. Düşünecek çok şeyim var."

"Pasta yaparken de düşünebilirsin, dostum."

Ben bunu söylerken o kaseye jelibon koyup yukarı çıkmıştı. Ben de yaptığını taklit edip odama gittim. Yatağıma yattığımda yeni başlayan yağmur sesini dilerken Ansel'ı düşünüyordum.

Neden ona mesaj atmıyorsun?

Ne yazabilirdim ki? Ya meşgulse ve onu rahatsız edersem? Belki de canını sıkarım.

-Claire

+Ansel

-Hey. Müsait misin bilmiyorum. Rahatsız ettisem özür dilerim ama bir şey soracaktım.

Birkaç dakika bekledim. Mesaj kısmına 'Bu bir randevu mu?' yazdığımı fark ettim ve elim kayıp da bunu göndermeden mesajı sildim. Gönderdiğim mesaja bakınca çok uzun ve sıkıcı olduğunu fark ettim. Benim sıkıcı olduğumu düşünmesini istemem.

+Evet, müsaitim. Aslında hiçbir şey yapmadan oturuyordum. Sen müsait misin?

-Evet.

Sorumu yazarken bir arama geldi.

Ansel Elgort.

-Hey!

+Hey! Sorunu duymak istedim.

Hansel and GretelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin