Ansel'dan Özel Bölüm

97 10 0
                                    

Bu bölüm benden.- Kedyyy

Hikayenin adı Hansel and Gretel çünkü Ansel'ın ismini ilk duyduğumda aklıma bu geldi. Sonunu nasıl bağlayacağımı biliyorum ama biraz tuhaf olabilir. Bir de bu bölümü Eylem'in yazacağını sanıyordum soooo sonradan öğrendim ve hemen yayınladığım için kusurlu ve kısa. İyi okumalar. =D

Kesinlikle bale konusunda bana şaka yapmıştı. Gösterdiklerimi çocuk oyuncağıymış gibi tekrar edebiliyordu. Ama tabii biz Claire'dan bahsediyoruz. Kendini ezmesi şart gibi bir şey.

Öğrettiklerimi mükemmel bir şekilde yaptıktan sonra ona bütün bir dans öğretmeye karar verdim. İki kişilik olursa daha iyi olurdu ve onunla dans etmek hoşuma gidiyordu. Tiyatroda ne kadar klasik olsa da balede bana bir sanat eseri gibi gelen Romeo ve Juliet'i seçtim.

Baleyi ve Romeo ve Juliet dansını bu kadar çabuk kavradığı için onu kıskanmadım değil. Filmlerde kız ya başarılı olup mücadeleci bir ruh ile hava atardı ya da beceriksiz olup oğlanın kollarına düşerdi.

Şunu biliyorum ki Claire kesinlikle farklı bir film olurdu. İç dünyasında yaşadığı şeyleri çok merak ediyordum. Hoşlandığı şeyleri gün geçtikçe öğreniyor ve daha da merak ediyordum. Zaaflarını merak ediyordum. Hakkındaki her şeyi bilmek istiyordum. Keşke ünlü olsaydı ve onu internetten araştırabilseydim.

İlginç biriydi bu yüzden onu merak etmem doğaldı.

Bunları düşünürken onu yere bıraktım ve adımını atar atmaz ayağını burkup yere yapıştı.

"Hayır! Hayır! Tiyatroya bir gün kala olmaz!" diye bağırdı.

Acıdan ağlamaya başlamıştı.

"İyi misin?"

"Hayır! Değilim!"

"Şşş! Sakin ol." Diyerek onu kucağıma aldım.

Yavaşça arabanın arka koltuğuna bıraktığımda ilk defa tenine bu kadar deydiğimi fark ettim. Altında ince bir tayt vardı.

Ah! Bir de şu göldeki öpüşme vardı. O zaman da yakındık.

Sürücü koltuğuna oturunca titreyerek ağlamaya devam ettiğini gördüm.

"Sakin ol. Sadece bileğini burktun. Bant takıldığında yürüyebilirsin. Sadece hafif bir acı hissedeceksin. Ben de çok burktum." dedim.

Zor bir şekilde gülümsedi ve sordu.

"Emin misin?"

"Elbette."

Çok masum ve pozitifti. Tabii sinirlendirmediğimde.

Telefonumun çaldığını duyunca arabayı sürmeye devam ederken elime aldım.

Shailene.

"Efendim?"

"Günaydın Ansel."

"Günaydın."

"Şey ben... NYLS'nin yanındaki kafedeyim ve eğer müsaitsen..."

"Maalesef müsait değilim. Hatta konuşamıyorum bile. Seni sonra aramama ne dersin?"

"Tamam."

Telefonu kapatınca dikiz aynasından konuşmamı dinleyip dinlemediğini kontrol edecektim ama gerek kalmadı.

"Sorun değil hastahaneye geldik zaten artık gidebilirsin."

"Hayır. Hayır. Seni bırakamam. Ayrıca senden daha değerli biri değildi." dedim.

Hansel and GretelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin