I Love You

81 11 3
                                    

Aman.Tan.Rım! Hayatımda hiç bu kadar hızlı yemek yememiştim. Heyecanlandığımda yemeği hızlı yeme huyum yoktu. Beni sahiden değiştiriyordu. Yemeğimi bitirir bitirmez Ansel'ın odasına gidip yatağına uzandım. Ne yapacağımızı çok merak ediyordum. Merak etmemin sebebi tahmin edemememdi. Öyle bir şey yapmayacağımızı biliyordum. Fesatlığımdan olsa gerek ki bu pozisyonda yapılacak başka bir şey gelmiyordu aklıma.

"Hey." diyerek elinde bilgisayarla içeri girdi Ansel.

"Hey." dedim aynı şekilde ve yattığım yerde doğruldum.

Ansel bilgisayarın düğmesine bastı ve bekledi.

Bu sırada gözleri bir noktaya takıldı. Bu noktayı tespit etmede çok kötüydüm. Daga sonra imalı bir şekilde öksürdü.

"Her ne kadar aynı evde yaşasak da. Ben de bir erkeğim ve..."

Anında kızardım ve bacaklarıma kadar açılmış elbisemi düzelttim. Görmemiş gibi yapsa ne olurdu ki? Ama beni utandırmakta yine ve yine çok başarılı(!).

"Şimdi... Film izleyeceğiz." dedi ve bir film açtı.

••••

Tanrım! Bu filmi birçok kez izlememe rağmen nasıl oluyor da her seferinde bir öncekinden daha fazla ağlayabiliyordum?

Kız Kardeşimin Hikayesi.

Ansel'a baktığımda o da ağlıyordu. Kanser ile kafayı bozmuş manyaklardık biz.

"İyi zaman ge-geçhirdim teşhekkür etherim." dedikten sonra bir kez daha burnumu çektim.

"Öh.nem.li değğiiiiiiil!" diyerek daha da suratını buruşturdu ve omzuma gömüldü.

Kendimize geldiğimizde kırmızı gözlerle bakıştıktan sonra konuşmaya başladım.

"Ben yatsam iyi olur." dedim.

"Bu gece burada uyusan? Hem yabancılık çekmezsin."

"Bilemiyorum ki..."

"Lütfen?" dedi.

"Pekâla."

Yorganın altına girip bana da yer açtı. Ben de yatınca bana sarıldı. Pijamalarımı bile giymemiştim ama umrumda değildi. Gözlerimi yumup uyudum. En son Ansel'ın yanağımı öptüğünü hatırlıyorum...

"A-ans-ansel?"

"Aaa! Günaydın Clay! Gelsene!" diyerek kahvaltı sofrasını gösterdi.

Clay? Bana lakap mı takmıştı? İsmimi kısaltarak?Daha önce kimse bana böyle bir lakap takmamıştı.

"Bunlar ne Ans?" diyerek ben de ona lakap takma ihtiyacı duydum.

Üzerimdeki erkek iç çamaşırı ve erkek tişörtünü gösterdim.

Hem de Ansel'ın!

Jerome direk olaya karıştı.

"Seni pis sapık. Kızı uykusunda soyup, giydirdin değil mi?"

"Ne? Hayır! Claire! Ona bunların yanlış olduğunu söyler misin?"

"Ben bunları nasıl giydim Ansel?" diye sinirli bir biçimde sordum.

Bana şaşkın gözlerle baktı.

"Sen şaka mı yapıyorsun?"

"Şaka yapar gibi bir halim mi var?" dedim.

"Hatırlamıyor musun? Gece gece beni uyandırıp, giyebileceğin bir pijama istedin?"

Aman tanrım! Şimdi hatırlıyorum.

"Ah! Doğru ya üzgünüm!"

Bu çocuklarla yaşamak bana iyi gelebilirdi. Belki de onlarla daha iyi olurdum. Yanlarında eğlendiyordum. Annalise ile eskiden eğlenirdik. Yani... Oliver ile tanışmadan önce. Anna Oliver ile fazla takılınca aramız açılmıştı ve sonra da ayrıldıklarında depresyonik bir hali vardı. Ayrıca en yakın arkadaşını onu aldatmış bir pisliğe satmıştı.

Çöpümü bile onun gibi birine tercih ederdim ama Annalise henüz bu yönünü fark edememiş olacak ki Oliver özür dilese bile sürekli tekrar ediyordu.

"Seni seviyorum!" dedikten sonra göz kırptı Ansel. Sonra da arbasıyla uzaklaşıp beni okulun kapısında bıraktı.

O bana ne demişti?

+Üzgünüm kısa oldu ama yayınlayasım geldi ve yayınladım.

Hansel and GretelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin