Go to My Bed and Lie Down

113 11 2
                                    

Merhaba. Bu bölümde minnacık sapıklık eklemiş olabilirim. Ama ne yapalım! Karakterler fesat. Neyse. Bu bölümün başı benden. İyi okumalar. Bir de bu bölüm erken geldiği için kısa.

Sabah uyandığımda başım çatlayacak gibiydi. Ne alkolden, ne uyuşturucudan ne de aşırı sesli müzikten. Sadece ağlamaktan. Beni istemiyordu ve başından savmak ya da benden ayrılmak-birlikte bile olmasak da- için bahane bile uydurmacak kadar önemsizdim. Berbat hissediyordum. Birkaç gün önce bana çok iyi hissettiren iki kişi şimdi berbat hissetmemi ve sürekli kendime kızmamı sağlıyordu. Üstüne üstlük Jerome'a Ansel'ı kardeş gibi gördüğümü söylemiştim.

"Günaydın!"

"Günaydın." diyerek gülümsemeye çalıştım.

Sonuçta Jerome'un suçu yoktu. Hatta bana aşırı derecede yardımı dokunuyordu. Bunları yapmasının tek nedeninin telefonumu kırması olduğunu sanmıyorum. O iyi biri. Daha doğrusu Ansel'dan daha iyi olduğunu biliyorum.

"Kahvaltı istemez misin?"

"Hayır teşekkürler. Şey..."

"Odasında."

"Tamam."

Bana bu konuyla ilgili hiçbir şey sormaması ilginçti. Anlayışlı olduğu için minnettardım.

"Günaydın." dedi berbat bir ses.

Suratına baktığımda berbat bir şeyle karşılaştım. Neden böyleydi? Benim halimin iki katı gibiydi. Kimse ona cevap vermeyince vazgeçip kasesine mısır gevreği ve süt doldurdu.

Kahvaltıdan nefret ederdim.

"Neden gelmedin?"

Bunu gayet ruhsuzca söylemiştim.

"Bak Claire çok üzgünüm. Ben..."

"Sadece neden gelmediğini söyle." dedim aynı ses tonuyla.

"Ben bir odama gideyim."dedi Jerome.

"Hayır. Kal." dediğinde şaşırdım.

"Bak Claire. O gün Annalise ne olduğunu sorduğunda tuvaleti bulamadığımızı söyledin. Ben de pişman olduğun için beni bir daha görmek istemezsin sanmıştım ve gelmedim. Telefonlarını açmadım çünkü bir daha görüşmememiz gerektiğini söylersin diye korktum."

Ciddi miydi? Ya da şöyle söyleyeceğim, bunlar doğru mu?

"Gerçekten öyle Claire. Bana ismini vermeden anlatmıştı." diye konuşmaya katıldı Jerome.

"Hem sonuçta oradakiler gerçek olmadığına göre utanmana gerek yok. Oyuncu olduğunda bunu sürekli yapman gerekebilir."

Gerçek değildi. Tahmin etmeliydim.

"Evet." diyerek ona yöneldim ve sıradaki... Yanaklaşma! Her zamanki gibi uzun ve... Ve- Boyundan.

Tamam Claire sapıkça şeyler düşünmemelisin.

Ben kütük gibi durunca Ansel da eliyle çenemi hafifçe yana eğerek boynuma daha da gömüldü. Jerome müdahalede bulundu,

"Cidden bir şeyler yapmak istiyorsan bunu kucaklaşma bahanesiyle yapma Ansel."

Ben kıpkırmızı olurken Ansel boynumu öpmeyi bırakmadan omuz silkti.

"Ansel." dedim.

Sadece mırıldandı. Dışarıdan bakan biri çok yanlış anlardı. Onu iktiremezdim de. Çünkü bu hoşuma gidiyordu. Ama karar vermiştim ondan hoşlanmıyordum. Hoşlanmayacaktım da.

Hansel and GretelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin