Bölüm 4

32 7 1
                                    


"Fotoğraf..."

"Ayfer öğretmen..."

"Büyükbaba..."

Kendi odamda oturub elimdeki fotoğrafa bakıb hayallere dalmışdım. Anlamsız bir şekilde düşünmekden beynimin patlamısından korkuyordum.

Büyükbabamla Ayfer öğretmen arasında bir şeyler tahmin edebiliyordum ama bunun nasıl bir ilişki olduğunu bilmiyordum. Fotoğraf fazlasıyla eskiydi. Bu yüzyılda fotoğraf gibi şeyler demode olsada bazı kişiler hala bu alışkanlığı davam etditiyordu.

Fotoğraf bir el büyüklüyündeydi. Fotoğrafa baktığımda büyükbabamın yanında bir kişinin olduğu olduğunu görmüşdüm. Bu kişiyi tanımıyordum.
Kaslı bir vücuda sahibdi. Formasına bakıldığında bir asker olduğu belliydi. Büyükbabamda böyle bir uniforma giymişdi. Üzerindeki madalyalardan iki kişininde yüksek bir rütbeye sahib olduğu söylene bilirdi. İki kişi masa arkasında beyaz bir odadının içerisindeydi. Karşılarında ekran vardı. Suratlarında ise düşündüklerini, bir şeyi çözmeye çalışdıkları belli oluyordu...

"Herşey neden gitgide anlanması zor
hale geliyor.  Ayfer öğretmenin hayatıma girdiği andan beri garib şeyler oluyor. Bunun bir açıklaması olmalı..."

Annem evde yoktu. Yani yalnızdım ve yarın okulda son gündü. Mezun olacaktım. Amma bu benim umrumda değildi. Umrumda olan tek şey Ayfer öğretmendi ve onuda düşünmekden canım sıkılmışdı.
Annemin hastahaneden gelmesi bir kaç dakika süre bilirdi. Bu zamanlarda hep gelirdi.

Ayağa kalkıb pencereden dışarı bakmaya başladım. Biraz sonra Alyanın bu tarafa geldiğini gördüm. Oda bana baktı. Eliyle bana aşağı inmem için işaret verdikden sonra bizim kapının önünde dikilmeye başladı. Asağı inib kapıyı açtığımda onun güleryüzlü suratıyla karşı-karşıyaydım.

"Yarın okulda son gün"

"Yani..."

"Biraz dışarıda gezelimmi?"

"Annem evde yok. Eve gelib beni göremesze endişelene bilir."

"O zaman sizin evde Bir şeyler konuşalım."

"Olabilir"

Evde biraz zaman geçdikden sonra annemde gelmişdi. Her şey yolundaydı. Yarım saat evde oturdukdan sonra Alya gitmişdi.
Ona fotoğrafı göstermeyi unutmuşdum. Ve Alyadan duyduğuma göre Ayfer öğretmen iki gün sonra burdan gidiceği hakkında söylentiler vardı. Fotoğrafı ona göstermeyi düşünüyordum. Akşam saatleri olduğu için bu işi yarına bırakmayı düşünüyorum. Biraz düşündükden sonra dışarı çıkmayı karara aldım.
Yıldızlara bakmayı severdim. Bana özlem hissi veriyordu.
Kapıyı açıb dışarıya çıktığımda karşımda bir siluet gördüm.

"Merhaba Araf...."

-----------------

Her kese meraba. Bu bölüm biraz kısa oldu. Yorumlarınızı bekliyorum.
İyi okumalar...

Bu bölüm 324 kelimeden ibaretdir.


Sessizliğin sesi. "SESSİZ ÇIĞLIK"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin