4. Bölüm ( BANA NE YAPIYORSUN ? )

612 15 3
                                    

HARRY ANLATIYOR;

Yalpalayarak yürüdüğüm için James 'ın koluna girdim ve yürümeye başladık. Hiç konuşmuyordu fakat bu sessizliğini benim midemden gelen ses ile bozdu. 

"Omg!"

Vee Bomm! Kusmuştum.

Ahh bu gece daha ne kadar kötü olabilir ? Öz önce bardaki kavga ... şimdi ise bu kusma ...

Kusarken duvara yasladığım elimi çektim ve tekrar onun sıcak koluna girdim.

"Şimdi daha iyi misin ?"

Sorusuna kafamı 'evet' anlamında sallayarak cevap verdim. 

Eve geldiğimizde neredeyse ayılmıştım. Nick salonda oturuyordu. Bizi görünce ayağa kalkıp beni odama götürdüler ve yatağa yatırdılar ama ben kalkmak , ellerimle James 'ın yaralarına pansuman yapmak istiyordum.

Nick daha iyi ayılmam için kahve yapmaya giderken biz odada James ile kalmıştık .Konuşmak ve ona kızmak istiyordum ama kıyamıyordum zaten yüzü benim yüzümden epeyce dağılmıştı.

Nick gelesiye kadar hiç konuşmadık anlaşılan ikimiz arasına mesafe koymuştu.  Nick odaya girince oturduğu sandelyeden kalktı ve odadan çıktı.

Peşinden gitmek istiyordum ama Nick buna izin vermezdi . Kahvemi içip Nick 'in odadan çıkması için uyuma taklidi yaptım ve belki gelir umuduyla James 'ı beklemeye başladım. Tam iki saat onu bekledim ama gelmedi . Aşkta gurur olmaz derler şuan vücudum onu istiyordu ve yüzsüzlük yapıp ona gitme kararı aldım.

Üzerime bana doğum günümde aldığı açık mavi gömleği giydim ve bolca parfüm sıktım. Aklıma kötü şeyler geldikçe utanıyordum .( Anladınız siz :D )

Bir insan nasıl su ve yemeğe ihtiyaç duyuyorsa bende onun aşkına , tenine ihtiyaç duyuyordum. Sevişmek benim bir numaralı ihtiyacımdı. Aklımdan 'şevişmek' kelimesi dışında bir şey geçmiyordu adeta aç bir vampir gibiydim.

Odamdan çıkıp salona girdim ama yoktu . Belki odasındadır diye kapıya yöneldim .Tam kapıyı açacakken Chuck elimi tuttu.

"Napıyorsun!"

"Dostum dur ! Onun içeride manitası var"

Dedikleri karşısında çığlık atmam gerekirken "Ah bilmiyordum." diyebildim. Çünkü o benim gay olduğumu ve James 'i sevdiğmi bikmiyordu.

HER NEYSE... BU KIZ DA KİM ? MANİTA MI ? WTF ??? 

Gitmek isityordum. Gitmek ve ölmek istiyordum. Çünkü burada ruhum daralıyor , gözlerim kapanıyor , nefes alamıyorum. AHH JAMES BANA NE YAPIYORSUN ? ÖLÜYORUM.

Sinirle evden çıktım . Artık o gay bara gidemezdim. Arabama atladım ve Barlar sokağına girdim. Burada birsürü bar vardı . Rastgele hiç bilmediğim bir gay bara girdim. Buradaki kimseyi tanımıyordum. 

Köşedeki masaya geçtim ama soda içiyordum çünkü bu kadar içki bu gece için yeterliydi. Onu düşünmemeye çalışıyordum . Ama yinde .. .Kimdi o kız ? Bu gece onu öpmeme izin verdi ama neden  şimdi o kızın kollarındaydı ? 

Ahhh tabikide cevap basitti ' bana acıdı '...

Birden duyduğum ince sesle irkildim. "Kimmiş bakalım sana bu kadar çok acıyan ?"

Anlaşılan herşeyi sesli düşünmüştüm."Hiç - Hiçkimse." dedim ve kafamı sesin geldiği yöne çevirdiğimde hayatımda etmediğim kadar küfür ettim çünkü bu kişi bizim okuldan bi çocuktu.

Onun adını bilmiyordum ama onu gördüğüm zaman gözlerimi üzerinden çekemezdim.

"Bu arada benim adım Brent " Diyerek elini uzattı.

"Benim adımda Harry " dedim ve uzattığı eli sıkıca kavradım.

Ondan çekinmiştim ve bunu anlamıştı . "Merak etme kimseye söylemem hem zaten ikimizde burdaysak bu ikimizinde gay olduğunu gösterir ." deyip mükemmel bir kahkaha attı.

Gülümsedim ve devam etti " Niçin burdasın Harry ?"

"Sevişmek ."

"Bende ."

Uzun süre onun dudaklarına baktım . Çok sulu ve kalınlar . Dalgalı saçları ile burnunun kıvrımları birbirine uyumluydu. Ben ona bakıyordum o ise bardağıma. Son bir içimlik kalmıştı dibinde ve onuda bitirince kalkmam için elini uzattı ve elimi bir daha bırakmadı. 

Baraber bardan çıktık ve elele yürümeye başladık . Değişik bir histi bu . Başkasını severken onun elini tutmak ama iyi hissettiriyordu.

Onun elinden tutarak yürümek kendimi özgür hissettiriyordu. Onu eve götürüyordum. Bana yol boyunca karşılıksız aşkını anlattı ama asla isimlerini vermiyordu. Bende ona bara geliş sebebimi anlattım. Üzülmüştü çünkü ikimizin yaşadıkları benzer şeylerdi.

Eve bir sokak kala dar sokaktan geçerken bir grup çocuk bizi durdurdu ve para istedi . Üzerimde delikli kuruş para yoktu aynı şekil Brent 'inde yoktu. 

"Paramız yok !"

"Emin misin ?" 

dedi içlerinden en uzunu ve cebinden çakısını çıkardı . Bu sırada diğerleri bizi ellerimizden tutup hareketsiz kalmamızı sağladılar. 

Uzun boylu tam çakıyı Brent 'in kasıklarına saplayacakken eline tekme attım . Ama çakı Brent 'i çizmişti. Ama buna rağmen çocuklarla kapışıyorduk . Artık gücümüz kalmamışken polislerin siren sesleri imdadımıza yetişti. Çocuklar siren sesiyle birlikte ortadan yok olmuşlardı.

Brent 'i düştüğü yerden kaldırdım ve yavaş adımlarla eve götürmeye başladım . Eğer hastaneye gidersek başımız onlarca belaya girebilirdi.

Eve girdiğimizde Cuck salondaydı. Brent 'in yaralı olduğunu görmesin diye içeri sarhoşmuş gibi girdik. Bu sayede artık o da benim gay olduğumu öğrenmiş oldu.

Odaya girince hemen onu yatağa yatırdım ve yarasını görmek için gömleğini çıkardım. Çizik tam olarak adonis kasının üzerindeydi ve çok kanıyordu. İlk olarak kanamayı durdurdum. Sonra hemen gidip banyodan ilk yardım çantasını aldım. Tanrım dikiş atmam gerekecekti. 

Yatakta öylece hareketsiz bana bakıyordu. 

"Dikiş gerekli "

"Yap şunu !"

Öncelikle sağlam ama ince bir ip lazımdı. Buldum diş ipi !

Hemen gidip banyodan diş ipini ve çekmeceden iğneyi alıp yatağın kenarına oturdum. Ellerim titriyordu . Kesik küçüktü ama çok kanıyordu. 

Yavaşça dikmeye başladım .Acıdan inliyordu. Bu işi daha hızlı yapamıyordum lanet olsun ben daha önce kendi çorabımı bile dikmemiştim!

LOVE IS LOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin