Klasik Yiğit tavrımla evde şirinlikler yapıyordum. İşe yaradığı söylenemezdi ya neyse.
"Abla." dedim ablama sırnaşarak. "Yeni yıl planların falan ne? Mesela yarın ne yapacaksın?"
"Arkadaşlarımla gezeceğim sen?" dedi sırıtarak.
"Evde oturacağım işte napıyım. 1 Ocak zaten ne ki?"
"En iyisi." dedi beni takmamaya devam ederek.
"Neyse ben gideyim o zaman."
"Git."
"Bak gidiyorum."
"Evet. Gidiyorsun."
Bir of çekip odasının kapısinı sertçe kapatarak çıktım.
"Baba." dedim bu sefer salona giderek.
"Efendim Yiğit."
"16 önemli bir yaş değil mi?"
"Elbette önemli."
"Gerizekalı olmak zor 14 yaşında sınıf arkadaşlarım var ben 16 yaşındayım."
"Peki."
"Ama demek istediğim şuan 15 oluşum."
"Sadede gelsen evladım."
"Yarın ne yapıyorsunuz?"
"Evde oturuyoruz. Senin arkadaşların falan yok mu para veriyim gez istersen."
"Of baba." diyerek kalktım. Bu doğum günü olayını mümkün düzeyde abartan bir ben mi vardım? Mesela sınıf grubunun adını "1 Ocak Dgko yiğidin" yapıp çıkmıştım. Evde 2 haftadır sevimlilik yapıyordum. Lakin işe yaramıyordu. Kimse beni kaaleye almıyordu.
Odama gidip bir süre bilgisayar oynadım sonra aniden kalkıp üstümü değiştirdim. Okulun saçma yılbaşı partisine gidecek gibi görünüyordum. Parayi versem de gitmekte pek emin değildim.
Üzerime salaş bir gömlek giyip kapişonlu ceketimi ve montumu giydim. Nefret etsemde şapkamı ve atkımı aldım. Dışarıyı kar götürüyordu.
"Anne ben gidiyorum."
"Tamam oğlum git."
"Son kararın değil mi? İzin veriyorsun."
"Elbette veriyorum."
"Tamam." diyerek evden çıktım.
Yolun yarısında okuldan birinin arabası önümde durmuş benide getirmişlerdi. Bu yüzden mutluydum. Yine de üstüm başım kardı.
İnsanlar birbirleri ile sanki daha sabah görüşmemişçesine sarılıyordu. Bense izliyordum. Pek insanlarla en yakın modunda olan bir yapım yoktu. Sevilirdim çünkü tam bir maymundum. Ama bu kadardı. Şu aralar Semih ile samimiydim. Çünkü o da hafiften tuhaf biriydi.
Okulun konferans geniş spor salonuna itinayla taşınmış boş masalardan birine montumu bıraktım. Etrafa bakınarak yürüyen Semih'i görmemle el salladım.
Yanıma gelip sarıldı. O da montunu yanımdaki sandalyeye bıraktıktan sonra oturduk.
"Buraya gelme fikri aptalcaydı." dedi birden.
"Daha başlamadı."
"Ama aptalca değil mi?"
"Fikir senindi. Benim için her şey aptalca."
"Eh doğru." diye mırıldanarak arkasına yaslandı.
Bir kaç haftadır arkadaştık aslında. Benim dehşet ötesi merakımdı her şeyi başlatan. Arda ile ne olduğunu merak etmiştim. Ama sonuç ciddi manada komikti. Geniş hayal gücüm dram falan beklemişken salakça bir meseleleri olduğunu öğrenmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALEYDOSKOP ( BOYXBOY // TEXTING )
Short StoryYiğit'in mizah seviyesi epey düşüktü. Yuşa ise alt dönemlerle muhattab olmaktan hiç hoşlanmıyordu.