Taksinin en köşesine gidip kafamı cama yasladım. Benim cllasic hallerimden biri. Ama bu daha cllasic ti. Sinirliydim. Ne biliyim sinir işte.
Kafamı cama yaslamıştım. Yiğitten oldukça uzaktım. Ama neden bilmiyorum. Bugün olanları düşünmeye başladım. Merti hatırladım. Motosikleti. Neneyi ve bastonunu.
"Amanınnnn Yiğit sen ne yaptığını zannediyorsun?"
Taksinin dışında ve yerdeydim. Ben kafamı cama yaslamış dalmış gitmişken Biz Yiğitlerin evine gelmiştik. Tabi bende dalmıştım. O da bundan faydalanıp sessizce kapıma gelmiş ve çat diye açmıştı kapıyı. O cama. O benim delice yaslandığım cama. Ve tabikide bende yere kapaklandım. Canım acıyodu. Çok büyük bir düşüş yaşamıştım.
"Kaldır beni salak pislik." Dedim Yiğite
"O kim? Ben miyim? "
"Evet sensin salak pislik"
Salak dediğime bakmayın lan. Acaip tatlı görünüyodu. Hele özelliklede yanağını şişirince valla şirin baba kadar şirin oluyodu. Yerler lan onu...
"Bana pislik dediğin için bende seni kaldırmıyorum."
"Ya kaldır beni popomun üstüne düştüm. Canım acıyo"
Taksi çoktan gitmişti. Ve ben yere dahada çok yayılmıştım. Yiğit söze atladı.
" Hemen duygu sömürüsüne başlama. Sözünü geri al kaldırıyım seni"
"Sen bilirsin, birazdan mert gelir o beni kaldırır. Nasıl olsa bugün beni bir kere daha kaldırmıştı. Hemde belimden tuttu"
Yiğit hemen köpürmeye başladı. Ve oflayarak bana elini uzattı. Bende elini tuttum ve kalktım. Sonra ise benden önce koşarak evin kapısına gitti.
Neyseki o önlemini almıştı. Kapıyı açtıktan sonra ellerini benim düşüceğim yere koymuştu. Bunun için kafamı çarpmamıştım... Zaten ellerini koymayı akıl edemeseydi valla koleksiyoncuya dönüşüp ona yapmadığımı bırakmazdım hahaha valla ben çok film izliyom be yaa...
Yiğit kapıyı açmıştı. Bende üstümü elimle silkeledikten sonra kapıya doğru yürümüştüm. Ama tabi bir ibnelik yapıcakya illaha... Tam kapıdan geçecekken kapıyı kapattı. Bende kaldım dışarda. Tabi bu kolay kolay açmazdı ya kapıyı...
"Yiğit plisss aç şu kapıyı lan hava çok sıcak g*tüm bile benle aynı fikirde... Terledimm... Hadi bebişim, hadi canişkom hadi canısıı aç şu kapıyı"
Sesini incekterek konuşmaya başladı. Tele sekreter numarı falan yapmaya çalışıyordu.
"Lütfen şifreyi söyleyiniz"
Lan şimdi ne desem yanlış şifre diycek bu mal... Bir düşünelim...
" 12 aralık "
Bu onun doğum günüydü... Sonra ise konuşmaya başladı tekrardan. Yine sesini inceltmişti... Allah yerler lan :D
"Baap yanlış cevap... Bir hakkınız kalmıştır"
"Lan aç şu kapıyı yeter artık"
"Doğru şifre bebişim" Dedikten sonra içeri daldım. Yüzüne bile bakmadım.Ona kızgın değildim. Sadece çok yorulmuştum ve uykum da vardı. Ve direk onun odasına gittim. Çantamı bir yere fırlattım. Şu anda o hiç sikte değildi. Ve yayıldım yatağa. Güzel bir uyku çekmeye ihtiyacım vardı...
.....
"Pışşşt"
Tam kafamın üstünde olan bir adet kafaya baka baka uyandım. Yani ben uyanmadım. Hiç ben uyanırmıydım yaneee ayıp ayıp... O beni uyandırdı tabisi sevgili gardeşler... Sonra ise yine konuşmaya başladı o kafa...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE HERZAMAN
RandomGüvendiğin, sığındığın bütün hüznünle gittiğin, başını koyduğun omuz senin en büyük acıyla karşılaşmanı sağlayan kişiyse eğer... İşte o zaman hayat sırtını dönmüş demektir sana çoktan... Hafızanı kaybetmek belki tüm acıları unutturur... Yeni bir hay...