Sızı

92 6 1
                                    

Acı tanımı olmayan, yanlızca yaşatılan ve yaşanılan bir duyguydu.
Kanserli vücudum, her köşesinde ihâneti hissedip sızlıyordu.
Doktorunun sesi kulaklarına doldu.

"Her ne yaşıyorsa ona engel olun, biz sakinleştiricilerle yanlızca bedenini yatıştırırız! Şuanki ruh hâli onu biraz daha sona yaklaştırıyor. Üzgünüm ama artık onun için çok geç. Size umut vermeyi çok isterdim fakat maalesef"

dedi. Normal bir doktor bunları söyleyemezdi fakat bunları söyleyen yıllardır Kardelen'i yaşatmaya çalışan artık aileden sayılan doktordu.
Öylece yatakta uzanmıştı genç kız. Sırt üstü yatmıştı. Gözlerinden süzülen yaşlar yattığı için saç diplerini ıslatıyordu. Bu kadardı. Hayatında son güvendiği insan güvencini alıp yerine özenle ihanet yerleştirmişti.
Annesinin haykırışları doldu kulağına.
Birazdan bütün akrabalarının vedalaşmak için buraya geleceğini biliyordu.
Sessizce azrailin gelip ruhunu almasını bekliyordu. Yatakta uzanmıştı, ne uyuyor ne de ilaç içiyordu. Ağrı kesicilerini de almak istememişti. Şuan yataktan kalkıp çekmecesini açıp Baykan'a yazdığı mektubu yırtıp atmak istiyordu. Ama acizdi, güçsüzdü. Annesine diyebilirdi, fakat acizliğini göstermek istemiyordu. Sadece sessizce ölüyordu. Hemde daha Baykan'a verdiği 2 ay dolmadan.
Ölüm sandığından erken ulaşmıştı ona.

Dün/ Saat 2:34
Kardelen, Baykan'ın mesaj attığını görünce çok heyecanlandı.
Kafeye bir kaç dakikaya varacaktı.
Açtı mesajını, açamaz olaydı.

Gönderen: Baykan
Sizde kimsiniz?!?
Nişanlımla neden buluştunuz!
Allah ikinizin de belasını versin!
Şır*****
Yatak arkadaşı mısınız?
Allah'ın belaları
O**** çocuğu

Ne diyeceğini bilemedi.
Yalnızca kafenin önüne yığılıverdi. İleriden onu gören Baykan dondu kaldı.
Dün telefonunu nişanlısının evinde unutmuş olmanın verdiği tedirginlikle kafeye gelmişti. Fakat gördüğü manzara kalbine defalarca bıçağın saplanmasına neden olmuştu. Keza yerde cansız gibi yatan kızın ruhuda öyle acı çekiyordu. Genç kızın etrafı kısa sürede meraklı kalabalıkla çevrelenmişti. Baykan adını haykırdı. Kalabalık aralanmıştı. Saçları yere dağılmış sırtındaki tüple öylece yatıyordu yerde, solgundu.
Kırılmıştı.
Gökten birer ikişer kar taneleri düştü saçlarının üstüne.
Kardelen, karı ne çok severdi oysaki.
Ambulans sesiyle uzaklaştırdılar Kardelen'i.
Ondan geriye en son elinde tuttuğu şey yerde duruyordu, telefonu.
Titreyen elleriyle telefonu açtı, şifre olmaması büyük şanstı onun için.
Aslında Kardelen bir köşede ölürsem aileme haber versinler diye şifresiz yapmıştı telefonu. Tam o sıra bir mesaj geldi, kendinden.

Gönderen: Baykan
Baykana söyle s*** gitsin.
Kendi pisliğinizde geberin

Dondu. Demek bu yüzden kız bayılmıştı. Öfke usulca bedene girdi.
Cebindeki alyansı avucunun içine aldı.
Sustu, bu sefer erdemlik olsun diye değil, konuşsaydı yangın olur yakardı.

Şimdiki zaman
Kuzenleri ağlayarak odadan çıktı.
Sabaha karşıydı. Annesiyle babası yatağının başında uyuya kalmışlardı. Onları öperek veda etti. Kokularını içine çekti, mektupların birini masaya bıraktı birini eline aldı. Montunu alarak ağrılar içinde dışarı attı kendisini.
Köşedeki simitçiden bir kağıt ve kalem alıp evinin adresini, annesinin ve babasının numarasını yazdı. Ağır aksak adımlarla, karı çiğneye çiğneye kafeye vardı.
Onu gördü, gözleri kızarmıştı, bişey demedi. İkisi de sustu. Mektubu uzattı, kollarını beline sardı. Affetmemişti, ama veda etmeliydi.
Döndü arkasını gitti. Uzunca ağrılar içinde yürüdü, gücü bitti. Nefesi tükendi.
Bembeyaz örtüye teslim olmuş ormana girdi.

Kardelen sevdiğini bekledi, soğuk karın içinde. Gelmedi pes etti. Soğuktan uyuşmuş bedeni acısız veda etti ruhuna. Soldu gitti.

Kardelen (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin