"Hayır hayır! Taehyung şarkı söyleyecek. Yoongi neden doğru düzgün yazmıyorsun görevleri? Jungkook'a dans grubunda demişsin ama o şarkı da söylemek istiyor."
Yoongi bahar şenlikleri için bana yardım etmek istediğini söylediğinde buna çok sevinmiştim çünkü görevleri düzenlemek, liste oluşturmak, slaytlarla uğraşmak falan filan cidden çok yorucuydu. Gerçek şuydu ki; Yoongi yanıma oturup görev listesini geçireceğini söylediğinde ona güvenmiştim ama beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Görevleri hep yanlış yere yazıyordu.
Elimde evirip çevirdiğim tükenmez kalemi Hoseok'un isminin üzerine bastırdım. "Rap değil dans olacak. Çocuklarım henüz rap yapmıyor!"
Yoongi cık cıkladı. "Yazık oldu. O çocukta tam bir rapçi ruhu var."
Ofladım ve elimdeki tükenmez kalemi Yoongi'nin kafasına fırlatmadan önce çığırdım. "Biraz ciddiye al be!"
Alnını ovalarken bana ters ters baktı. Küfretmek istediğini biliyordum ama o da biliyordu ki eğer küfrederse onu evimden kovarım.
Ve evet, evimdeyim. Günlerden Salı ve işten sonra Yoongi beni evime bırakmıştı, ona yemek yapmam karşılığında elbette ki.
Yoongi sandalyesini ittirdi ve kollarını göğsüne bağlayıp çiçek oldu. "Sıkılıyorum."
"Evine gidebilirsin. Gördüğün gibi meşgulüm."
Hımladı ve sandalyesinde bir ileri bir geri gitmeye başladı. O sırada yanlış yazdığı görevleri siliyor ve doğrusunu yazıyordum. Yoongi'ye yan şekilde baktığımda dikkatle beni izlediğini fark ettim. Bu biraz utandırıcıydı. Asansör vakasından sonra yüzüne tam olarak bakamıyordum ve aramızdaki birkaç saatlik gerginliği de sayarsak... Ah cidden düşünmek dahi nefesimi kesiyordu. Belki de içtiğimiz şarabın etkisiyle etkilenmiştir benden diye düşünmüştüm ama Yoongi asla bir iki bardakla kafayı bulacak kadar dayanıksız bir içici olmamıştı. Geriye bir ihtimal kalıyordu zaten: Benden etkileniyor.
Yani, hepsi benim paranoyamsa ve aslında Yoongi gerçekten iki bardakla sarhoş olduysa-
"Jimin!" Yoongi'nin gözlerim önünde şıklattığı parmağıyla irkilip elimde tuttuğum tükenmez kalemi ittirdim ve bununla birlikte liste siyah uzun bir çizgiyle mahvoldu. Harika! Hepsini tekrar yazmak zorundaydım.
Sesimin ağlayacak gibi çıkmasına engel olamadım. "Yoongi, ne yaptın baksana!"
"Üzgünüm ama iki saattir sana sesleniyorum hiçbir tepki göstermiyorsun. Ayrıca mürekkebi akmak üzereydi, yazı falan yazmıyordun. Öylece önüne bakıp bir şeyler mırıldandıyordun."
Bana doğru eğilmiş Yoongi'ye başımı çevirdim. "Duydun mu ne dediğimi?"
"Ağır Busan şiveni kullanıyordun anlamak için Busanlı olmam falan-yok hatta Jimince anlamam lazım."
"Ha iyi bari." Yüzüyle yakınlaşan yüzümü uzaklaştırıp, Yoongi'nin sağ çaprazında biriktirdiği A4 kağıtlarını işaret ettim. "Bir tane verir misin?"
Onu beklerken eski kağıdı buruşturdum ve yere attım. Tekrar önüme döndüğümde Yoongi'nin yüzü hemen yanımdaydı. İrkilerek geriye kaçmak için bir hamle yaptım ama Yoongi' nin elleri kolumu bulmuştu. Gözlerim kocaman açılmış yanaklarım çoktan yangın alanıydı. Kalp atışlarım ise davulun sesi gibi kulaklarımda gümlüyordu.
Yoongi nefesini dudaklarıma verirken yutkunmaya çalıştım, beni öpecek mi beni öpecek mi beni öpecek mi- ama gerçekten boğazımda buna engel olan bir şeyler vardı. "N-ne yapıyorsun, hyung?"
Elinde tuttuğu A4 kağıdının hışırtısını duyuyordum. "Yüzüm de bir şey mi-" yüzünü hızla çektiğinde susmak zorunda kaldım.
"Hayır." dedi karmakarışık bir sesle. "Hayır, sadece emin olmam gerekiyor."
![](https://img.wattpad.com/cover/135485144-288-k531529.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anaokulu // yoonmin ✓
Fanficanaokulu öğretmeni park jimin ve anaokulu müdürü min yoongi.