-Bölüm 11-
Büyülü Kaya
Günbatımı çok güzeldi. Adeta bir renk cümbüşü tüm gökyüzünü boyamıştı. Felix ve Ashe gölün kenarında uzanmış bu görüntüyü izliyorlardı. Güneş yavaşça batıyordu. Hava kararmaya başlamıştı.
-Artık gitmeliyiz bitirmemiz gereken bir iş var dedi Felix.
-Haklısın dedi Ashe yerinden doğrularak.
Eve doğru yol aldılar. Yol çok uzundu ve Felix zamanlarının azaldığını biliyordu.
-Şu dev kuşunu çağırdanda eve hızlıca gitsek olmaz mı dedi Felix.
-Bunu yapamayız. O şahsi bir kuş değil bu saatlerde onu kullanamayız. Dedi Ashe. Felix gözlerini devirdi ve Ashe'in taklidini yaptı. Ashe bunu gördü ve Felix'in omzuna bir yumruk indirdi. Yol boyunca gülüşmüşlerdi.
Eve geldiklerinde hava kararmıştı. Felix koşarak eve girdi. Ashe hemen arkasındaydı. Üst kata çıktılar. Büyükannesi uyuyordu. Felix onu uyandırmak istemedi ve aşşağı indiler. Annesi arka bahçede oturmuş yıldızları izliyordu. Felix yanına gitti. Annesi onu görünce hemen sarıldı.
-Sen iyisin. Başarabileceğini biliyordum. Dedi yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Ashe bahçe kapısında bekliyordu.
-Bu Ashe dedi Felix. Ashe kendinden bahsedildiğini duyunca yaklaştı.
-Biz zaten tanışıyoruz dedi Ashe.
-Aa doğru unutmuşum. Dedi Felix
-Şimdi boşverin. Dedi annesi. Büyükanneni kurtarabilmek için bir yol bulabildin mi dedi.
-Evet aslında bulduk. Büyülü taşı kullan...
-Ne büyülü taş mı! Annesi çok şaşırmıştı. O çok tehlikeli bir portal açıcı. Eğer onu kullanırsanız tehlikeli olabilir.
-Biliyoruz. Dedi Felix. Ama büyükannem için bunu yapmalıyız. Dedi ve evin içine girdi. Eğer girmesse konuşmanın uzayacağını biliyordu.
Sabah olduğunda Felix büyükannesinin yanına gitti. Büyükannesi uyanıktı ve Felix'i görünce gülümsedi.
-Hoşgeldin tatlım iyi olucağını biliyordum. Bir süre hasret giderdikten sonra Felix büyükannesine planından bahsetti. Büyükannesi.
-Seni durdurmayacağım Felix dedi. Ama benim için bunu yapmana hiç gerek yok. Dedi.
-Yapmalıyım büyükanne. Dedi Felix.
-Seni durduramayacağıma göre orda çok dikkatli olmanı istiyorum. Al bu kolyeyi tak. Felix'in boynuna bir kolye taktı. Felix olucağım dedi ve büyükannesine sarılıp odadan çıktı. Ashe kapıda bekliyordu. Felix annesiylede vedalaşıp dışarı çıktı.
İkisi birlikte hiç konuşmadan göle doğru yola çıktılar. Kendilerini en zora hazırlıyorlardı. Göle geldiklerinde taş gölün kenarında duruyordu. İkisi taşın yanına gittiler ve taşı ortalarına alıp karşılıklı durdular.
-Hazır mısın? Dedi Ashe. Evet anlamında başını salladı Felix. Ashe büyülü taşı çıkardı ve kayanın üstüne koydu taş parlıyordu. Ashe bir takım sözler söyleme başladı. Ashe bir anda gözlerini açtı. Geliyorlar. Felix etrafına baktı ve birkaç adam onlara doğru geliyordu. Felix ben hallederim dedi ve adamlara doğru koştu.
Felix bir adamı havaya kaldırıp diğer bir tanesinin üstüne fırlattı. Diğer adan Felix'e bir ateş topu fırlattı ve Felix afalladı. Adam Felix'in üstüne atladı ve bir yumruk salladı. Felix hızlıca adamı fırlattı. Ellerini toprağa yönlendirdi ve toprağı şekillendirdi. Toprak adamın ayağına sarıldı ve sertleşti. Diğer iki adam ayağa kalkmıştı Felix adamlara ateş topları fırlatmaya başladı. Adamlar çevik haraketlerle ateş toplarından kaçıyorlardı. Felix toprağı havaya kaldırdı ve adamlara fırlattı. Adamın biri yere yığıldı fakat diğeri ellerini yanlara açıp toprağı yanlara fırlatmıştı. Adam hala Felix'e doğru koşuyoru. Ashe hazırım diye bağırınca Felix Ashe'e koştu ve ellerini tuttu. Taş parlamaya başlamıştı. Adam hala onlara doğru koşuyordu. Adam Felix'in üstüne atladı ama Felix ve Ashe çoktan ışınlanmışlardı. Adam yere kapaklanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Wizard
FantasyFelix herkes gibi sıradan bir öğrenciydi. Her gününün sıkıcı geçtiğini düşünürdü. Ta ki o gün gelene kadar. Felix ailesinin derin sırlarına inecek ve geçmişindeki sırları açığa çıkaracaktır. Normal hayatına devam ederken aynı zamanda da tüm yalanlar...