-Bölüm 8-
Gizemli Mağara
Dağa doğru ilerlerken Felix aklına takılan bir soruyu sormak için kıza doğru döndü
-Ee... Bana hala adını söylemedin. Felix kendini filmlerdeki garip aşıklardan biri gibi hissetti. Kız hiç tepkisiz
-Ashe,adım Ashe. Dedi
felix kızın önüne geçti ve ikisi de durdular
-Memnun oldum ashe,bende Felix. Dedi ve kıza elini uzattı. Ashe, Felix'in yanından geçip gitti.
-Zaten biliyordum. Dedi
Felix yerin dibine girmişti ama fazla aldırmamaya çalıştı.
Dağın eteklerine gelmişlerdi. Felix kafasını kaldırıp dağın tepesine baktı. Bu dağa nasıl tırmanacaklardı. Aslında sormak istiyordu ama Ashe'in bir tavırına daha katlanmak istemiyordu.
-İşte geldik. Dedi Ashe
-Kolay kısmı bitti şimdi tırmanmak kaldı ama. Dedi Felix. Ashe birden gülmeye başladı.
-Cidden tırmanacağımızı mı düşündün. Diyerek sırıttı Ashe.
Boynundaki kolyeyi çıkardı. Güzel bir kolyeydi. Daha çok bir düdük gibiydi. Ashe kolyeyi ağzına götürdü ve üflemeye başladı. Felix dikkatlice Ashe'i izliyordu. Hiçbirşey olmayınca Felix bir kahkaha attı.
-Sanırım düdüğün bozuk Ashe. Dedi ve gülmeye devam etti. Ashe hiç aldırmamış şekilde üflemeye devam etti.
Birden güçlü bir rüzgar esti. Gökyüzünden dev bir kul geldi. Felix bunları kitaplarda okumuştu ama bu biraz daha farklıydı. Kuş Ashe'in önüne geldi ve yere kondu. Ashe kuşu okşadı ve Felix'e bakıp sırıttı.
Ashe kuşa bindi ve Felix'e baktı.
-Acele et zamanımız azalıyor. Felix biraz endişeliydi. Ne de olsa hayatında ilk kez dev bir kuşa binecekti. Ashe korktuğunu gözlerinden anlamıştı.
-Merak etme bir kere havalanınca alışırsın dedi ve gülmeye başladı. Felix çekingen bir tavırla Ashe'in arkasına oturdu.
-Sıkıca bana tutun. Düşmek istemessin. Dedi Ashe hala sırıtıyordu.
Dev kuş havalandı ve dağın üstüne doğru uçmaya başladı. Felix aşşağıya bakmamaya çalıştı. Yükseldikçe rüzgar artıyordu. Kuş sağa sola savruluyordu. Dağın tepesine gelmişlerdi. İkiside dev kuştan indi. Ashe kuşu okşadı ve kuşa sarıldı. Kuş kanatlarını açtı ve havalandı.
-Evet işte burası. Dedi Ashe. Düz bir alanda yürüyorlardı. Çok rüzgar olduğu için Felix gözlerini eliyle koruyordu. Dağın üstü karla kaplıydı bu yüzden yürümek oldukça zordu. Bir süre yürüdükten sonra Ashe birden durdu. Felix biraz daha arkasında Ashe'e bakıyordu. Rüzgar çok hızlanmıştı Felix artık hiçbirşey göremiyordu.
Rüzgar biraz daha azalmıştı. Ashe eski yerinde değildi. Etrafına baktı ama kimseyi göremedi. İlerli doğru yürüdü. Birden ayaklarının altındaki yer kaydı. Şimdi düşüyordu. Bağırmaya başlamıştı. Dağın içine doğru düşüyordu. Tutunmak için birşeyler aradı fakat etrafta hiçbirşey yoktu. Birsüre daha düştükten sonra suyun içine düştü. Bir süre suyun altında kaldı ve sonra suyun yüzeyine çıktı. Burası dağın içinde bir mağaraydı. Felix bir platforma çıktı. Ashe orda oturmuş sırıtarak ona bakıyordu.
-Gelmen uzun sürdü.
-Beni bırakıp gitmeseydin girişi daha çabuk bulabilirdim. Dedi Felix kurulanmaya çalışırken. Ashe hiç ıslanmamıştı. Felix fazla aldırmadı. Platformun öbür tarafında kocaman bir kapı vardı. Felixle Ashe birbirlerine baktılar ve kapıya doğru ilerlemeye başladılar.
Hepinize hikayemi okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Yeni bölümler her gün gelmeye devam edecek. Eğer hikayem hoşunuza gittiyse beğenmeyi unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Wizard
FantasíaFelix herkes gibi sıradan bir öğrenciydi. Her gününün sıkıcı geçtiğini düşünürdü. Ta ki o gün gelene kadar. Felix ailesinin derin sırlarına inecek ve geçmişindeki sırları açığa çıkaracaktır. Normal hayatına devam ederken aynı zamanda da tüm yalanlar...