medya : son feci bisiklet -uzaydan geldiğine göre yorgun olmalısın Elif in sözünü bölen zil sesi olmuştu , ne dediğini duyamamıştım fakat dila duymuş olacak ki yüzünde oldukça şakın bir ifade ile elif e bakıyordu . Onlara bakmayı kesip çantamı aldım ve kapıya yöneldim fakat birisinin ismimi söylemesi ile durdum bu kimya hocamızın sesiydi ,hadi ama ne güzel eve gidip o güzel yemekleri yiyecektim nereden çıktı bu adam şimdi, iç sesime katılıyordum ama bunu kenara bırakıp arkama döndüm ve gördüğüm manzara ile bir kez daha şaşırdım çünkü Tarık ,hocanın yanında duruyordu ve en az benim kadar mutsuz ve şaşkın olduğu her halinden belliydi . Hoca yanına gitmem için bir işaret yaptı ben de hemen hızlı adımlarla yanına gittim ,hoca Tarık ve bana bakarak ' cezalısınız ' dedi . Şaşkınlıkla birbirimize baktık ve ne yaptığımızı hatırlamaya çalıştık fakat hatırlayamamıştık .Tarık hocaya itiraz etti ama hoca dinlememişti , hatta ceza almamızın gerekçesini bile söylemedi ,oldukça tuhaf bir adamdı ve beni korkutuyordu açıkcası . Bizi peşine takıp bahçeye indirdi ve ayran paketlerini temizlememizi istedi ,hadi ama bu gerçek olamaz yani bu kadar ayran içilmiş olamaz ,bahçe ayran kapları ile doluydu , o çöpleri 30 dakika içinde toplamamızı söyledi annemi arayıp biraz geç geleceğimi söyledim ,akşama misafir olduğunu söyledi ve azarladı fakat benim elimde olmadığını ve öğretmenin görevlendirdiğini söyleyince biraz yumuşadı ve evde görüşeceğimizi söyleyip telefonu kapattı, Tarığa baktığım zaman onun da telefonunu cebine koyduğunu gördüm ,ona baktığımı fark edince mahçup bir ifade ile bana baktı ve ' ya kusura bakma sanırım sabahki kaza yüzünden bu haldeyiz o cidden kazaydı özür dilerim lan ' dedi . Ben de ona baktım ve ' sabahki olay yüzünden sana hala kızgınım fakat üzerinde durmayacağım belli ki pişmansın bu yüzden affediyorum ' dedim bu söylediklerim onu biraz rahatlatmışa benziyordu bu defa daha rahat bir ses tonuyla ' yalnız bu kadar ayranı kim içmiş lan her taraf ayran olmuş , bizden habersiz mevlüt falan mı yaptılar ? ' diye konuştu sesinde şaşkınlıkla beraber neşe de vardı , ses tonu çok sevimliydi yanağını sıkma isteği geldi bir an fakat bu isteğim elinde çöp torbaları ve eldivenler ile gelen kimyacıyı görmemle son buldu , bu adam cidden tuhaftı yani ne diye bize ceza vermişti ki bunu öğrenmenin tek yolunu denemek için kimya hocasına döndüm ve boğazımı temizledim , sevimli olmaya çalışarak 'şey hocaların en iyisi acaba biz bu cezayı ne için aldık , ponçik kalplilerin en hocası söyler misiniz ' diyemedim onun yerine ' hocam acaba neden ceza aldığımızı söyler misiniz ? ' diyebildim . Tabii ki söylemedi sadece çöp poşetini ve eldivenleri elime tutuşturup uzaklaştı . Tarık eldivenlerin bir çiftini elimden aldı bu esnada elime dokunmamaya özen göstermesi dikkatimden kaçmadı . işimizi bitirdiğimiz zaman biz de bitmiştik okulda bu kadar çöp neden vardı ki , bundan sonra çöp atanları gördüğüm yerde kızacaktım .
Eldivenleri çıkarıp çöp poşetine attım ve çantamı nereye koyduğumu hatırlamaya çalıştım fakat hatırlayamamıştım Tarık arkamdan ' bunu mu arıyorsun ? ' diye seslendi elinde iki çanta ile geliyordu ve bunlardan birisi benim çantamdı , çantamı kafama fırlatıp yoluna devam etti son anda tutabilmiştim , ah bu çocuğu anlayamıyorum şimdi ne olmuştu ki hem az kalsınn telefonum kırılıyordu . Hızlı adımlarla Tarığa yetişmeye çalışırken söyleniyordu. 'Hey sen ne yaptığını zannediyorsun neredeyse telefonum kırılıyordu ' , ' bunda benim etkim ne ' , 'çantamı fırlatman olabilir mi ' , ' ben mi dedim sana telefonunu çantana koy diye ayrıca nereden bilebilirdim ki içinde telefon olduğunu . '
' neyse şu an seninle uğraşamam hava kararmak üzere ve eve yetişmem lazım 'dedim ve çantamın tek kolunu çıkararak önüme gelmesini sağladım ve ön bölmesini açarak telefonumu aldım ancak -annem - kişisinden 20 arama yazısını görünce ufak çaplı bir kalp krizi geçirecektim , lanet olsun ki telefonu sessizde unutmuştum . Suratımda nasıl bir ifade vardı bilmiyorum ama Tarık ın 'ne oldu lan hayırdır , iyi misin ' demesiyle kendime geldim ve telefonu ona doğru tuttum o da kısık sesle bir şeyler söylenerek elini cebine attı ve telefonunu çıkardı ve ekranı açmasıyla telefonu bana çevirmesi bir oldu onda da 25 arama vardı ve tek kişidendi -kalbimin sultanı - yazıyordu sanırım annesini böyle kaydetmişti ne yaptığını yeni fark etmiş gibi telefonu kendine çevirdi ve ' babamı böyle kaydettiğimi kimseye söyleme bu bizim minik sırrımız olsun tamam mı lan ' dedi sanırım bu çocukta ' lan ' demek ağız alışkanlığı olmuştu onun dışında çok kibar birisiydi ve babasını böyle kaydetmesi tuhaftı ,neyse bu beni ilgilendirmezdi evimin sokağına yaklaştığımız zaman ' yarın görüşürüz 'dedim bu gayri ihtiyari bir şeydi yani tamamen kibarlık olsun diye söylemiştim . O da arkamdan aynı şeyi söylediği zaman gülümsemiştim .
Eve geldiğim zaman kapıda tanımadığım bir kaç ayakkabı vardı fakat içlerinden birisi tanıdık gelmişti , nerede gördüm hatırlamıyorum ama tuhaf bir alışkanlık gereği insanların ayakkabılarına dikkat eder ve onları ayakkabılarından tanırdım bu kişiliğini anlamak anlamındaki tanımak değildi baya hangi ayakkabının kime ait olduğunu anlamak anlamındaydı ...
- ne biçim cümle kurdum beh - NEYSE SELAM OKURCUKLAR ÖZLEDİNİZ DEMİ BENİ BEN DE SİZİ ÖZLEDİM NEYSE UMARIM BÖLÜMÜ BEĞENMİŞSİNİZDİR .
HADİ HERKES TUHAF BİR HUYUNU YAZSIN - Ekim in ayakkabı dan tanıma huyu gibi -
BİR DE DİĞER BÖLÜMÜN TARIKTAN GELMESİNİ İSTER MİSİNİZ ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR EKİM MESELESİ
Novela Juvenil☁️☁️☁️ Her şey 7 yıl önce bir salıncak kavgası ile başladı ☁️ ☁️ ☁️ Sen sen nasıl yaptın, onunla dans ederken beni görmedin gözümün içine bakıyordun oysa ki sanırım tüm kalbimi orada parçaladın çok teşekkür ederim beni görünmez yaptığın için... ☁...