On Altıncı Bölüm

63 3 0
                                    

"Selin senin hiçbir şeyin."
Şaşırmış bir şekilde ona baktım.
"Peki ya o Mesajlar neyin nesiydi? Ama Sssp demişti ki..."
"Ah Melis! Sen onun her şeyine güveniyor musun? O sana yalan söyledi. Sadece kafanı karıştırmak için. Yoksa hiçbir şey yok aranda."
"Ama neden? Neden?"diyerek oradan ayrıldım.
Üzgündüm yine ve yine. Mutsuzdum yine ve yine. Ağlamaya başladım yine ve yine.
Ah Melis! Neydi bu?! Polise mi gitmeliydim?
Evet emindim artık ölmek istiyordum ben. Hem de ne olursa olsun kimse beni bu karardan vazgeçiremezdi.
Sonra durdum ve düşündüm. Ölüm bir kurtuluş değildi. Aksine daha bir çıkmaza götürmekten başka bir şeye yaramayacaktı. Salaklaşma dedim kendi kendime.
Gökyüzüne bakarak düşünmeye başladım.
Evdeyken balkondan bakmaya bayılırdım. Dışarıdaki insanları izlemeyi seviyordum. Futbol oynayan küçük çocuklar araba geldiğini gördüklerinde terli bir şekilde kenara çekilirlerdi sonra kaldıkları yerden devam ederlerdi.
Bir an bu saçma şeyi düşünmekten vazgeçtim. Aklıma bir şey gelmişti. Sssp bana her zaman gerçeği söylemiyordu. Peki ya önceden dedikleri doğru değilse?! Ne kadar iğrenç,yalancı,pislik biriydi böyle.
Bu olayı düşünmemeyi çalıştım ama olmuyordu bir saniye olsun aklımdan çıkmıyordu.
Hastaneye Aslı'yı görmek için gittim. Tam içeri girecekken içerde Caner'in olduğunu gördüm. Kapıdan onu izledim.
"Aşkım hadi uyan!"diyordu sürekli. Gözlerim doldu onları görünce sonra ben de içeri girdim. Caner ağlamıştı.
"İyi misin?"dedim ona.
Kafasını hayır anlamımda sallayarak odadan çıktı. Aslı'nın yanına oturdum.
"Aslı sizden sakladığım bir sürü sır var biliyor musun?" Bir yandan da ağlıyordum.
"Herhalde herkesin bir sırrı vardır ne dersin?"
"Ama ben sırrımı saklarken yalan da söylüyorum galiba sorun orada."
"Bizden ne saklıyorsun sen?"sesini duymamla irkildim.

***************************
Cemrehan yine mutsuz bir şekilde oturuyordu yanına Selin gelmişti.
"Cemrehan,"dedi Selin "sana bir şey söyleyeceğim."
"Ne?"dedi sertçe. Kuzeniydi evet gerektiğinde onu korurdu ama pek de sevmezdi onu.
"B-ben seni seviyorum!" Dedi aşkla Cemrehan'a bakarak "ve sen de biliyorsun bunu. Ben sana aşığım İşte."
"Ama ben sana aşık değilim!"dedi Cemrehan.
Selin ona hep aşık olduğunu söylerdi ama Cemrehan onu sevmiyordu.
"Hep o salak kız yüzünden!"
Dedi Selin.
"O kim?"dedi sanki bilmiyormuşcasına Cemrehan.
"O kızıl Melis. Ona aşıksın değil mi?"
"Birincisi ona aşık değilim ikincisi sana hiçbir zaman aşık olmadım."
"Olmak zorunda kalacaksın."diyerek sinirle oradan ayrıldı Selin.
****************************
Ali üzgünce kulübede oturmuş öyle tavanla bakışıyordu. Diğer erkeklerin hepsi de oradaydı.
"Aslı'yı görmeye gideceğim."diyerek ayaklandı Ali. Diğerlerinin dediklerini dinlemeden oradan uzaklaştı. Hastaneye geldiğinde Melis Aslı ile konuşuyordu. Biraz onları dinledi.
"Aslı sizden sakladığım bir sürü sır var biliyor musun?"
"Herhalde herkesin bir sırrı vardır ne dersin?"
"Ama ben sırrımı saklarken yalan da söylüyorum galiba sorun orada."
Ne saklıyordu diye düşündü Ali. Sinirlendi.
"Bizden ne saklıyorsun sen?"Diye sordu Ali.
****************************
Ali bana sinirle bakıyordu.
"Neyi saklayacağım canım?"dedim gülmeye çalışarak.
"Melis çabuk anlat!"
Sıkışmıştım bayya. Sssp yi asla anlatamazdım .
"Kızmayacağına söz ver."dedim.
"Anlat hemen!"dedi "Kızmayacağım."
"Karşı okuldan biri ile yakın arkadaş oldum."
"Kız mı erkek mi?"
"Erkek. Ve yakında da kavga ettik zaten."
"Kim o?"
"O da ben de kalsın."
"Kim o?"
"Söyleyemem."
"Peki."dedi sonra gülmeye başladı.
"Sinirlenmekte nefret edersin."dedim ben de gülerek.
"O erkeği seviyor musun."
"Seviyorum,"dedim bana tuhaf bakınca ekledim "arkadaş olarak."
"Kesin öyledir," dedi "anlatsana onu bir."
"Siyah saçlı çok güzel gözlere sahip biri. Gözleri kızdığında sanki böyle tatlı bir zeytin oluyor. Güldüğünde sanki dünya gülüyor. Muhteşem kaslara sahip. Boyu uzun ve yakışıklı. Anlayacağın süper bir arkadaş."dedim.
Güldü bana "Kızım sen abayı yakmışsın."
Dedi bana.
"Ne alakası var ya?"
"Hülyalı hülyalı anlattın Yok zeytin falan."
Ona vurdum.
"Kes Lan."dedim.
"Makas şart."
Sonra içeri Caner girince şamatayı kestik. Evet makas ile kestik.
"Caner,"dedi Ali "bak Aslı nasıl uyanır biliyor musun?"
"Nasıl?"dedi Caner.
"Uyuyan güzel masalındaki gibi öp belki uyanır."
"Mal mısın? O adı üstünde bir masal Ali."dedim.
Caner, "mantıklı."deyince ikisine de uzaylı görmüş gibi baktım.
Sonra Caner ikimizi kovdu. Aslı'nın yanına gitti. Dudaklarından öptü.
Aslı da hiçbir haraket olmadı.
"Dedim size çok malca bir şeydi."dedim.
"Belki prens Caner değil de benimdir dur bir de ben öpeyim."dedi Ali.
"Mal!"dedim.
Caner sinirle bakınca "şaka yapmıştım zaten."dedi ve Aslı'ya baktık öyle.
*****************************
Cemrehan öyle otururken yanına Sinan geldi.
"Melis ile küstüğünden beri perişansın."
Cemrehan ona baktı.
"Ne alakası var canım?"dedi Cemrehan.
"Melis nasıl bir kız? Anlatsana bir."
Cemrehan gülümseyerek anlatmaya başladı.
"Çok iyi kalpli biri. Oldukça güzel. Kızıl saçları var. Gözleri öyle tatlı bir kahverengi ki yiyesim geliyor onu tatlı gibi.Güldüğünde her şey bulanıklaşıyor ve sadece o kalıyor. Onun ışığı herkesin ışığını söndürüyor."
Sinan gülerek onu dinledi.
"Sen aşık olmuşsun ya."
"Ne alakası var ya?"
"Düğününde nikah şahidinim."dedi gülerek Sinan.
"Sinan siktir git! Beni sinir etme!"
Anırarak gülüyordu Sinan.
"Bana da o arkadaşlarından Zeynep'i ayarlarsın. Kız taş mübarek."dedi Sinan.
Cemrehan ona yumruk atınca sustu.
******************************
"Hadi gidelim."dedi Ali. Biz de Ali ile ayrıldık.
"Eğer o kişiye aşıksan kaçırma."dedi Ali.
"Aşık falan DEĞİLİM!"dedim bağırarak.
"Benim bir sevgilim oldu sonra olmadı neden biliyor musun?"
"Neden?"
"Çünkü aşkı bulmuştum onda ben. Ve hala unutamadım onu. O yüzden başka sevgili istemedim. Sen de gerçek aşkı bulduysan kaçırma."
Cevap vermedim.

Herkesin Bir Sırrı Vardır(Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin