Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
19.45, on the grill
"yani liseden beri birliktesiniz?"
jeongguk, ağzına patates kızartmalarından atmadan önce sorduğunda, jimin gülümseyerek onaylamıştı. "evet ama, yoongi hyung o zamanlar da huysuzdu ve ben uzun bir süre platonik takılmıştım."
"hadi ama, jimin. bana bir şey söylememiştin ki." birasından yudumlayarak konuştuğunda bir kolu jimin'in sandalyesinin arkasındaydı. "hyung! her şeyi benden bekliyorsun. madem öyle, sen niye gelip konuşmadın benimle?" dudaklarını büzerek söylendiğinde, yoongi'nin gözleri küçüğünün kırmızı yanaklarına ve kalın dudaklarına kaymıştı.
"bebeğim, şuan konuşmaktansa başka şey-"
"hyung! yemek soğudu yahu!" taehyung'un araya girmesi ile yoongi ters bakışlarını esmer olana yöneltmişti. jimin'in utangaçlığı hala üzerinde iken jeongguk, taehyung'un şirin hareketlerine gülümsüyordu. esmer olan, giydiği dar kot pantolonu ve kareli gömleği ile sıradan gözükse de, jeongguk'a göre oldukça göz kamaştırıcıydı ve sanki anlaşıp da giyinmişler gibi, ikisinin de üzerinde benzer renklere sahip gömlekler vardı.
"jeongguk, biraz bundan ister misin?" genç olan, taehyung'un uzattığı kızarmış tavuğu, gülümseyerek kabul ettiğinde, esmer olan ufak kıkırtısı eşliğinde yemeğini yemeye dönmüştü. ikilinin karşısında oturan jimin ise, onların sevimliliklerine karşı elleriyle gülüşünü gizlemeye çalışıyor, yoongi'ye yaslanıyordu.
"jeongguk, senin görüştüğün biri var mı?" yoongi'nin yönelttiği soru ile, taehyung yutkunmuş, jimin ise alttan alttan gülmeye devam etmişti. ikili, her şeyi önceden planlamış gibi utanan jeongguk'un cevabını bekliyorlardı.
"oh, hayır hyung, yok."
"ama bu olmayacağı anlamına gelmiyor, değil mi?" jimin, gözlerini büyüterek dirseklerini masaya yasladığında, taehyung bu buluşmanın hiç de iyi bir fikir olmadığını fark etmişti. "jimin, aç değil miydin sen, yemeğini yesene!"
yoongi, esmer olanın panik hallerine gülümserken jimin'i kolunun altına çekerek kulağına bir şeyler fısıldamıştı. taehyung gözlerini kısmış, onları izlerken jeongguk ne olduğunu çözmeye çalışarak, büyük gözlerini diğerlerinde gezdiriyordu. "hyung ben anlamadım. bir şey mi oldu?"
"ah, hayır. onlar aralarında konuşuyorlar. boşver sen." esmer olan güven verici gülümsemesi ile konuştuğunda, kafasında jimin ile ilgili türlü senaryolar kuruyordu. yoongi'ye bir şey söylemesi zor olduğundan, akşamın sonunda tüm sinirini jimin'den çıkaracaktı.
"yaz tatilinde burada mısın hyung?" dedi jeongguk. yanaklarını şiş gösteren lokmalar tam bir tavşana benzemesini sağlamıştı.
"bilmem, kesin bir planım yok. sen, buralarda mı olacaksın?"
