[6]

15.9K 1.5K 489
                                    

merhabaa, eğer beklediyseniz, beklettiysem üzgünüm. bu bölüm diğerlerine göre biraz farklı ve kısa oldu. zaten okuyunca göreceksiniz. ufak şeyler ekledim. lütfen hoşunuza gitmediyse belirtin ve yorumlarınızı eksik etmeyin. yazdıklarınızla beni motive ediyorsunuz. sizi seviyorum ve iyi okumalar diyerek kaçıyorum.

13

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

13.45, mr. holmes bakehouse seoul

sıcak güneş kafenin camından yansıyarak taehyung'un saçlarını süslerken, o önündeki kitaba odaklanmış bir şekilde ılık çayını içiyordu. bir elinde renkli kalemi varken okuduğu satırlardan önemli gördüklerini çiziyor, aklında daha iyi kalmalarını sağlıyordu. karşısında oturan hoseok ise havaya kaldırdığı telefonu ile güzel bir açı yakalamaya çalışıyor, fotoğraf çekiyordu.

"hyung, haftaya finallerin başlıyor farkında mısın?" tek kaşını kaldırarak konuştuğunda, kızıl saçlı olan onu geçiştirerek poz vermeye devam etmişti. taehyung göz devirerek kitabına geri döndüğünde hoseok'un telefonundan gelen klik seslerini duyabiliyordu.

günlerden cumartesiydi ve diğer sabahların aksine biraz daha geç kalmışlar, sakin bir kafede buluşmuşlardı. taehyung hoseok'u aradığında ders çalışacağını söylemişti ve hoseok, kitaplarını alıp geleceğini belirtmişti. taehyung yarım saat boyunca kızıl saçlı genci beklemişti ve geldiğinde elinde kitap ya da defter yoktu.

gözlerini ovuşturarak kalemini bıraktığında çayından son yudumunu aldı ve yarısı hoseok tarafından yenmiş olan kekini bitirdi. çalışmaya evde devam etmeye karar vermişti. hoseok yokken, yumuşak yatağında uzanarak ezber yapmak daha cazipti.

"kalkalım mı hyung?" kitaplarını çantasına dizerken konuştuğunda hoseok'tan kısa bir onay aldı. toparladığı çantası ile ayağa kalktığında kapıya doğru ilerliyordu. aylığı bitmek üzereydi ve bir seferliğine hesabı hyungu ödese sıkıntı çıkmazdı.

kafenin ön tarafına dizilmiş çiçek saksılarının yanında durmuş, hoseok'u bekliyordu. kızıl saçlı olan, kısa bir süre sonra geldiğinde cüzdanını cebine yerleştiriyor, dik bakışları ile taehyung'a bakıyordu.

"hyung niye öyle bakıyorsun ya, ilk defa hesap ödedin zaten, gözlerim doldu bak." ellerini yüzüne yelpaze ederek dramatik bir ifadeye büründüğünde, hoseok hafifçe gülümseyerek kolunu esmer olanın omzuna attı. taehyung'un dairesine ilerleyen yolda yürürlerken bir yandan da konuşuyorlardı.

"yaz tatilinde burada mısın?" hoseok sorduğunda, esmer olan kısa bir süre düşündü. "bilmiyorum. ya daegu'ya döneceğim, ya da burada kalıp çalışacağım. henüz karar vermedim." ailesi ile olan son konuşması aklına geldiğinde onları ne kadar özlediğini fark etmişti. kısa bir süreliğine de olsa onları ziyarete gitmeliydi.

forelsket | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin