Mükellef olan sofradan kalkıp kanepeye oturdum ve televizyonu açtım. Salonda olduğumuz için çok fazla tedirgin olduğum söylenemezdi. O da bulaşıkları halledip yanıma oturdu. Birlikte müzik kanallarında zap yapmaya başladık. Bir şeylerin olmasını istemiyordum. Ama bi yere kadar ileri gidebilirim diye bir düşünce vardı içimde. Kaçabildiğim kadar kaçacaktım. Ne kadar az şey yaşanırsa benim için o kadar iyiydi.
Bir süre sonra sabah çok erken kalktığım için omzuna yaslanıp gözlerimi kapadım. Uykuda kalmak akıllıcaydı. Sürekli başımda birşeyler sayıklıyor, kendinden bahsediyordu. Daha üçüncü buluşmada evine giden kızdım onun için. O an ne düşündüğünü tahmin etmek o kadar da zor değildi. Ama yine de iyi, temiz bir kız olarak aklında kalmak istiyordum.
İyice uykuya odaklanmıştım, Gökhan'ın da fazla sesi çıkmıyordu zaten. Biraz kıpırdanır gibi oldu ve kafasını kaldırdı. Kulağıma eğilip "Hayatım uykun geldiyse burası rahatsız, yukarı çıkabiliriz." dedi. Düşünün 15 yaşındasınız. Karşınızdaki erkek 18 yaşındaki erkeklerin sahip olduğu bir görünüme ve seksiliğe sahip. Ayrıca size "hayatım" diye hitap ediyor. Ne olgunca ama!! En azından 15 yaşındayken böyle şeyleri etkileyici bulurdum.
"Burası iyi rahatım burada." dediğimde o çoktan kalkmıştı.
"Hadi ama aşkım kalk uyuruz biraz sarılırız." deyip beni sürüklemeye başladı.
Odasına çıktığımızda dediğini gibi sarılıp uzandık. Gerçekten ona güvenebileceğimi hissettim o anda. Sıcaklığı, beni kavrayan kolları... Birbirimiz için yaratılmış gibiydik. En azından ben öyle hissediyordum. Ama bu anı mahvetmeden durması 10 dakika kadar sürdü. Sonra kalkıp "Çok sıcak oldu." deyip üzerinde ki tişörtü çıkardı. Hiç oralı olmamaya özen gösterdim. Anlamaya başladım. Bir şeyler yaşanacaktı.
Biraz daha uzandıktan sonra iyice bana sokuldu. Beni öpmeye başladı. Öpüşünden ne kadar hoşlansam da korkmaya başlamıştım. Çünkü elleri yanlış yerlere dokunuyordu. Bacaklarımda, belimde, göğüslerimde geziyordu. Birden bire tişörtümü kavradı ve çıkarmaya yeltendi. "Dur, hayır yapma." dedim nefes nefese. "Korkma birşey olmayacak sakinleş." diyerek o ilahi sesiyle beni dizginlemeye çalıştı. Buna izin vermemem gerektiğini biliyordum ama ona karşı koyamıyordum. Bedenim farklı beynim farklı şeyler söylüyordu. 'Bırak İrem, Kalk git İrem, Sen bu değilsin.' Ama yapamıyordum. Ona ayak uydurmaktan başka bir şey yapamıyordum. Bir kaç defa durmasını söylesem de ona karşı koyamadığımı anlamış olacak ki durmuyordu.
Evet tam olarak çırılçıplak karşısındaydım. Deli gibi utanıyordum ama yine de kalkıp gidemiyordum. İğrençliğin ortasındaymışım gibi hissediyordum ama beni bırakıp gitmesinden korktuğum için kılım bile oynamıyordu. Beni öpmeyi bana dokunmayı kesmiyordu.
Zevk için yanıp tutuşan, o daha bakamadığım şeyi mahremime sürtmeye başladığındaysa neredeyse kitleniyordum. "Korkma, içine girmek gibi bir niyetim yok."demişti bana. Ne kadar korkunç bir cümleydi bu. İğrençti. Neden sadece kalkıp gitmiyordum ki. Neden gidemiyordum ? En azından sözüne sadık kalıp bana gerçek anlamda sahip olmamıştı.
Tam anlamıyla ne ona zevk vermiştim ne de ben aşktan boğulmuştum. Dokunulmuştum artık masum değildim. Ama hala bakireydim. Ne önemi vardı ki bunun. O zarın orada olmasının ne önemi vardı? Annem hep senin güvencen olacak o derdi. Ama ne önemi vardı ki. Birileri bana dokunmuştu ve ben hala o birilerinin kuyruğu gibi peşinde dolanıyordum. Neden ? Aşıktım güya. Boş gençlik hayalleri...
Evden çıkıp havuza gittik. Sibel ve Gökhan'ın arkadaşı Mert de oradaydı. Hiç birşey olmamış gibi eğlendik. Benim içimde fırtınalar kopuyordu. Sibel bir kaç kez neyim olduğunu sordu. Büyük ihtimalle anlamıştı suratımdan. Ama ona söyleyemezdim, çok utanıyordum. Benim için korkunç bir şeydi yaşadığım.
Bir kaç gün daha böyle geçti. Evine gitmekten kaçındım. Bir daha olmaması için kendime söz vermiştim. Sonra ne oldu tahmin edin. O ilahi melek diye adlandırdığım herif benden ayrıldı. O bir türlü vaz geçemediği eski sevgilisine döndü. Peki ben? Ben onun aşkından yanıp tutuştuğumu düşünüyordum. Ama sadece bir heyecandı. Boş hayallerle doldurduğum bir heyecan. Çok büyük bir hataydı. Temiz kalmalıydım. Bana tam anlamıyla sahip olmuş olmasa da kendimi kirli hissediyordum.
Ama yine de onu unutmam sadece bir haftamı almıştı. O zaman kendimi daha kötü hissettim. Daha aşık bile olmadığım birinin bana dokunmasına izin vermiştim. Sonra kendime söz verdim. Asla izin vermeyecektim başka birinin bana öyle dokunmasına. Tabii bu sözümü tutamadım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Hikayem
Literatura FemininaSevgili şu anlık okuru olmayan günlük! Neden bir hikaye paylaşım sitesinde günlük yazıyorsun diye soracak olursan eğer, "Pek çok hikayenin yayımlandığı bu ortamda çoğu şeyin yapmacık olduğuna inandığım için yapıyorum bunu." derim. Çünkü gerçek olan...