Sevgili az miktardaki biricik okurlarım. Bu kadar geciktiğim için çok ama çok üzgün olduğumu belirtmek isterim. Sanırım ilk bölümde size bahsetmiştim. Bu benim üniversiteye hazırlıktaki ikinci yılım ve dershaneye gittiğim için kendi takip ettiğim hikayeleri bile okuyamıyorum bir kaç aydır. İki aydırda güncelleme yapmamışım hikayeye. Dershanemiz ödev olayına pek önem veriyor ve benim şu anda test çözüyor olmam gerek, fakat bir okurumun yeni bölüm beklediğini belirttiği yorumu görünce bir an deli bir şevk geldi ve devam etmeye karar verdim :). Ödevlerimi bir kenara bırakıp şimdi sizlere yazıyorum. Eğer geçen bölümün son paragrafını okursanız hikayeyi hatırlayacağınızdan eminim. İyi okumalaaar :))
Evet heyecandan havalara uçmuştum. Bana sarılmıştı ama benim saatlerce uğraştığım emek verdiğim şeyle dalga geçmesi beni kırmıştı. Belki çoğu kız bu duruma aynı benim gibi kırıldı. Belki bazıları sonrasında sarılıp teşekkür ettiği için bunu pek önemsemezdi. Ben önemsedim. Eğer önemsemeseydim belkide günümüz daha iyi geçebilirdi.
Biraz surat astım o gün ama yinede güzel geçti. Üçümüz birlikte yemek yedik, sohbet ettik, şakalar yaptık. Sanki her zaman olduğu gibi bir arkadaşım bize ev oturmasına gelmiş gibiydi. "Yeni tanıştığım bir arkadaşım.."
Akşama doğru Erhan'ın otobüs saati yaklaşınca evine gidip eşyalarını toplamak üzere bizden çıktı. Ben doğum gününü benimle geçirdiği için havalara uçuyordum. Onun için önemli bir gündü doğum günü. Kötü anlamda da olsa.. Sonuçta o günü benimle geçirmişti ve bu benim için yeterliydi.
Ayrılır ayrılmaz mesaj atmıştı yine bana. Konuşuyorduk havadan sudan. Ne yapıyor, gitti mi, bindi mi otobüse diye. Bende televizyonun karşısında iyice gevşemiş arada gelen mesajlara cevap veriyordum. Mesaj sesiyle tekrar elime aldım telefonumu.
GELEN Erhan Acemoğlu: Birazdan seni arayacağım müsait bir yere geç.
Bu da neydi şimdi? Mesajı zaten ilk okuyuşumda ayaklanıp arka balkona doğru koştum. Ne diyeceği o kadarda önemli değildi aslında. Onun bana bir şeyler söylemek için beni aramayı tercih etmesi bile ellerimin heyecandan titremesi için yeterliydi. Aramasını beklerken saniyeler saatler oluyordu. Ve işte beklediğim zil sesi. Telefonun başında bekliyormuş gibi görünmemek için birkaç saniye daha bekledim ve açtım.
"Efendim." dedim sakin bir ses tonuyla. Olabildiğince serinkanlı davranmaya çalışıyordum. Duygularımı bilmesini istemiyordum.
"Nasılsın, n'apıyosun?" sesi sanki telaşlıydı.
"Televizyon falan seyrediyordum. Sen?"
"İşte bende birazdan otobüse bineceğim. Kalkar beş dakika içinde. Şey, onları boşver de ben sana bir şey soracağım." heyecanımın dahada arttığını avuç içlerimin terlemekten telefonu tutamamaya başladığı söylememe lüzum yok sanırım.
"Sor bakalım dinliyorum." dedim neşeli olmaya çalışarak. Aslında çok endişeliydim.
"Fazla olmadı biz kaynaşalı biliyorum ama. Gitmeden sana bunu sormak istedim. Telefonla da olur mu bilmiyorum ama off.. Biraz cesaretlenmem lazım bunu söylemek için. Dur biraz. Bekle. Tamam tamam hazırım. Şeyy... Hatunum olsan ya sen benim?"
Hatunu omak? Evet.. Değişik bir çıma teklifi. Aslında o anda hissettiklerimi pek tarif edemiyorum çünkü çıkma tekliflerinden nefret eden biriyim. Olayların kendiliğinden gelişmesi taraftarıyımdır her zaman. Bu sefer farklı olmuştu. Bunu hiç sorun etmemiştim. Sorduğu soru, kurduğu cümleler; yadırgamam, soğumam gereken salakça bir paragraftan oluşuyordu ama benim ağzım kulaklarımda, avuçlarım su içinde en sevdiğim yemeği yermişçesine etrafıma bakıyordum. Kurabildiğim tek cümle ise;
"Olsam mı ki ?" olmuştu. 'Olsam mı ki?' mi? Güldüğümü anlamış olacaktı herhalde ki bana;
"Sende istiyorsun bence." dedi. Haklıydı. Deli gibi istiyordum ama beni böyle hemen çözmesinide istemiyordum.
"O zaman olayım ben, ondan olayım o zaman, şey hatun olayım o zaman ben." gibi saçma cümleler kurarak yerin dibine girerken onun gülmesi hoşuma gitmişti. Artık resmi olarak bir çifttik. Bu kimiz içinde yep yeni bir başlangıçtı. Özellikle Gökhan'la yaşadığım o korkunç hikayeden sonra benim için tamamen yeni bir başlangıçtı.
Otobüsü kalkmıştı ve İlhan'la birlikte kamp alanına doğru yola çıkmışlardı. Arada mesajlar atıyor gelince yapacağımız planlardan söz ediyordu. Benim aklımda ise attığı, o düşüncelerimi kurcalayan mesaj vardı.
"Birlikte olduğumuzu kimsenin bilmesini istemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Hikayem
Chick-LitSevgili şu anlık okuru olmayan günlük! Neden bir hikaye paylaşım sitesinde günlük yazıyorsun diye soracak olursan eğer, "Pek çok hikayenin yayımlandığı bu ortamda çoğu şeyin yapmacık olduğuna inandığım için yapıyorum bunu." derim. Çünkü gerçek olan...